At the hospital translate Turkish
5,159 parallel translation
Why weren't you at the hospital?
Neden hastanede yoktun?
Shouldn't you be at the hospital?
Senin hastanede olman gerekmiyor mu?
Isn't that what you told Spencer at the hospital?
Hastanede Spencer'a kendin söylemedin mi?
Hmm. Thought I knew everyone at the hospital.
Sanki hastahanede ki herkesi tanıyordum.
Chief, I'm over at the hospital.
Şef, hastanedeyim.
We're interested in what you were up to at the hospital.
Hastaneye neden gittiğinizi öğrenmek istiyoruz.
We spoke at the hospital.
Hastanede konuşmuştuk.
What were Denton's movements while we were at the hospital?
Biz hastanedeyken Denton ne yaptı?
'So there was a connection with the incident at the hospital? '
- Peki hastanedeki olayla bir ilgisi var mı?
He was at the hospital, about to kill the witness and DC Trotman, at exactly the same time you made your phone call.
Tanığın ve Memur Trotman'ın öldürüldüğü saatte hastanedeydi. Yani tam olarak sizin hastaneyi aradığınız saatte.
You interviewed her in connection with events at the hospital.
Hastanedeki olayla bağlantısı olduğu için onu sorgulamıştınız.
You interviewed her in connection with events at the hospital.
Hastanedeki olaylarla ilgili kendisiyle görüşmüştünüz.
She led the convoy into the ambush... .. and conspired in the witness's murder at the hospital.
Konvoyu saldırı alanına yönlendirdi ve Tanığın hastanede öldürülmesi amacıyla komplo kurdu.
I've only been sleeping here when I work back-to-back days at the hospital.
Hastanede çalıştıktan sonra buraya sadece uyumaya geliyordum.
We worked together at the hospital.
Hastanede beraber çalışmıştık.
You're supposed to be working at the hospital tonight, but when I stopped by, you were gone.
Bu gece hastanede çalışman gerekiyordu ama geldiğimde sen gitmiştin.
I have to go see David at the hospital.
Hastaneye gidip David'i görmeyilim.
She accosted him at the hospital, Frank, reminded him that he wasn't a cop and he didn't carry a gun.
Hastanede o adama çatmıştı Frank. Ona polis olmadığını ve silah taşımadığını söyledi.
She's gonna be at the hospital with you.
Hastanede senin yanında olacak.
Dr. Adelman, they chair the obstetrics board at the hospital.
Dr. Adelman, Hastahanenin Obstetrik kurulu üyeleri.
That if we don't throw this game, you're gonna mess with me at the hospital?
Eğer bu turnuvayı kazanırsak, hastahanede benimle mi uğraşacaksınız?
You still working at the hospital?
Hala hastanede mi çalışıyorsun?
Patient spent most of the time talking about how she hated being back at the hospital. Plus, I was very distracted.
Ayrıca benimde dikkatim dağınıktı.
I'll be at the hospital.
Ben hastanede olacağım.
I'll see you at the hospital after.
Hastanede görüşürüz.
So Hannibal's at the hospital, too?
Yani Hannibal da hastanede, öyle mi?
You're a nurse at the hospital.
Hastanede hemşirelik yapıyorsun.
Your psychiatrist came to visit me at the hospital before my trial.
Psikiyatristin, duruşmamdan önce hastanede beni ziyarete gelmişti.
I keep remembering something magpie said at the hospital about her other personality.
Magpie'ın hastanedeyken diğer kişiliği hakkında söylediği bir şey hatırlıyorum. Şöyle demişti :
Janine, I-I need you at the hospital.
Janine, hastaneye gelmen gerek.
I was with him all morning at the hospital.
Bütün sabah hastanede onun yanındayım.
Yeah, she called me up, told me she was picking you up at the hospital, not me.
Evet, beni arayıp seni hastaneden kendisinin alacağını söyledi.
But not only do you embarrass me, but I've got to hear from my deputies that Boyd Crowder came to visit you at the hospital.
Ama beni gülünç duruma düşürmekle kalmadın bir de Boyd Crowder'ın hastanede seni ziyarete geldiğini yardımcılarımdan mı duyacaktım?
I need to be at the hospital.
Hastanede olmam gerekiyor.
When I was supposed to be at the hospital... I stole the van, and I went to his house in Albany.
Hastanede olmam gerekirken, minibüsü çaldım ve onun Albany'deki evine gittim.
Mrs. Cooke spent the night at the hospital with the boys and Mr. Cooke left word he was not to be disturbed.
Bayan Cooke geceyi oğlanların yanında, hastanede geçirdi. - Bay Cooke rahatsız edilmek istemiyormuş.
I thought after the favor I did you at the hospital...
- Size hastanede yaptığım iyilik...
I'm at the hospital.
Hastanedeyim.
I heard you were talking to another fella about Hess before he died... over at the hospital.
Hastanede. - Hayır.
I got stuck at the hospital. I'm sorry, Hannah.
Hastanede kaldım.
And I saved your hide at that church... And the hospital.
Seni kilisede ve hastanede de kurtardım.
A second, successful attempt on his life was made at the General Hospital nine days later.
İkinci ve başarıyla sonuçlanan başka bir saldırı denemesi General Hospital'da 9 gün sonra gerçekleşti. Efendim?
I'll be skulking down to the hospital basement to turn into a werewolf and grow claws, and oh my God!
Bense hastane bodrumunda volta atıp bir kurt adama dönüşüp pençelerimi büyütüp... Tanrım!
Uh... it was the summer before I went away to school, and I was at Elaine's when the call came from the hospital.
Okula gitmeden önceki yazdı ve hastaneden aradıklarında Elaine'nin yanındaydım.
And, uh, two days ago, I was an inmate at the Baltimore State Hospital for the Criminally Insane courtesy of the Chesapeake Ripper.
Ve iki gün önce, Baltimore Adli Akıl Hastanesi'nde mahkumdum Chesapeake Matadoru sağ olsun.
They're at the Manhattan Hospital.
Manhattan Hastanesi'ndeler.
That victim remains in the hospital at this hour.
Bu kurban, şu anda hastanede kalıyor.
You two were at the children's hospital with Troy?
Troy ile birlikte çocukları görmek için hastaneye gitmiştiniz değil mi?
It turns out your husband wasn't at the children's hospital last night.
Anlaşılan kocanız dün gece hastaneye çocukları ziyarete gitmemiş.
I saw you and Roman at the, uh, hospital together.
Seni ve Roman'ı hastanede beraberken gördüm.
You would prefer your son to work at the Jewish hospital instead of with me?
Oğlunun benimle çalışacağına gidip Yahudi hastanesinde çalışmasına tercih ediyorsun.
at the movies 19
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the airport 47
at the moment 453
at the time 529
at the house 47
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the airport 47
at the moment 453
at the time 529
at the house 47