At the last minute translate Turkish
787 parallel translation
All right, what's a costume that we can do at the last minute?
Son dakikada hangi kostümü bulabiliriz?
Unless art comes to correct life at the last minute.
Ta ki, sanat son anda hayatı düzeltmedikçe.
I'm giving a dinner party, and one man turned me down at the last minute.
Bir yemek daveti veriyorum ve biri son dakikada gelemeyeceğini söyledi.
On Oct. 6th the newspapers announced... at the last minute that Czar Nicolas II... would not sleep at the Ministry... but at the Russian Embassy instead.
Ayın 6'sında gazeteler son dakika haberi olarak Çar II. Nicolas'ın Bakanlıkta kalmayacağını bunun yerine Rus Konsolosluğunda kalacağını duyurmuşlardı.
However, perhaps you've got some friends who will come to your rescue at the last minute.
Ancak, belki de son anda imdadına yetişecek bazı dostların vardır
I almost went along with Mascha that evening... only at the last minute, I don't feel too well.
O gece ben de Mascha ile gittim... sadece son dakikada, kendimi iyi hissetmedim.
Cancelled at the last minute.
Son dakikada iptal edildi.
Yes, well, we changed plans at the last minute, and we've...
Şey, evet, son dakikada plan değiştirdik, ve biz...
Not at the last minute.
Son dakikada yapamam.
They changed the program at the last minute and played nothing but Sibelius.
Son dakikada programı değiştirip Sibelius'tan başka bir şey çalmamışlar.
I caught myself at the last minute, but it was damn close.
Kendimi son anda tuttum ama buna çok yakındım.
We can't save him at the last minute.
Ama son anda da onu kurtaramayabiliriz.
Something at the last minute.
- Son dakikaya bir şey kalmıştır.
Jake and me. we always figured on going but something was always coming up at the last minute. you know how it is.
Jake ve Ben, her zaman düşünürdük ama hep son dakikada birşey çıkardı, nasıl olduğunu bilirsin işte.
It fell through at the last minute.
Evet.. ama son anda olmadı.
He wanted to be here but something came up at the last minute.
Buraya gelmek istedi ama son anda birşeyler çıktı.
My mother said I could go, and at the last minute, she changed her mind.
Annem gidebileceğimi söylemişti ama, son dakikada fikrini değiştirdi.
You said you would pick me up, and at the last minute, I had Gil come...
Ama demiştin ki...
Son of a bitch! Chickening out at the last minute!
Son dakikada korkup kaçıyor!
But if you advise me to do it, then I will, because I can always resign at the last minute.
Ama siz tavsiye ediyorsanız ve olur diyorsanız o zaman kabul, yapacağım. Nasıl olsa son anda istifamı sunma şansım hep var.
And now, suddenly at the last minute, in the nick of time - don't tell me there isn't someone up there who watches over whimsical movie producers - you appear!
Ve şimdi son anda böyle birden kurtuluverdim - kimse bana, Tanrı.. yapımcıları gözetmez diyemez.
You know, at the last minute, they thought of little bridesmaids.
Küçük nedimeler son dakikada akıllarına gelmiş.
At the last minute.
Son anda salacağım.
It was all set, but he cancelled at the last minute.
Her şey hazır, adam son dakikada gitmiyoruz der.
Something came up at the last minute.
Son dakikada bir şey çıktı.
What if they beef up the escort at the last minute?
Ya son dakikada, araca yapılacak eskortu güçlendirirlerse?
He's to give Gordon every chance at the last minute... to come out by his own choice.
Gordon'a son ana kadar kendi tercihini - kullanıp ayrılma şansını verecek. - Ama Gordon terk etmeyecektir.
Well, Mark, you know something always goes wrong at the last minute, and I want you here just in case.
Mark, biliyorsun herzaman son dakikada bir terslik olur, her ihtimale karşı burada ol.
Sir, how do we know that Hitler won't change his plans at the last minute?
Efendim, Hitler'in son dakikada plan değiştirmeyeceğini ne bilelim?
Aiello will use the ticket to board the train at the last minute... in an effort to escape the vengeance of Capone.
Aiello, Capone'un intikamından kaçabilmek için... trene son dakikada binecektir.
I told him the next time he tries to jack up the price at the last minute... I'd find somebody else up there to do business with.
Ona bir dahaki sefere fiyatı son dakika da arttırmasını söyledim... işi yapması için başka birini de bulabilirdim.
I planned on being back last night, but things came up at the last minute, you see.
Geçen gece dönmüş olmayı planlıyordum, ama... bazı şeyler üst üste geldi, anlarsın ya.
The fact is, the artists we hired left us high and dry at the last minute, and we need –
Aslında anlaştığımız sanatçılar bizi son dakikada ortada bıraktı ve bize gereken- -
At the last minute, on a Rome ticket.
Son anda Roma biletiyle binmiş.
If Mrs. Merrill called me to babysit, even at the last minute I'd cancel out whoever I promised and come to your house instead.
Bayan Merrill beni bebek bakıcılığı için çağırsa, son anda bile olsa öbür randevularımı iptal eder, sizin evinize koşardım.
You've taken a place of a victim who was not able to come at the last minute.
Sen son dakikada gelemeyen bir kurbanın yerini aldın.
I'll join them at the last minute.
Tam hareket vakti onlara katılırım.
Well, that's a bit of luck, being bailed out like that at the last minute!
Son anda böyle kefaletle kurtulmak büyük şans doğrusu!
Anna canceled at the last minute.
Anna gelmekten son anda vazgeçti.
We'll come up with something at the last minute.
Son anda aklımıza bir şey gelir.
She'll pull back at the last minute.
Son anda geri çekilecektir.
It's just the likely that he'll call it of at the last minute, and...
Tıpkı son dakikada randevuyu iptal etmesi gibi, ve...
At the very last minute.
Son dakikada.
Last minute conference at the office.
Ofiste son anda toplantı çıktı.
So I took a last-minute baby-sitting job at the Davidsons'.
Bu nedenle son dakikada Davidsonlara bebek bakmağa gittim.
I have a couple of last minute things to clear up at the office.
Büroda halledeğim bir kaç son dakika işlerim var.
I see some of you are about to leave in order to avoid that last minute rush at the parking lot.
Park alanındaki son dakika koşuşturmasından kaçınmak için bazılarınızın ayrılmak üzere olduğunuzu görüyorum.
The ovens at Buchenwald, evidence of last-minute efforts to dispose of bodies.
Buchenwald'daki fırınlar son anda kaçmaya çalışan insanları kanıtlıyor.
The first left at 9 : 00 a.m., the last at noon, at ten-minute intervals so we wouldn't attract attention,
İlk grup sabah dokuzda ayrıldı, sonuncusu öğlen,.. ... on dakikalık aralarla, böylece dikkat çekmiyorduk.
If they could get them off the ground... if they could launch a saturation attack against this country... we could lose the war at the very last minute.
Eğer bunları yer altında üretebilirlerse ve bu ülkeye karşı tam kapasiteyle saldırabilirlerse savaşı her an kaybedebiliriz.
He must be Col. Matthews, the guy sent over at the last minute to supervise the transfer.
Bu, Albay Matthews... anahtar adam! İngiltere'den gönderildi.
at the movies 19
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the airport 47
at the moment 453
at the time 529
at the house 47
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the airport 47
at the moment 453
at the time 529
at the house 47