English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Aunt mary

Aunt mary translate Turkish

88 parallel translation
How's Aunt Mary Lou and the twins?
Mary Lou nasıl?
- May I sit by the window, Aunt Mary?
- Pencere yanında oturabilir miyim teyze?
- May I sit by Michael, Aunt Mary?
- Michael'ın yanında oturabilir miyim teyze?
Then my uncle, Aunt Mary went on a safari
Amcamın, Mary Halamla safariye gittiği...
- You mean out to old Aunt Mary's?
- Mary teyzeye gitmeyi mi kastediyorsun?
- Aunt Mary.
- Mary Teyzem.
I might go to Aunt Mary.
Mary Hala'ya gidebilirim.
- Your Aunt Mary?
- Mary Hala'na mı?
- Aunt Mary had the most wonderful life.
- Mary teyzenin mükemmel bir hayatı vardı.
I think I take after my aunt Mary.
Galiba Mary teyzeme çekmişim.
- You paint like my Aunt Mary!
Mary Teyzem gibi boya yapıyorsun.
What, Wanda called Aunt Mary?
Ne? Wanda, Mary teyzeyi mi aradı?
Well, and where's Aunt Mary?
Mary teyzem nerede?
All Aunt Mary's kids are grown.
Mary teyzemin bütün çocukları büyüdü.
- First time Dad took me to Gran and Aunt Mary's for my holiday, I was, I don't know, eight or nine.
Babam beni ilk kez tatil için büyükannemin ve Mary Teyze'min... yanına götürdüğünde, ne bileyim, 8 ya da 9 yaşındaydım.
- She was licking Aunt Mary's pussy for 40 years.
40 yıl boyunca Mary Teyze'nin şeyini yaladı.
First it was my Aunt Mary.
Önce Teyzem Mary.
He's reading aunt Mary's will.
Mary halanın vasiyetiyle ilgileniyor.
They went to Aunt Mary's
- Şey teyzemlere gittiler...
It's what Aunt Mary died from.
Mary teyzeyi öldüren şey.
Aunt Mary had a different kind.
Onunki farklı bir türdü.
And then visit your sick Aunt Mary. - I'm serious. I gotta call my kid.
Burun kılı, adem elması, mikelangelo'nun erkek enkazı.
No, I'm his Aunt Mary.
Ben Mary Teyze'yim.
Call me Aunt Mary.
- Mary Teyze diyebilirsiniz.
Aunt Mary, it's very important that we get in touch with Marvin.
Mary Teyze, Marvin'e ulaşmamız çok önemli.
Even Aunt Mary thinks he's a hero.
Mary Teyze'si kahraman olduğunu düşünüyor.
Aunt Mary's a few tea bags shy of a full pot.
Mary Teyze hiçbir şeyin farkında değil.
Get an APB out on Marvin and his Aunt Mary's Chrysler New Yorker.
Marvin ve Mary Teyze'nin mavi Chrysler'i için tutuklama emri çıkartın.
Aunt Mary, I want to see my grandfather right now.
Mary hala, büyükbabamı şimdi görmek istiyorum.
Listen to your Aunt Grace and Aunt Mary. Do what they say.
Grace ve Mary halalarınızın sözünü dinleyin, ne derlerse yapın.
Aunt Mary is everywhere here, her calm presence assuring us that all things will go on as they have before.
O her yerde. Varlığı bize her şeyin yoluna gireceğinin sözünü veriyor.
This is from my aunt Mary, New Zealand, my mother's sister.
Bunu da Yeni Zelanda'daki teyzem Mary göndermiş. Annemin kardeşi.
Ya gotta see her, Aunt Mary, she's the belle of the ball over there.
Onu görmelisin Mary Teyze. Oradaki en güzel dilber oydu
What's his name, Aunt Mary?
Mary teyze adamın adı ne?
He's a friend of my Aunt Mary's.
Benim teyzemin arkadaşı.
That makes you and Cici third cousins... because Memaw and your great-great-aunt Mary were sisters, see?
Bu durumda sen ve Cici teyze üçüncü kuzen oluyorsunuz çünkü Meemaw ve büyük büyük teyzen Mary kardeşti, değil mi?
Thursday night, I dreamt that you, aunt Polly, were sitting on the sofa, and you were sitting on the wood box, and Mary next to you.
Perşembe gecesi, rüyamda seni gördüm Polly Teyze. Kanepede oturuyordun. Sen de ahşap sandığın üzerinde oturuyordun.
Aunt Patience! Mary, the daughter of my sister.
Mary, kız kardeşimin kızı!
We avoided the wreck, Aunt Patience. The men attacked me, Joss saved me.
Mary, ne oldu?
Mary has gone to your aunt's.
Mary, halanlara gitti.
- Mary, pass the potatoes to your aunt Gardiner.
- Mary, patatesleri yengene uzat.
Mary, I'm taking her to see her aunt. I should be back presently.
Mary, onu yengesini görmesi için götürüyorum.
It is unfortunate, however, that the Duke's aunt, Mary of Guise, chooses to garrison Scotland with French troops.
ne yazıktır şu sıralar Mery of giz İskoçya'yı Fransız bölükleri için garnizon olarak kullanıyor.
Aunt Polly, Mary and the Harpers.... "
Polly Teyze, Mary ve Harper'lar... "
You tried to kill Aunt May. You tried to kill Mary Jane.
May Hala'yı öldürmeye çalıştın Mary Jane'i öldürmeye çalıştın.
Yet, somehow, she seems more like Mary, my favorite aunt, than Santa Maria.
Aziz Maria'dan çok teyzem Maria'ya benziyor.
As you know, Mary, my aunt always took a great interest in you.
Mary, bildiğin gibi, teyzem seni çok beğeniyordu.
Yes, it was your letter, sent to you, her aunt in New Zealand.
Size, yani Mary'nin Yeni Zelanda'daki teyzesine gönderilmişti.
You killed Madame Welman, knowing that she had made no will and even tricked poor Mary into making a will in favour of her kind aunt in New Zealand, encouraged by the postcards and presents which you arranged.
Vasiyetnamesi olmadığını bildiğiniz Bayan Welman'ı öldürdünüz. Hatta zavallı Mary'yi kandırarak, her şeyini Yeni Zelanda'daki nazik teyzesine bırakan bir vasiyetname hazırlamasını sağladınız. Bunu da ona kartpostal ve hediyeler göndererek garantiye almaya çalıştınız.
Aunt Clara, Mary Bertha, I have to talk to you.
Clara Halâ, Mary Bertha, sizlerele konuşmam lazım.
Inspector Morton is here to question you as to why you were in Lychett St Mary on the morning that your aunt was murdered, and why you did not inform the police.
Müfettiş Merton, teyzenizin öldürüldüğü günün sabahı Lychett St Mary'de ne yaptığınızı ve polise niçin söylemediğinizi sorgulamak için gelmişti buraya.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]