English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Baby's breath

Baby's breath translate Turkish

51 parallel translation
She writes, " What a thrill it was to hear my little girl say... Mother, it's such fun to have you read to us... now that you use Baby Breath.
Şöyle yazmış, "Kızımın, anne artık Bebek Nefesi kullandığın için... bize kitap okuman çok eğlenceli, demesi çok heyecan vericiydi."
So be sure you don't offend. Be double-sure with Baby Breath.
Can sıkmadığınızdan Bebek Nefesi kullanarak emin olun.
- Baby's breath.
- Bebek nefesi.
His answer to everything is baby's breath, baby's breath, baby's breath.
Her şeye cevabı, bahar yıldızı, bahar yıldızı, bahar yıldızı.
We would sell roses, carnations, baby's breath, you name it.
Güller ve karanfiller satardık.
Baby's breath.
Karanfil.
Did she bean him with the baby's breath?
Karanfillerle babamı dövüyor mu?
No baby's breath.
Gelin çiçeği olmasın.
And then, option B for the classic and sophisticated Joey, roses on a bed of baby's breath which has a creepy name, but is a classic flower.
B kutusunda ise klasik ve sofistike Joey'ye uygun bir korsaj var. Bebek soluğu üzerinde güller. Adı çok korkunç ama yine de klasik bir çiçek.
I smelled alcohol on Paula Martin's breath, the baby's mom.
Kongo'da röntgen cihazı yok! Paula Martin'in nefesi alkol kokuyordu.
Baby's breath.
Bebeğin nefesi.
Your friend is standing on my baby's breath.
Arkadaşın, benim "bebek nefesi" ne basıyor.
Baby's breath grows fiercely, forcing all aside.
Bebek nefesi zorla ve etrafı yararak büyüyor.
Here, put some more baby's breath in there.
Al, biraz daha bebek nefesi çiçeği koy oraya.
I'm going to put in some more baby's breath.
Biraz daha bebek nefesi çiçeği koyacağım.
- I'm thinking of white roses and baby's breath.
Elinizde bir buket zambak var. Beyaz gül ve kır çiçeklerinde karar kıldım aslında.
Baby's breath, okay, you'll then proceed to the bower, um, at which point...
Kır çiçeği, tamam. Sonra tente boyunca ilerleyeceksiniz. - Bu arada da...
Most kids order straight up, like roses and baby's breath.
Çoğu kimse gül falan alırdı.
The Bakery Hasn't Finished The Cake, I Still Have To Finalize The Seating Chart, And Wilhelmina Said If There's Baby's Breath
Pastane henüz pastayı bitirmemiş, oturma düzenini bitirmem gerek ve Wilhelmina çiçek aranjmanları içinde bahar yıldızı olursa meme uçlarımı zımparalayacağını söyledi.
- Baby's Breath.
- Karanfil.
Baby's breath!
Süsleme otları!
How about adding some baby's breath to that?
Biraz da karanfil eklesek nasıl olur?
If I have to write another sentence about baby's breath, I'm gonna shoot myself.
Eğer düğün çiçekleri hakkında bir cümle daha yazmak zorunda kalırsam, kendimi vuracağım.
Honey, these roses- - with or without the baby's breath?
Tatlım, bu güller, bahar yıldızı olsun mu, olmasın mı? Olsun.
You've got all these nice tulips and baby's breath.
Bir sürü lâlemiz, pembe beyaz çiçeklerimiz oldu.
Peonies, lavender blossoms with a halo of baby's breath for an ambiance of springtime rejuvenation.
Bahar esintisi vermesi için şakayıklar eşliğinde bir demet karanfil ve lavanta çiçekleri olacak. Yakacak!
Yeah, no baby's breath in her bouquet.
Buketin içinde Bahar Yıldızı * istemiyoruz.
W - where's the baby's breath?
Karanfil nerede?
I don't see baby's breath.
Ben karanfil göremiyorum.
Oh, the baby's breath's right over here.
Karanfil şurada.
Yes. Baby's breath is white.
Evet, karanfil beyaz olur.
I mean, their asses are dirty, but their cocks are clean as a baby's breath.
Çünkü... Yani, kıçları kirli ama sikleri bebek kadar temiz.
But not carnations or anything with baby's breath.
Karanfil ya da benzeri çiçekler olmasın.
Man, add some baby's breath to it, pull that thing together.
Şu karanfilleri de arasına ekleyip bağla şunları!
The 4th floor corner poetry section at the library. Baby's breath.
Kütüphanenin dördüncü katındaki, köşedeki şiir bölümü bahar yıldızı,
She likes spring watches and baby's breath.
O, baharın güzelliğini gösteren bir ağaç ya da tüm gökyüzünü tozuyla kaplayan bir peri mi?
She liked "Love Story." She even liked the baby's breath.
Love Story'i sevdi. Hatta çiçek buketini de sevdi.
And every once in a while, you get to see a baby take its first breath in the middle of a ten-car pileup with lights and sirens and a whole group of firemen standing around just clapping till it hurts.
Nadiren de olsa 10 aracın dahil olduğu zincirleme bir trafik kazasının ortasında sirenler ve bir grup itfaiyecinin elleri patlayana kadar alkışlamaları eşliğinde bir bebeğin ilk kez nefes alışına tanıklık edersiniz. Bunlar da iyi günlerdir.
Rose, baby's breath. 1... 2... 3...
1, 2, 3! - Gül! - Bahar yıldızı!
Baby's breath. - Baby's breath
- Bahar yıldızı!
Do you know what baby's breath symbolizes?
Bahar yıldızının ne ifade ettiğini biliyor musun?
I promise to be your baby's breath when we wake each morning.
Her sabah kalktığımızda bebeğinin nefesi olacağıma söz veriyorum.
Okay, it says we have to boil the baby's breath in the oil.
Pekâlâ, burada bebeğin nefesini yağda kaynatmamız gerektiği yazıyor.
Seriously, invisible, like baby's breath.
Cidden, görünmez olacağız. Bebek nefesi gibi.
It will grow, become tall and strong thanks to the baby's breath.
Bebeğin nefesi sayesinde büyüyüp, uzun ve çok güçlü olacak.
A nigger baby's worth $ 300 with his first breath.
Bir zenci bebek doğduğunda 300 dolar eder.
Well, I'd love to stay and burp the baby with you, but... I've simply got tons to do before Snow's last breath.
Kalıp bebeğin gazını çıkarmada sana yardım etmek isterdim fakat Pamuk Prenses'in son nefesinden önce yapmam gereken tonlarca şey var.
And baby's breath and bachelor buttons.
Karanfiller, peygamber çiçeği...
He's a giant baby with coffee breath.
Nefesi kahve kokan dev bir bebek gibidir.
Baby's breath.
Bebek nefesi.
No, sprigs of baby's breath in Violet's hair.
Karanfile öyle derler ya hani. Violet'ın saçı için.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]