English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Break's over

Break's over translate Turkish

390 parallel translation
Don't let's break up an old friendship over a thing like that.
Böyle bir şey için dostluğumuzu bozmayalım. Hazır mısın?
It's all over, break it up!
Dağılın! Dağılın!
Any moment now he'll grab the nearest grandfather clock and break it over your head... whereupon I for one will give three rousing cheers... sir.
Her an en yakınındaki büyük sarkaçlı saati kapıp kafanızda kırabilir. Bunun üzerine bilhassa ben zevkle alkış tutarım efendim!
Come on, folks, let's get moving over here. Break it up.
Peki, milet, kımıldayın, dağılın.
If I break his trust, it's over.
Onun bana olan güvenini zedelersem, her şey biter.
Over hundreds of years, perhaps thousands, the current would break it up.
Yüzlerce, belki de binlerce yıl önce, bulunduğumuz kısım ayrılmıştır.
It's all over, folks. Break it up.
Gösteri bitti millet, dagilin.
You meet up, you break up and then you start over.
Her seferinde yeni insanlarla tanışıp, ayrılıp, başkalarıyla tanışıyorsun.
The party's just about to break up, darling, so I'll be right over.
Parti neredeyse sona erecek, sevgilim. Hemen döneceğim.
They couldn't pick a better time to break out, could they? With this Crete business going on, and our convoys scattered all over.
Tüm konvoylarımız çeşitli bölgelere dağılmış ve... şu Girit olayı patlak vermişken... bundan daha kötü bir zamanda ortaya çıkamazdı.
All because Crassus decides to break his journey at Capua... with a couple of capricious, over-painted nymphs!
Sırf Crassus, yanında iki şımarık, boya küpü tazeyle... Capua'da mola vermeye karar verdiği için!
All right, fellas, coffee break's over!
Kahve molası bitti. İşe koyulun.
Well, that's easy. I'll just have him trip over a rug and break an arm.
O zaman işim kolay.Hemen halıya takılıp kolunu kırmasını sağlayabilirim.
Next one please, there, watch it over the steps, don't break a leg.
Sıradaki lütfen, merdivene dikkat et, bacağını kırma.
Sleeping till 4 p. M. Climbing over the poor bastard trying to break the bathroom door to wash him in the tub when he's 16.
Akşam 16.00'ya dek uyuyan, zavallı çocuğun üstüne tırmanan 16 yaşındayken bile, küvette onu yıkamak için banyonun kapısını kırmaya kalkan...
Come on, break's over. Come on.
Mola sona erdi.
Alice, break's almost over.
- Lütfen. Bu molada olmaz.
I like to take a break now and again, and I was just going over this section of the scene.
Sadece sahnenin bu bölümüne çalışıyorum.
It was impossible to swim, Just let the warm waves break over her.
Yüzmek imkansızdı, sıcak dalgaların ona çarpmasına izin verdi.
All right, lesson over. It's time we took a break.
Pekala ders bitti, biraz ara verelim.
Let's pull this rig over and take a break.
- Sağa çekip bir mola verelim.
Coffee break's almost over.
Kahve molası bitmek üzere.
Break and it's over.
Yıkılacak ve hepsi bu.
OKAY, BREAK'S OVER. [Whistle]
Tamam, mola bitti.
It's spring break and she's invited us over there for the weekend.
Bahar tatilindeyiz ve hafta sonu için bizi oraya davet etti.
Looks like the coffee break's over.
Görünüşe göre kahve molası bitti.
- Break's over.
- Mola bitmiştir.
Laughlin, break's over.
Laughlin, bu kadar pinekleme yeter.
Come on, Peggy, let's go upstairs and see if we can piece some of your old bras together. That should tide you over till you can break in a replacement.
Gel Peggy yukarı çıkıp eski sütyenlerini birleştirmeyi... deneyelim.Yerine birşey bulana kadar seni idare eder.
In my business, the film business, we're always working with the same people, over and over, and we never, hardly ever, break out of our own self-centered little circle.
Benim mesleğimde, film işinde, tekrar tekrar hep aynı insanlarla çalışırız, ve asla, neredeyse asla kendi ben merkezli küçük çemberimizin dışına çıkmayız.
And when it's over... take a break, let them have a shot at you.
Bitiğinde de.. .. bırak birazda onlar saldırsın.
If he's a romantic, break it to him over a candlelit dinner and a bottle of wine.
Eğer bir romantikse mum ışığında akşam yemeği ve şarap eşliğinde söyleyebilirsin,
Break's over.
Paydos bitti.
Rose, your break's over.
Rose, molan bitti.
Tea break's over.
Mola bitti.
All right, break's over.
Tamam, ara bitti.
The heat that invaded her was so real... that she feared that, just like dough... bubbles would break out all over her body... on her stomach, her heart, her breasts.
İçine akan sıcaklık o kadar gerçekçiydi ki... bundan ürperdi, Sanki hamurdan sıçrayan... kabarcıklar tüm vücudunu... açlığını, kalbini, göğüslerini parçalıyordu.
Remember there was plenty of coverage in The New York Times and elsewhere before the invasion. The reason was there was concern over the break-up of the Portuguese empire and what that would mean. There was fear it would lead to independence, or Russian influence, or whatever.
Sosyal ve politik konularda çalışırken ise gayet açık,... görünürde olan şeylerin anlaşıldığını düşünüyorum ; derinlerde, karmaşık olan bir şeylerin bulunduğunu sanmıyorum.
My break's over.
Molam bitti.
Let it out all over the street that Kleinfeld set up that prison break then killed his father and his brother.
Sokaklara haber salmış, o hapis firarını Kleinfeld ayarladı sonra da babasıyla kardeşini öldürdü diye.
let's break in my new expense account over dinner.
Yeni hesabımdaki paraları çekip akşam yemeği yiyelim mi?
Maybe she remembered I made money over the break.
Belki de arada çok çalışıp, para biriktirdiğim aklına gelmiştir.
Spring break's over, Morph.
Tatil bitti Morph.
What the cops never figured out, and what I know now, was that these men would never break, never lie down, never bend over for anybody. Anybody.
Polislerin asla farkına varamadığı, benimse şimdi anladığım şuydu ki bu adamlar asla ara vermez, asla yatmaz ve kimsenin karşısında eğilmezlerdi kim olursa olsun!
Coffee break's over.
Kahve molası sona erdi.
We've been together for a while and we break up often, but whenever he says, "Let's start over,"
Bir süredir birlikteyiz ve sık sık ayrılıyoruz. Fakat ne zaman "Yeniden başlayalım!" dese kendimi onun yanında buluyorum.
He said it's boring to be with me, that we should take a break and perhaps start over again some day.
Benimle olmanın sıkıcı olduğunu ilişkiye ara vermemiz gerektiğini ve bir gün tekrar başlayabileceğimizi söyledi.
Okay break's over.
Pekala, mola bitti.
My best friend shattered her pelvis dancing in Abilene over spring break.
En iyi arkadaşım Angelic tatilde Abilene'deki evinde dans ederken kalça kemiğini kırmış.
Say what you need to Charlie if that's all you've come her for,... but Sarah is not over you yet, so you break her heart again and, God help you, I'll make you wish you never did.
Charlie'ye ne söylemek istiyorsan söyle, eğer buraya bunun için geldiysen,... ama Sarah hala seni affetmedi, onun için kalbini tekrar kırarsan, Tanrı sana yardım etsin, hiç yapmamış olmanı dileyeceğim.
- You'd break my heart over a cheap redhead?
- Ucuz bir kızıl için beni kıracak mısın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]