Over the top translate Turkish
1,226 parallel translation
You know, Grace, I love the way you've got the- - turquoise vases over the top of the armoire.
Biliyormusun Grace, gardrobun üstüne yerleştirdiğin turkuaz vazolar hoşuma gitti. - Nasıl?
- You know, the way they're over the top? - What? Over the top.
- Bilirsin üstünde ki vazolar, üstünde ki...
Well, I thought it was a little over the top.
- Şey, onun biraz haddini aştığını düşündüm.
Because this, this burning yourself at the stake stuff is way over the top.
Çünkü, bu, bu... kazıkta kendini yakma şeyi gereğinden fazlaydı.
Don't you think this is just a little bit over the top?
Sence bu biraz abartılı değil mi?
He said your evaluation was way over the top.
Değerlendirmenin gerçeklerden çok uzak olduğunu söyledi.
Came back and just maced me over the top.
Geldi ve arkamdan sprey sıkmaya başladı.
I feel so over the top with everything.
Her konuda çok hassaslaştım.
" But I can see right over the top of the houses.
" Ama evlerin çatılarını çok iyi görebiliyorum.
Well, it was your delightfully condescending letter that put you over the top.
Hoş bir şekilde küçümseyen mektubun seni zirveye taşıdı.
See, now that's over the top.
Çok ileri gitmişsin.
Come straight over the top, Moose.
Güzel at, Moose.
Straight over the top.
Güzel fırlat.
Straight over the top.
Sıkı bir atış yap.
- Over the top.
Sıkı bir atış, evet.
- Over the top! Hey, Ex, I heard the Yankees have been calling you.
Yankilerin seni istediğini duydum Ex.
Over the top!
Sayı turu!
Over the top! Over the top!
Sayı turu!
That's what I'm talking about, Moose... straight over the top.
Senden istediğim buydu, Moose. Hadi devam et.
Come on, straight over the top with it.
Sağlam bir atış daha.
Was that over the top?
Çok mu fazla oldu?
It felt over the top.
Aşırıya kaçtı.
And touched over the top by Kelsey O'Brian. That's a corner kick.
İyi bir şuttu ve Kelsey O'brian uzanıp kornere çeldi.
I mean, Sam, he could be over the top sometimes, but it was fun.
Yani, Sam bazen her şeyin üzerinde olabiliyordu, ama çok eğlenceliydi.
Girls! Arms over the top before going into the arabesque.
Arabeske geçmeden önce eller başın üstünde.
So I cut to the right, cut to the left, look over the top, and the airplane's coming in for a crash landing.
Sağı çektim, solu çektim, uçağın üzerinden çektim. Uçak acil iniş için yere yaklaşıyordu.
[Wood] There would be little openings with gates and stuff through them, and guys would have to attack through those damn things or over the top of one.
Kapıları olan küçük açıklıklar olurdu. Askerler ya oradan ya da üstlerinden saldırmak zorundaydı.
- That would put me over the top.
- Bu beni ilk alınacak kişi yapar.
We're sailing right over the top of Kansas, which sounds weird.
Kulağa garip geliyor ama, Şu an tam olarak Kansas'ın üzerinde ilerliyoruz.
Myself, I thought I was a little over the top with cutting her down with a steelpunch.
Kendim, düşündüm biraz üzerinde üst kesip aşağıya uzatmalı
Tad over the top.
Fazla abartılı.
They spent so much time arguing the whithertos and the whyfors that the sun's first light crept over the top of the trees and turned them all to stone!
Zamanı Unuttular, Çünkü... Tam O Sırada Güneş Ağaçların Arasından Çıkıverdi. ... Ve Onları Taşa Çevirdi.
He'd throw a ball right over your head just to let you know, "I can throw the ball anywhere I want today."
Kafanın üzerine doğru dümdüz atılan bu top ile demek istediği "Bugün, bu topu nereye istersem oraya atabilirim."
This is a ball right out over the middle and Birch just hammers it.
Birch'in az önce vurduğu top orta alandan az kalsın dışarı çıkacaktı..
Then the neighborhood bullies, they'd see my round head on the ground looking like a ball, and they'd come over, and they'd start a soccer game.
Semtimizdeki çocuklar kafamı yerde duran bir top gibi görürler ve futbol oynamak için gelirlerdi.
A stray Fokker came over the treetops... and dropped an incendiary on the mess tent.
Ağaçların üzerinden bir top geldi ve çadırın üzerine düştü.
( laughing ) - [Jesse] The look on your face when I'd roll over on top of you and just slide right in
Veya yuvarlanıp üzerine çıktığımda yüzündeki o ifade gibi şeyler.
The ball went over and out and the game ended up 3-3.
Top, aynen üstten yukarıdan dışarı. Maç 3-3 berabere bitti.
You're here because when Mr. Milo sent your file over to me you jumped immediately to the top 1 0 of my "most in need of guidance" list.
Buradasın çünkü Bay Milo dosyanı bana gönderdiğinde yol gösterilmeye en çok ihtiyacı olan top-10 listeme anında girdin.
Over the next week and a half, I met Sean for a movie... I met him for another movie... and I helped him pick out a top of the line cheese grater at Williams-Sonoma.
Sonraki hafta boyunca, Sean'la sinemaya gitmek için bulustuk baska bir film için tekrar bulustuk ve ona, Williams-Sonoma'da peynir rendesi seçmesi için yardim ettim.
When you reach the top, you'll remember all the little people you climbed over to get there and you won't make them work night shifts.
En yüksek rütbeye ulaştığında, oraya ulaşabilmek için merdiven olarak kullandığın insanları hatırlayacak ve onları gece vardiyasında çalıştırmayacaksın.
I looked over the top of those half glasses into those big brown eyes. and...
Onun yarım gözlerin ardındaki koca kahverengi gözlerine baktım.
Gracie, mind the four-top over there, will you?
Gracie, şuradaki dört kişilik grupla ilgilenir misin?
Where I have a roof over my head, food on the table... and a top-shelf to shave shell. I am a happy guy.
Başımın üstünde bir çatım, soframda aşım... tıraş olacak keskin bir istiridyem varsa, değmeyin keyfime.
It was a little over the top.
- Biraz abartılıydı.
And because there was a.50-caliber buried in the sand that was shooting at them, they kept edging over to the right, and Crow could see his front disappearing because of this maneuver.
Kumda gömülü 50 kalibrelik bir top onlara ateş ediyordu ve onlar sağ tarafa kayıyordu. Crowe ön hattının yok olduğunu görebiliyordu.
You'd see 16-inch shells laying all over the place. Nothing had ever happened with them.
40 santimlik top mermileri hiçbir işe yaramamıştı.
The infield fly rule is when the batter hits the ball and it goes way high up, you know, like over the pitcher's mound the guy on 2nd must go to 3rd before the guy on 1st can go.
Bu kural şöyle... ... vurucu topa vurunca... ... top çok yükseğe çıkarsa, yani atıcının üzerinden geçerse...
No, no, that's way over the top.
- Hayır, değil.
That is way over the top!
Kelly nasıl?
I have done and I know it for a fact that I probably went over the top
Evet bunu sormak zorundayım.
over there 2200
over the years 188
over the moon 17
over the weekend 19
over the last 29
over the centuries 18
over the past 29
over the phone 23
over the next 26
over the hill 17
over the years 188
over the moon 17
over the weekend 19
over the last 29
over the centuries 18
over the past 29
over the phone 23
over the next 26
over the hill 17
over the hills and far away 16
the top 55
topic 49
tops 550
topaz 26
toph 77
topher 155
topless 24
topper 60
topeka 21
the top 55
topic 49
tops 550
topaz 26
toph 77
topher 155
topless 24
topper 60
topeka 21
top gun 33
topsy 17
top gear 32
top of the morning 35
top shape 20
top of the morning to you 32
top shelf 57
top speed 27
top of the class 16
top of the world 32
topsy 17
top gear 32
top of the morning 35
top shape 20
top of the morning to you 32
top shelf 57
top speed 27
top of the class 16
top of the world 32
top secret 87
top to bottom 49
top of the line 44
top of the stairs 16
top floor 74
top right 18
top priority 27
top left 18
top drawer 27
top to bottom 49
top of the line 44
top of the stairs 16
top floor 74
top right 18
top priority 27
top left 18
top drawer 27