English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bring him along

Bring him along translate Turkish

141 parallel translation
- Well, bring him along.
Onu getirin.
- Bring him along. - Good-bye.
- Yanınızda getirin.
Bring him along.
Getir onu.
Bring him along.
- Getirin onları.
Bring him along and pick up that chute.
Onu buraya getirin, şu paraşütü de alın.
Yeah. Sure, I'll bring him along.
Tabii, onu da yanımda getiririm.
Maybe you'd rather bring him along for company.
Belki ortak olarak onu da yanında getirmeyi tercih edersin.
- Well, bring him along by all means.
- Onu da getirebilirsin.
Bring him along.
Getir onu buraya.
- Why did you bring him along?
- Neden onu yanında getirdin?
Why'd you bring him along?
Niye kendinle getirdin şunu?
We'll bring him along to the airport with us.
Havaalanında yanımızda olacak. İyi uçuşlar.
- Bring him along.
- Getirin onu.
Bring him along.
Onu da çağırabilirsiniz.
Bring him along.
Onu da getirin.
- Bring him along.
- Getirin.
Which way? Bring him along.
Onu getir.
- You bring him along.
- Yanınızda getirin.
Bring him along.
Onu da getir.
I had to bring him along with me.
Onu yanımda getirmek zorunda kaldım.
- Bring him along sometime.
- Bir ara birlikte gelirsiniz.
What about Sheriff Cody, shouldn't we bring him along?
Şerif Cody'nin bizimle gelmesi gerekmez mi?
Why bring him along?
Niye getirdiniz ki?
You get that croc and bring him along!
Timsahı buraya getir!
We go out, don't bring him along.
Dışarıya çıkarız, onu yanında getirmessin.
You can bring him along too...!
Onları da getirebilirsiniz.
That's okay, you can bring him along.
Önemli değil, onu da beraberinde getirebilirsin.
Wake him up and bring him along.
Onu uyandır ve buraya getir.
Yes my sister asks me to bring him along
Ablam onu da getirmemi istedi.
You can bring him along.
Her kimse onu da getirebilirsin.
Why did we bring him along? Huh?
- Bunu neden yanımızda getirdik ki?
Bring him along.
Onu da al.
Bring him along.
Onu da yanında getir.
Why don't you bring him along?
Onu da getirsene.
So, did you bring him along to help carry all my money?
Onu parayı taşımak için mi getirdin?
We'll bring him along, too.
Ölü yü de al, onu da götüreceğiz
Bring him along.
Getirin onu.
Come along. Bring him up quickly.
acele edin. onu hemen getirin.
If you do, tell him to bring a director along with him.
Çağırırsan beraberinde bir yönetmen getirmesini söyle.
Billy Jack's going along to bring you back, and I don't want him any place he can get cornered.
Billy jack seni izleyecek ve sonra geri getirecek ve ona tuzak kurulsun istemiyorum.
You're more than welcome to bring her, or him, along.
O arkadaşınızı da getirseydiniz, yani isterseniz.
Next time I will tell him to bring these two along.
Yanına almasını söyleyeceğim.
Anyways, I could ask him to bring a friend along.
Neyse, bir arkadaşını getirmesini isteyebilirim.
Well, hey, bring him along.
Onu da getir.
And have him bring along a uniform.
Yanında da bir üniforma getirsin.
Watch Warren. don't let him bring you along too fast.
Warren'a dikkat et. Seni çok çabuk eğitmesine izin verme.
Bring him back to Centauri Prime in chains, as a gift for Emperor Cartagia along with a silver plate upon which, I will have the head of Londo Mollari.
Onu zincire vurup, İmparator Cartagia'ya gümüş bir tepside sunacağız. Aynı tepsiyi daha sonra Londo Mollari'nin kellesi süsleyecek.
We have authorization to investigate, arrest and bring him to Earth along with any accomplices or suspects.
Bir soruşturma yürütüp suç ortakları ve diğer şüphelilerle birlikte Dünya'ya götürmek için yetkimiz var.
Bring him along immediately!
Onu hemen getir!
Next time, I'll bring him along.
Çocuklar nasıl?
Yeah, well, sorry we had to bring the kid along. We had nowhere else to put him.
Evet, şey, kusura bakmayın çocuğu da getirmek zorunda kaldık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]