English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bringing

Bringing translate Turkish

13,792 parallel translation
- What else? Bringing the mercy of our Lord Jesus Christ to these miserable sinners.
- Bu sefil günahkarlara efendimiz İsa Mesih'in merhametini getirmekten başka ne olabilir.
Thanks for bringing us.
Bizi getirdiğin için sağ ol.
God forbid bringing me actual evidence. Hold on, Jack.
Aman bana sağlam kanıt getirme zaten.
Oh, this is bringing back terrible memories.
Korkunç anılar canlandırıyor.
I-I must say, we all thought you were going crazy, but thank you for bringing this to our attention.
Söylemem gerek, senin delirdiğini düşünmüştük ama dikkatimizi çektiğin için sana teşekkür ediyoruz.
Can you please stop bringing that up?
Şu konuyu açıp durma.
But if Charlie doesn't start bringing us names, faces,
Charlie bize isim, yüz vermezse şayet
Birkebeinerne in Eastern Norway are bringing him north.
Birkebeinerneler Doğu Norveç'te, onu kuzeye götürüyorlar.
One of the professors is bringing his niece,
Profesörlerden biri yeğenini getirecek.
And he's bringing Lester Silkwood from the Legion of Catholic Decency and we've also invited Patriarch Vlassos for the Eastern view.
Yanında Katolik İlmi Topluluğu'ndan Lester Silkwood'u getiriyor. Ayrıca doğulu bir bakış açısı için Patrik Vlassos'u davet ettik.
A man bringing us not the old truths. but a new one.
Bize eski gerçekleri değil yeni gerçeği getiren adam şekline.
And he will be bringing this incident up with Andropov shortly.
Bu meseleyi kısa süre içinde Andropov'la da dile getirecektir.
Yeah, maybe you can start by not bringing your kids to the bar.
Çocuklarını bara getirmemekle başlayabilirsin.
Tracy's bringing Biscuit!
Tracy, Bisküvi'yi getirecek!
What are you bringing so much attention to us for?
Neden ilgiyi üzerimize çekiyorsun?
We're bringing back medication, so you may have saved more people than just us back there, Glenn.
İlaç götürüyoruz. Yani sırf bizleri değil, başkalarını da kurtarmış olabilirsin Glenn.
Obviously, a doctor's a rare commodity today, so I want to thank you for bringing ours back.
Bugünlerde bir doktor nadir bulunan bir değer olduğundan bizimkini geri getirdiğiniz için teşekkür ederim.
I'm not bringing these to the pantry.
Bunu kilere götürmem.
You're bringing it up now because you wanna know something. What is it you wanna know?
Neyi bilmek istiyorsun ki şimdi gündeme getirdin?
He'll know the value of what we're bringing him.
Verdiğimiz bu haberin değerini bilir.
And before long, my mind turned fully to re-animation and bringing those sorry lumps of flesh to renewed life.
Çok geçmeden zihmini tamamen reanimasyon ve o değersiz et yığınlarına yenilenmiş bir hayat verme düşünceleri doldurmaya başladı.
Bringing forth horrors.
Dehşete neden olan mucize.
You bringing'this guy in here to help you train, champ?
Bu adamı idman yapmana yardım etmesi için mi getirdin, şampiyon?
Uh, Clive is bringing the car.
Clive arabayı getiriyor.
He's bringing the car.
Onu getiriyor.
It's a bit late to start bringing him into it.
Onu dünyaya getirmek için biraz geç oldu.
I am bringing this to you because of yours.
- Senin dürüstlüğüne güvendiğim için bunu sana anlatıyorum.
Sir, at no time did the president intend on bringing China into the mix- -
Efendim, Başkan hiçbir zaman Çin'i olaya dahil etmek niyetinde değildi.
They're supposed to be bringing him out. I'm going to go check.
Şimdiye çıkarmaları lazımdı, ben gidip bir bakayım.
I'm in charge of bringing you back in one piece.
Seni bir parça geri getirmekle görevliyim.
A thank-you is overdue... for bringing me back.
Beni geri getirdiğin için gecikmiş bir teşekkür ediyorum.
We've devoted our lives to bringing the Hydra God back from exile, and I know some in this room have doubted that he'd ever return.
Hayatlarımızı Hydra'nın tanrısını sürgünden geri getirmeye adadık. Bazılarınızın geri dönüşünden şüphe ettiğinizi biliyorum.
My mom's bringing her.
Annem getirecek.
Still, he tried to intimidate her by bringing a new F.R.S.A. agent, some tall bald Russian guy.
FRSA'ya yeni, uzun boylu, kel bir Rus ajanı getirterek onun gözünü korkutmuş.
What are they bringing that thing here for?
Niye getiriyorlar o şeyi buraya?
I appreciate you bringing him back.
Onu getirdiğiniz için minnettarım.
They are bringing the prisoners back.
Mahkumları geri getiriyorlar.
What I need is your discretion, and you bringing a bunch of thugs into my house is the opposite of that.
İhtiyacım olan şey, ketumiyet. Evime birkaç çete elemanı getirmen de bunun tam tersi.
As a woman who's months from bringing a child into this world, you require a nest and since we're getting kicked out of our house.
Evden atılacağımız için bu dünyaya bir evlat getirecek bir kadın olarak sana bir yuva gerek.
Bringing Mutts in?
İtleri mi alıyorsunuz?
See what I see... what you and the Essex witches have done by bringing back the Devil himself and handing this earth over to him.
Gördüklerimi gör. Şeytanın kendisini geri getirerek ve bu dünyayı ona sunarak senin ve Essex cadılarının yaptıklarına dön de bir bak.
Bringing you to this place.
Seni buraya getirdiğim için.
For I am bringing the desert climate to our Mid-Atlantic abode.
Çöl iklimini Orta Atlantik evimize getirdim.
I don't know if you're stupid or crazy, but I'm bringing you in.
Aptal mısın yoksa çılgın mı bilmiyorum, ama seni içeri tıkacağım.
Why are you bringing this up?
Neden bu konuyu açtın ki?
I'll just be bringing them to you.
Onları sana getireceğim.
I'm bringing her in on community relations.
Onun da şirket işlerine katılmasını sağlıyorum.
I turned it off before bringing it down here.
Buraya getirmeden önce kapattım.
The valet's bringing up her car.
- Kâhyası arabayı getiriyor. - Tamamdır.
Well, now there's nothing stopping her from bringing those bee things back on us.
Tamam da o arıları bize tekrar salabilir şu an.
We're bringing you back.
Seni geri götüreceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]