English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Business card

Business card translate Turkish

577 parallel translation
They said they were told to give your business card and take whatever toy they wanted.
Sizin iş kartlarınızı verip oyuncakları alıp çıkmışlar.
- You got my business card?
- Kartım sende mi?
That happened on one stormy night, in the spring of 1908. I was informed that a murdered gentile was found in the taiga. The dead man had my business card in his pocket.
1908 ilkbaharının fırtınalı bir gecesinde Taiga'da bulunan bir cesedin cebinde kartvizitimin bulunduğu haberini aldım.
I gave him my business card, when we parted.
Vedalaşırken ona kartvizitimi vermiştim.
This is my business card
Size kartımı vereyim.
A business card in a detective novel you were reading.
Dedektif romanlarını çok okuyorsun galiba.
Here's my business card.
Bu da iş kartım.
I gave him my business card and told him Oska worked there and that Oska wanted to meet him too.
İlk önce ona kartımı verdim ve... "Ben Oska'nın menajerlik bürosundan geliyorum..." "Oska seninle görüşmek istiyor." dedim.
An optometrist's business card.
Bir göz doktorunun kartviziti.
- That's my business card.
Orada iş numaram yazıyor.
- His business card!
- Kartvizitini!
Let me give you my business card...
Size kartvizitimi vereyim.
Here's my business card. My home number's on the other side.
- İşte kartım, ev numaram arkasında.
Here's my business card. – Home number's on the back.
- İşte kartım, ev numaram arkasında.
I almost forgot the business card the boss had printed in order to obtain professional discount.
Neredeyse, patronun profesyonel indirim elde etmek için bastırdığı kartı unutuyordum.
- On your business card.
- Kartvizitinizden.
Excuse me, do you still have that business card?
Evet. Biraz kırıştı özür dilerim.
This is my business card.
Al bu kartım.
So, here's my business card.
İşte kartım.
Business card. Real estate broker, Chicago.
- Kartvizit, emlakçi, Chicago.
I'll give you a business card.
Ben de kartımı vereyim.
I was having a hard time finding my business card, because I don't have any.
Kartımı bulmakta zorlanmam doğaldı çünkü bir kartım yoktu.
- My business card.
- Kartvizitim.
That's my business card.
Karvizitim.
Who told you to give him your business card?
Kim sana kartını vermeni söyledi?
- My business card. - "Mademoiselle."
Bu da kartım.
And you suddenly produce this business card... which implies that I'm spoken for.
Sen de beni desteklemek için cebinden bir anda bir kart çıkartıverdin.
It was written on the back of a business card.
Kartvizitin arkasında yazılıydı.
You boys did everything but leave a business card.
Bir kartınızı bırakmadığınız kalmış.
I'll write my cellular phone number on my business card.
Kartıma cep telefonum u y azacağım.
I still have my business card.
Kartım hâlâ duruyor.
Looks like some sort of a business card.
Bir tür kartvizite benziyor.
10 singing lessons for one business card.
Bir kartvizit karşılığında 10 şan dersi.
This, your business card, telephone number... is ex-directory... in addition to a listed number at your home address.
Kartvizitinizdeki bu telefon numarası rehberdeki ev numaranızın yanında görünmüyor.
You have a business card?
Bir kartvizitiniz varmı?
He had a business card.
Kartviziti vardı?
A business card?
Kartviziti mi?
Here you are. A business card of our secret enterprise.
Bak, bu benim gizli evimin kartı.
I wrote down my cell phone number on the business card I gave you.
Cep telefonumu kartvizitimin arkasına yazıyorum.
Chul-soo, make me a business card, will you?
Chul-soo, bana bir kartvizit yaptır, tamam mı?
- You don't need no business card!
- Kartvizite ihtiyacın yok!
Card sense is like business sense.
Kağıttan anlamak bir işten anlamak gibidir.
Here's my business card.
Buyurun size iş kartım.
Later, we parted and I had the elder woman's business card in his hand, and an invitation to a drink the next day.
Villasına yaklaştığımda içimde tarif edilemez duygular vardı.
I'm not only innocent, I'm smart enough that if I decided to get back in business, I wouldn't leave my calling card.
Ah, sevgilim, sadece masum değilim tekrar işbaşı yapacak olsam, gerçeği duyurmak için kartvizitimi bırakmayacak kadar da aklım başımda hâlâ.
But while I was gone, she wanted me on important business... and thought I had come here, owing to the card.
Ben tam gittiğimde, bana önemli bir iş vermek istemiş ve, kartvizit sebebiyle, buraya geldiğimi düşünmüş.
Business card!
Bu yeni bir iş kartı
To celebrate, why don't I use my new Atm card to withdraw money from one of many convenient locations, even after business hours, and take you out to dinner tomorrow night?
Kutlamak için, neden bir çok uygun yerden benim yeni ATM kartımla para çekmiyoruz? İş saatinden sonra bile çekilebiliyor. Yarın gece seninle yemeğe çıkalım mı?
- You gave him your business card.
- Ona kartvizitini verdin.
Well, your business must not be sports memorabilia... because this one Mantle card right here - worth six thousand dollars all by its itty-bitty self.
İşinin spor antikacılığı olmadığı kesin çünkü şurada duran Mantle kartın değeri- - .. tek başına 6.000 dolar.
What's all this business on the back of his card, Bob?
Kartının arkasında yazan şu şeyler ne?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]