But she's dead translate Turkish
405 parallel translation
But she's dead.
Ama öldü.
They all thought she was dead, but my father, he kept ladling gin down her throat... till she come through so sudden, that she bit the bowl off the spoon.
Herkes öldüğünü düşündü ama babam boğazına durmadan cin döktü... öyle çabuk kendine geldi ki kaşığı ısırdı.
But it was only because I can't make you believe... that she's already dead.
Tek yolu buydu ama seni onun zaten ölü olduğuna inandıramıyorum.
She was a nice kid... but she's dead.
İyi bir çocuktu ama öldü.
Regan's dead, all right, but she didn't do it.
Regan öldü, tamam, ama o yapmadı.
But she's dead now.
Annem artık ölü.
One that was a woman, sir, but, rest her soul, she's dead.
Bir zamanlar kadın olan biri, ama canına rahmet, öldü.
But now she's dead.
Bir hiç uğruna öldü.
Maybe so, but she talks to me just once and like that, she's dead.
Öyle olabilir. Ama benimle bir kez konuştu ve öldü.
But if it's a thought, it's dead because she's dead.
Ama bu bir düşünceyse, yok olmuştur, çünkü o öldü. Bir'nesne'olmalı.
But you'll have to produce the body to prove she's dead.
Ama onun öldüğünü kanıtlamak için cesedini oluşturmanız gerekecek.
She came back among us to find her husband. But he's dead.
Kocasını bulmak için döndü.
I did think of killing the soldiers... but she's nearly dead already.
Askerleri öldürmeyi düşündüm ama kız zaten ölmek üzere.
I did. But she's dead now.
Öyle... ama artık öldü.
Well put, Mummy's name was Edith, but she's dead,
İyi dediniz. Annemin adı Edith'di ama öldü.
I somehow... feel that she's not dead at all, but only resting.
Ben her nasılsa... onun ölmediğini hissedip, sadece rahatlarım.
Sure, she's dead. But she did not die in vain.
Ama utanç içinde değil.
You may think she's not really dead, but you would be in error, Mr. Dvorak.
Onun gerçekten ölmediğini düşünebilirsiniz, fakat hata etmiş olursunuz, bay Dvorak.
If she's not quite dead, but quick.
Tam ölmemişse bu biraz şok olur, ama çabuktur.
I'm happy she's dead, but I didn't murder her.
O kadının ölümüne sevindim, ama onu ben öldürmedim.
I know she's dead but I also know that she'll kill again, and I don't know what to do.
Ölü olduğunu biliyorum ama aynı zamanda tekrar öldüreceğini de, ne yapacağımı şaşırdım.
We thought she was dead years ago but her body's been found in the cellar of the castle with the other victims.
Onun yıllar önce öldüğünü düşünüyorduk, ama cesedi... diğer kurbanlarla birlikte şatonun mahzeninde bulundu.
She's under the impression that her parents are dead but they're not.
Ebeveynlerinin öldüğünü düşünüyor ama hayattalar.
- Dead? No, luckily she survived, but had to spend six months in hospital.
Hayır, şansı varmış, ama altı ayını hastanede geçirdi.
We know this not only because of the fragment of a thousand franc note which we found clutched between her dead fingers, but also because of some rather curious words she used only this morning.
Bunu da, parmaklarının arasına sıkışmış olarak bulduğumuz 1000 frank parçasından biliyoruz. Ayrıca bu sabah da çok tuhaf şeylerden bahsetmişti.
But she's not dead yet.
- Ama henüz ölmedi.
But she's dead and he's dead.
Ama o ölmüş, diğeri de ölmüş.
- But I'll fix it for you. - She's dead. ... between minute steak...
Gerçi ben de hazırlayabilirim tabii hazır biftekle...
But she's dead, isn't she?
Anneniz öldü, değil mi?
But... she's dead.
Ama... O öldü.
She is missing alright, but we have no proof... she's dead.
Ortadan kayboldu ama elimizde öldüğüne dair bir kanıt yok.
But she's dead. And the dead don't come back.
O öldü ve ölüler geri gelmez.
But she's dead.
Ama o öldü.
I mean, I knew you liked passive women, Jack... but she's half-dead.
Pasif kadınlardan hoşlandığını biliyordum, Jack fakat bu neredeyse ölü.
Officially, she's dead, but nobody knows that - not even Melanie.
Resmi olarak o ölü ama bunu kimse bilmiyor hatta Melanie bile.
One that was a woman, sir. But, rest her soul, she's dead.
Bir zamanlar kadın olan birine, ama ruhu şad olsun şimdi ölü efendim.
Lt Monroe was in command, but she's dead.
Yüzbaşı Monroe komutadaydı, ama öldü.
If Miss Lucy's dead, no wrong can be done, but if she's not dead...
Bayan Lucy ölüyse, yanlış birşey yapılamaz, eğer ölü değilse...
But I'm afraid I'm gonna burn in hell, because her neck is broken and there's no pulse and she's dead.
Ama cehennemde yanmaktan korkuyorum. Çünkü boynu kırıldı ve nabzı atmıyor, o öldü.
Right now she's an out-of-work cocktail waitress... but she's going to be a country music superstar... like that jerk in the cowboy hat and that dead lady.
Şu an işsiz olan bir kokytel garsonu..... ama büyük bir country müzik starı olacak hani şu kovboy şapkası takan ölmüş o ahmak kadın var ya, onun gibi.
Now, she is armed with nothing but her Verminator spray gun filled with our new poison, RU Dead 42.
Kendisinin, içi yeni zehirimiz RU Ölüm 42 ile dolu olan..... haşere sprey pompası dışında bir silahı yok.
I know she's dead, but how did that happen?
O öldü. Öldüğünü biliyorum, ama nasıl oldu?
- Your mother knew but she's dead.
Baba önemli olan o değil. Anneniz biliyordu.
But you're not finished yet. Hercules is in town... and Hera wants him dead so bad she can taste it.
Herkül kasabada ve Hera onun ölmesini öyle çok istiyor ki ona bu zevki tattırmalısını.
But in my universe, she's dead.
Ama benim evrenimde, o ölü.
Therewith fantastic garlands did she make of Crowflowers, nettles, daisies, and long purples that liberal shepherds give a grosser name but our cold maids do dead men's fingers call them.
Ophelia oraya düğün çiçeklerinden, ısırganlardan, papatyalardan sözünü sakınmaz çobanların daha kaba bir isim taktığı ama uslu kızlarımızın ölü parmağı dediği çiçeklerden yapılma garip çelenklerle gelmiş.
One that was a woman, sir, but rest her soul, she's dead.
Kim gömülecek bu mezara peki? Bir zamanlar kadın olan biri ama canına rahmet öldü.
But she's not dead.
Ama karın ölmedi.
Oh, Christ. But, Will, she's been dead two years and that's the shit I remember.
İki yıl önce öldü, hatırladığım şeye bak.
She was only the dead leaf echo of the nymphet from long ago..... but I loved her, this Lolita,..... pale and polluted and big with another man's child.
Nymphet'in ölü bir aksi gibiydi... Fakat onu sevdim, Lolita, soluk ve kirletilmiş başka bir adamın çocuğuyla birlikte.
Hey, I hate to be rude, buddy, but word has it she's dead.
Hey, kabalık etmek istemem dostum, ama o öldü.
but she's gone 43
but she's not here 34
but she's alive 25
but she's not 85
but she's okay 23
but she's right 32
but she's gonna be okay 20
but she's 110
she's dead 1423
she's dead now 31
but she's not here 34
but she's alive 25
but she's not 85
but she's okay 23
but she's right 32
but she's gonna be okay 20
but she's 110
she's dead 1423
she's dead now 31
dead 2365
deadline 20
deadly 57
deadshot 26
dead girl 16
dead end 102
dead ahead 30
dead or alive 151
dead man walking 43
dead man 40
deadline 20
deadly 57
deadshot 26
dead girl 16
dead end 102
dead ahead 30
dead or alive 151
dead man walking 43
dead man 40
dead meat 35
dead people 32
dead body 39
dead hands 25
dead serious 25
dead on 16
dead and 19
dead guy 19
dead bodies 32
dead wife 18
dead people 32
dead body 39
dead hands 25
dead serious 25
dead on 16
dead and 19
dead guy 19
dead bodies 32
dead wife 18