Dead people translate Turkish
3,399 parallel translation
I see dead people all the time.
Sürekli ceset görüyorum.
You work with dead people, Jared.
Senin işin cesetler Jared.
Sewing dead people together... And giving them knives for hands.
Ölü insanları bir araya toplayıp sonra onları dikmek ve ellerine bıçak vermek.
But I'm also pretty sure dead people no longer need their stuff.
Ama aynı zamanda ölülerin eşyalarına ihtiyaçları olmadıklarını da bilirim.
You see, dead cow parts ain't dead people parts.
Gördüğün gibi ölmüş inek parçaları ölmüş insan parçaları değildir.
I didn't dig it up out of a pile of dead people.
Bir yığın ölü insanın içinden çıkan ben değilim.
- No, I mean like in dead people.
- Ölmüş insanları kastetmiştim.
We generally reserve postmortems for dead people.
- Biz genellikle otopsiyi cesetlere tahsis ederiz.
I can handle dead people.
Ölü insanlarla başa çıkabilirim.
You like fucking dead people?
Ölü insanları sikmeyi seviyor musun?
Dead people just don't come back.
Ölü insanlar geri gelmezler.
My specialty are dead people.
Ölü insanlar uzmanlık alanım.
The man dresses up dead people like dolls for a living.
Adamın işi cesetleri giydirmek ya.
And you'd think my experience with dead people would make a difference here, but apparently it doesn't.
ve ölülerl tecrübelerimin... bu durumda bir fark yaratacağını sanırsın ama yaratmıyor.
You know, these hues are for making dead people look alive.
Bu malzemeler ölü insanları canlılarmış gibi göstermek için kullanılıyor.
Because instead of mourning a billion trillion dead people, I just feel sorry for the poor blighter who had to press the button and blow it all up.
Çünkü milyar trilyonlarca insanın yasını tutmaktansa,... her şeyi patlatmak için düğmeye basmak zorunda olan adama üzülüyorum.
Dead people.
Ölü insanlar.
Mm-hmm. I feel like that little gay boy from that movie, "I see dead people."
"Ölü insanlar görüyorum" replikli filmdeki gey çocuk gibi hissediyorum kendimi.
I don't see all dead people.
Ben tüm ölüleri görmüyorum.
We know who the dead people are, and we know who killed them, and we're in his house.
Ölü insanların kim olduğunu biliyoruz. Onları kimin böldürdüğünü de biliyoruz ve şu an onun evindeyiz. Dixon mı?
And do me a favor, keep Max away from dead people, okay?
Bana iyilik yapıp, Max'i ölü insanlardan uzak tutun, tamam mı?
Do me a favor and keep Max away from dead people, okay?
Bana iyilik yapıp, Max'i ölü insanlardan uzak tutun, tamam mı?
Which means she's still alive because dead people only talk on the phone in movies.
Bu da demek ki, o hala hayatta, çünkü ölü insanlar sadece filmlerde telefonda konuşurlar.
Lessons about dead people taught by the dying.
Ölü insanlar hakkındaki dersi ölmek üzere olan biri anlatıyor.
Boss, we will have to leave Bombay today itself... so many people have seen you murder him... and anyway, Rawal is dead... our work is done... end of story.
Patron, Bombay'dan gitmek zorundayız. Onu öldürdüğünü herkes gördü. Ama yine de, Rawal öldü.
If I get dead, a lot of people are gonna be very upset and they're gonna come get you.
Ölürsem bir sürü kişi çok üzülür ve gelip seni bulurlar.
So even in the spirit of Easter, you're saying bringing people back from the dead is not such a good thing.
Paskalya'nın ruhuna olsa bile insanları ölümden döndürmenin çok da iyi bir şey olmadığını söylüyorsun.
You know, for years I'd tell people that you were dead.
Yıllardır Öldüğünü insanların söylerdim, biliyorum.
You should imagine thousands upon thousands of your people dead.
Halkından 1000'lercesini üst üste ölü şekilde düşünmelisin.
36 people are feared dead.
36 kişinin öldüğü tahmin ediliyor.
Over two million people dead during the battle.
Bu savaşta, iki milyondan fazla kişi öldü.
People I wanted dead, sir.
Ölmesini istediğim insanlar efendim.
That is easier if people are dead.
Eğer insanlar ölü olursa bu daha kolay olur.
You waste time trying to get people to love you, you'll end up the most popular dead man in town.
İnsanlara kendini sevdirmeye çalışarak zaman kaybedersen... şehrin en popüler cesedi olursun.
Fanny, two people in this picture are dead.
Hayır, duymadım. Fanny, bu resimde yer alanlardan iki kişi öldü bile.
Over 23 people are confirmed dead including two children and at least one person is still missing, in what investigators are calling the deadliest explosion in the city's history.
İçinde 2 çocuğun da bulunduğu 23'ten fazla insanın ölü olduğu ve en az 1'inin de hâlâ kayıp olduğu doğrulandı. Araştırmacılar bunu, şehir tarihindeki en ölümcül patlama olarak adlandırdılar.
The plane broke into three parts but only two people dead.
- Uçak üç parçaya ayrıldı ama sadece iki kişi öldü.
People we thought were dead flying in from Canada.
Kanada'dan uçup gelen öldü sandığımız eş dost.
There are people around here, mom, who wanna see Daniel dead, people who would do it themselves, if they thought they could get away with it.
Etrafta Daniel'ın ölmesini isteyenler var anne. Eğer yanına kâr kalacaklarını bilseler bunu kendi elleriyle yapacak insanlar var.
I know this is gonna sound hokey, but, uh, these people, when they're with me, they're my responsibility, living or dead.
Biliyorum biraz garip gelecek ama bu insanlar benim yanımdayken benim sorumluluğumdalar. ÖIü ya da diri.
People are gonna be in here, like, sobbing and they're gonna be looking at their dead loved one and I'm gonna be standing right next to them, ok, but I'm not gonna be thinking about them when I hand them tissues, you know?
İnsanlar buraya hıçkırarak gelecek ölen sevdiklerine bakacaklar ben de tam yanlarında olacağım ama onlara kâğıt mendil uzatırken aklımda çok başka şeyler olacak.
My people are dead.
Halkım öldü.
It's difficult. The people who make a living off it are all dead.
Bunu meslek edinenlerin hepsi öldü.
The people are already dead.
Kişi zaten öldü.
Yet, even though I've been dead for over 200 years, I am sure that I bathe more regularly than some people I could think of.
Yine de 200 yıldır ölü olmama rağmen eminim aklımdaki bazı insanlardan daha çok yıkanıyorum.
Dead as the star system my people left behind.
Halkımın geride bıraktığı yıldız sistemi kadar ölü.
President de Klerk blames the Boipatong massacre attacks by the Inkatha Freedom Party supporters on an ANC rally near Johannesburg has left 13 people dead.
Başkan de Klerk, Boipatong katliamını lanetliyor... Inkatha Özgürlük Partisi destekçilerinin saldırısında Johannesburg yakınındaki AUK mitinginde 13 kişi öldürüldü.
Word is people are dead and a child's missing.
Bir sürü insan ölmüş ve küçük bir kız kayıpmış.
By the end of the war 800,000 people from Warsaw were dead and 90 % of the old city had been laid to waste By the end of the war 800,000 people from Warsaw were dead and 90 % of the old city had been laid to waste
Savaş sonunda 800.000 Varşovalı öldü ve eski şehrin % 90'ı yerle bir oldu.
People are dead because of you!
İnsanlar senin yüzünden öldü!
What I am gonna do, is find out who this Archer jerk is, and why Russian people want him dead.
Yapacağım şey, şu Archer pisliğini bulmak ve Rusların onu neden öldürmek istediklerini öğrenmek.
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people get hurt 32
people are scared 36
people are dying 81
people are watching 31
people were killed 27
people will die 36
people do 54
people are dead 47
people lie 29
people get hurt 32
people are scared 36
people are dying 81
people are watching 31
people were killed 27
people will die 36
people do 54
people are dead 47
people lie 29