Dead hands translate Turkish
285 parallel translation
Dead hands cannot hide knife.
Ölümün bıçağı saklayacak elleri yoktur.
You'll have to pry that out of my cold, dead hands!
Onu cesedimin soğuk ellerinden sökerek alırsın!
- Yes. Think of it - the brain of a dead man waiting to live again in a body I made with my own hands.
Ölü bir adamın beyni kendi ellerimle yaptığım bir bedende yeniden yaşamak için bekliyor.
Keep your hands off your guns... or there'll be more dead men than this town can afford to bury.
Ellerinizi silahlardan uzak tutun... yoksa bu kasabanın cenaze masraflarını karşılayabileceğinden daha fazla adam ölür.
Of course, I could always wear gloves, press your hands against the pipe after you were dead, and make you look like a suicide.
Elbette, her zaman eldiven takardım, ellerini boruya bastırırdım. Sen öldükten sonra intihar gibi gösterirdim.
It's like putting your hands in someone else's pockets... a dead woman's.
Sanki elini başka birinin cebine sokmak gibi. Mesela ölü bir kadının.
You didn't stop her screams this time with your hands on her throat until she was dead?
Çığlıklarını bastırmak için onu öldürünceye kadar boğazını sıkmadın?
He calls you down, he calls you out, beyond the dead the living, the living dead, beyond the raised hands...
Seni diliyor. Seni çağırıyor. Ölüler dünyasından yaşayan, yaşayan ölüler, yükselen ellerin ötesine.
He'd rather see Lillian dead than in the hands of another.
Başkasının kollarında olmasındansa Lillian'ın ölmesini tercih ediyordu.
Instead we have another dead man on our hands!
Bunun yerine elimizde başka bir ölü adam daha var!
ON HANDS AND KNEES FOR MR. HENRY BEMIS WHO LOOKS FOR A SPARK IN THE ASHES OF A DEAD WORLD.
Cansız bir dünyanın küllerinde kıvıIcım arayan adam.
He had me set my hands between his dead hand and his live one, and swear to keep his faith with the Duke.
Ellerimi ellerinin arasında tuttu... Biri ölü, biri diri... Düke bağIı kalacağıma yemin ettim.
This fine stuff in the hands of some tramps. Folks that don't even know if they're alive or already dead.
Bu silahlar sokak serserilerinin eline geçecek ve halk daha ne olduğunu anlamadan çoktan ölmüş olacak.
If he drops his hands, you're a dead man.
Eğer ellerini indirirsen, ölü bir adam olursun.
You left George for dead, but he lived to say something with his hands.
George'u öldü diye bıraktın ama bıraktığında henüz ölmemişti. Elleriyle bir şeyler anlatmaya çalışmıştı.
One jolt. We'd have a dead man on our hands.
Yanlış bir haraket yaparsak, elimizde ölü bir adam olur.
Like a dead woman's hands.
Sanki bir ölü eli gibiler.
Zim dead at the hands of the left serves his government and mine better than Zim alive.
Solcularca öldürülmesi hem Zim'in hükümetine hem de benimkine yaşamasından daha fazla yarar sağlar.
- You got a dead cop on your hands.
- Elinizde ölü bir polis var.
The dead here have no crosses, nor tombstones, nor wreaths to sing of their past glory, but lie in rotting, decaying, rusty heaps, their innards ripped out by greedy, vulturous hands.
Buradaki ölülerin haçları yok mezar taşları yok, eski ihtişamlarını ifade edecek çelenkleri yok sadece burada yatıyorlar, çürüyen bozulan, paslı yığınlar halinde aç, hunhar eller tarafından içleri dışlarına çıkartılmış.
She's dead, and at my hands.
Ellerimde öldü.
And I think what we've got on our hands is a dead shark.
Ve sanırım bizim elimizdeki de ölü bir köpekbalığı artık.
Black Leopard, why aren't you dead at MY hands!
Kara leopar! Seni ben öldürecektim
Whatever is the reason You fall into my hands, you're dead
Sebep ne olursa olsun elime düştün artık, sen ölüsün
I do know I'd like to get my hands on that thing once it's dead.
O şey ölürse eğer elime geçmesini isterim.
Now we've got four dead men on our hands.
Şimdi elimizde dört tane ölü insan var.
The dead flesh came off in their hands.
Cansız et parçaları ellerinden dökülüyordu.
It wasn't until one day, when we noticed ants crawling on Grandma's hands that we found out she had been dead for who knows how long.
Ta ki bir gün ellerine kadar tırmanan karıncaları fark edince epey bir zaman önce ölmüş olduğunu anladık.
The brain of a dead man waiting to live again in a body I made with my own hands.
Ölü adamın beyni Ellerimle yaptığım vücudun içerisinde yaşamayı bekliyor.
That salesman had his hands all over me and he's dead now.
O pazarlamacı elini her yerime sürdü ve şimdi de öldü.
So, if you guys try to take the law into your own hands, and that killer turns up dead,
Eğer siz beyler kanunu kendi elinize alıpta... ve o katili öldürürseniz...
Hands up, or you've got one dead dork.
Yoksa bir hıyar ölür.
We got a firefight on our hands, and the enemy's already dead.
Elimizde bir makinalı var, ve düşman çoktan ölü.
Well, Mr Phillips, these hands can heal the sick, raise the dead, and make girls talk right out of their head.
Bay Phillips, bu eller hastaları iyileştirebilir, ölüyü diriltebilir ve kızları direk kafalarından konuşturabilir.
Hot sweats, fever blisters, difficulty breathing, difficulty swallowing, blurred vision, involuntary trembling, dead hands, numb lips, fingernail sensitivity, pelvic discomfort.
Sıcak terleme... Soğuk algınlığı... Nefes darlığı, yutkunmada zorluk...
My hands and feet were numb, I couldn't see... I thought I was dead.
Ellerim ve bacaklarım iyice uyuşmuştu, bir şey göremiyordum... öldüğümü sandım.
You cut me open, stuck your hands in, twisted my ovaries, so they look all dead.
Beni kestin, ölü görünmeleri için ellerini yumurtalıklarıma soktun.
What I don't get is, just because the batteries went dead you'd think she'd be able to roll it up the hill with her hands.
Anlamadığım şey, aküsü bitince rampayı kendi ellerinin yardımıyla çıkabileceğini sanırsın.
Your hands are the hands of a dead one.
Ellerin bir ölünün eli gibi.
'All hands bury the dead.'
Ölüyü gömelim.
I got a dead body on my hands and Harrison is still missing.
Ellerimde bir ceset var ve Harrison halen kayıp.
One of their team members is dead, probably at the hands of another.
Biri ölmüş, muhtemelen bir diğerinin ellerinde.
So a crisis that seemed to be escalating beyond the point of no return was ultimately resolved with fewer than a hundred soldiers dead, and the nuclear base captured by Radchenko is back in government hands.
Yani dönülmez gibi görünen bu kriz sonuçta yüzden az askerin ölümü ile sonuçlandı. Ve Radchenko tarafından ele geçirilen Nükleer üs, tekrar hükümetin eline geçti.
What about the two of you leaving poor Miss Vida at the hands of this possibly dead Sheriff Dullard and you stayed stuck in this car like Mary Jo Kopechne?
Peki sizin zavallı Bayan Vida'yı muhtemelen ölü olan şerif Dullard'ın ellerine terk etmenize ne demeli? Aynı Mary Jo Kopechne * gibi arabada sıkışıp kaldınız!
I remember looking at her dead body in the coffin at her beautiful hands, so warm, so sweet, that used to hold me but nothing in that coffin resembled what I remembered of her.
Hayal gibiydi. tabuttaki cesedine baktığımı hatırlıyorum.. .. bir zamanlar beni kucaklayan güzel, sıcacık, tatlı eller.. .. ama o tabuttaki hiçbir şey ondan hatırladıklarıma benzemiyordu.
I have dead cow on my hands?
Ellerimde ölü bir inek mi var?
He had been left for dead by other climbers, and then, nearly blind, his hands literally frozen solid, Beck stood up, left his pack, and desperately tried to walk.
Diğer dağcılar tarafından ölüme terk edilmişti sonra, neredeyse kör, elleri tamamen kaskatı kesilmiş olarak Beck ayağa kalktı, sırt çantasını bırakıp umutsuzca yürümeye çalıştı.
When Shang hands the Essence to Shao Kahn, we are both dead.
Shang Tsung Esansı Shao Kahn'a teslim ettiğinde ikimiz de ölceğiz.
You want your hands clean of the blood of those eight dead.
Bu sekiz cesedin kanından ellerin temiz çıksın istiyorsun.
Dead at the hands of an unknown assailant.
Katil bulunamamış.
We got a dead kid on our hands and I, for one, am not taking the heat for that.
Elimizde ölü bir genç var ve bunun azarını ben işitecek değilim.
handsome 790
hands 577
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
hands where i can see them 140
hands 577
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
hands where i can see them 140
hands above your head 53
hands behind your head 136
hands down 114
hands on your heads 24
hands on the wall 18
hands in 40
hands on the table 23
hands where i can see' em 44
hands on the car 22
hands where we can see them 33
hands behind your head 136
hands down 114
hands on your heads 24
hands on the wall 18
hands in 40
hands on the table 23
hands where i can see' em 44
hands on the car 22
hands where we can see them 33
hands over your head 24
hands where we can see' em 20
dead girl 16
dead end 102
dead ahead 30
dead or alive 151
dead man walking 43
dead man 40
dead meat 35
dead people 32
hands where we can see' em 20
dead girl 16
dead end 102
dead ahead 30
dead or alive 151
dead man walking 43
dead man 40
dead meat 35
dead people 32
dead body 39
dead on 16
dead and 19
dead serious 25
dead guy 19
dead bodies 32
dead is dead 27
dead wife 18
dead clade walking 20
dead on 16
dead and 19
dead serious 25
dead guy 19
dead bodies 32
dead is dead 27
dead wife 18
dead clade walking 20