Chest out translate Turkish
659 parallel translation
But it's stomach in, chest out, and back on your feet, or you end up in a pauper's grave!
Ama karnı içeri çekip, göğsü dışarı çıkararak ayağa kalkmalıyız. Yoksa kendinizi yoksulların mezarında bulursunuz.
When Mr. Fields tells you keep your chin up, your chest out and put your best foot forward.
Bay Fields sana söylediğinde çeneni kaldır göğsünü dik tut ve en iyi adımını yap.
Stop it! You even helped carry the chest out, you liar.
Sandığı taşımamda yardım bile ettin ya seni yalancı.
And stick your chest out.
Göğüslerini ortaya çıkar.
Chest out and arms wide.
Göğüs önde, kollar açık.
Chest out.
Göğüs dışarı.
Upright we stand, chest out, back straight.
Dimdik dururuz. Göğüs dışarı, bel dümdüz.
He sticks his chest out like a pigeon.
Göğsünü aynı bir güvercin gibi çıkartıyor.
- Chest out, chest out.
- Göğüs dışarı, göğüs dışarı.
Now, chest out. Yes. Shoulders back.
Göğüsler ileri, omuzlar dik.
Throw out your chest.
Göğsünü kabart.
They took one slug out of his chest and another creased his skull.
Bir kurşun parçasını göğsünden diğerini kafatasından çıkardılar.
Get out there and get her medicine chest!
Kalk çabuk ve ilaç kutusunu getir.
Last time I saw you was when I was taking slugs out of Lefty Jackson's chest.
Seni en son Solak Jackson'ın göğsünden kurşunları çıkardığım gün görmüştüm.
You see my good Mr. Holmes, these shelves lift out and you will rest somewhat uncomfortably in the false bottom of this sea chest.
Gördüğün gibi Bay Holmes bu bölmeler çıkarılabiliyor ve sen de, bu sandığın gizli bölmesinde rahatsızca dinleneceksin.
Once out of sight of land he pushes the chest overboard.
Kara görünmez olduğu anda sandığı güverteden aşağı itecek.
Stick out your chest, little captain.
Bir yüzbaşı. Göğsünü kabart, küçük yüzbaşı!
Well, I got a date with a couple of bullets out of this guy's chest.
Bu adamın göğsünden bir kaç mermi çıkartmalıyım.
Your chest must be puffed out a foot after what you've done.
Yaptığın şeyden sonra göğsünü gururla kabartıyor olmalısın.
Captain, we left a treasure out there - - a whole chest of gold, silver, and diamonds.
Bir sandık dolusu altın, gümüş ve elmas!
If I simply throw out my chest And say
If I simply throw out my chest And say
Jones, throw out that chest!
Jones, kabart göğsünü!
My heart feels as if it's going to jump out of my chest.
Kalbim göğsümden çıkacakmış gibi atıyor.
What if the old chest I fished out wasn't THE treasure?
Diyelim ki, çıkarttığım sandık hazine sandığı değildi.
I wonder what it was that he or she wanted out of that chest.
Acaba o sandığın içinde aradığı şey neydi?
Somebody snuck up afterwards and yanked the dagger out of the man's chest even before he was dead.
Birisi gizlice geldi ve adamın göğsünden hançeri çekti aldı hatta daha ölmemişti bile.
My heart beats as if it were trying to burst out of my chest.
Kalbim sanki göğsümden çıkmak istermiş gibi çarpıyor.
Smile and stick out your chest.
Evet. Gül ve göğsünü çıkar.
But if you get us out of this situation, they'll pin a medal on your chest and give you command.
Bizi bu durumdan çıkarırsan, göğsüne bir madalya takar, sana komutayı verirler.
I'm happy all that came out... and I got this load off my chest.
Her şey açıklığa kavuştuğu ve içimi boşalttığım için mutluyum.
There you'd be, laid out, with some other woman's name on your chest.
Orada öyle yatarken, göğsünde başka bir kadının ismi yazılı olacak.
Do it, or this bullet that's going through his chest is liable to come out the other side and tickle your private parts.
Yapmazsan bu kurşun onun göğsünden geçip senin mallarını dağıtır.
If you ever dare to disobey... I will slice into your chest and pull your worthless life out.
Bana karşı gelmeye cüret edersen, göğsünü ikiye yarıp değersiz yaşamını çeker alırım.
e the skin of the face, of the arms and the chest it are pulled out and it was hung, however, they not they had any expression.
Derileri yüzlerinden, kollarından ve göğüslerinden aşağı sarkık hâlde sallanıyordu. Ağızlarından tek kelime çıkmıyordu.
I'd feel all the heat in my belly rise up through my chest and burst out my throat.
Tüm sıcaklığın karnımdan göğsüme doğru yükselmesini ve boğazımdan çıkmasını hissederdim.
Stick out your chest!
Göğsünü şişir.
They saw arrow go into Danny's chest, him pluck it out, and not bleeding.
Ok Danny'nin göğsüne girdi, Danny oku çıkardı, kan akmadı.
He seamed to feel pains in his chest, for he cried out, "I am ill Carry me out!"
Göğsünde bir ağrı hissetmiş gibi bağırmış, "Hastalandım, götürün beni!"
You can blow up your cheeks, you can stick out your chest but you're not going to fool the guesser! .
Yanaklarınızı şişirip göğsünüzü çıkarabilirsiniz... ama tahminciyi yanıltamazsınız!
All the wind does is puff out its chest.
Rüzgârın tek yaptığı şey üfleyip durmak.
You have to get it off your chest, strike out, put it all behind you, and then it'll be over, the fear and everything,
Eteğindeki taşları dökmek zorundasındır, yeni bir yol izlemek, her şeyi arkanda bırakmak, sonra da sonlandırmak zorundasındır, korkuyu ve her şeyi.
Shoulders well back Thrust out the chest
Omuzlar dik, yukarı Göğüs öne, dışarı
And when they let the 13 ghosts out of the chest....
Ve 13 hayaleti kutudan çıkartacaklar...
Because if you don't, they climb up and sit on your chest and suck all your breath out like this...
Çünkü bunu yapmazsan göğsüne tırmanıp üstüne oturur ve tüm nefesini emer, işte böyle.
And accepting the fact that nowadays it's harder to figure out where her chest ends and her stomach begins.
Ve şu günlerde nerde göğsün bitip nerde midesinin başladığını bulamamak gerçeğini kabul etmek.
I expect you have a string on your chest that I have to pull out.
Eminim, göğsünde çekmem gereken bir ip vardır.
Jump in your mouth and bust out of your chest.
Ağzınızdan içeri girip, göğsünüzden dışarı fırlayabilir.
It was like he reached into my chest and ripped out my- -
Sanki göğsüme uzandı ve kalbimi yerinden sök- -
Francis put his ear on Marty's chest to check him out.
Francis kontrol etmek için kulağını Marty'nin göğsüne dayıyordu.
He kills Edward Clayton, He puts the body inside the chest, He comes out and shut the door to establish that he's just arrived.
Edward Clayton'ı öldürdü, cesedi sandığa koydu,... dışarı çıkıp eve yeni gelmiş gibi kapıyı kapattı.
Next thing you know you got a hose coming out of your chest attached to a piece of luggage.
Bir de bakmışsın göğsünden bir kaç torba ilaca bağlı bir hortum çıkmış.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97