Out of time translate Turkish
9,360 parallel translation
I'm not the one running out of time, Danny.
Zamanımı boşa harcayan biri değilimdir, Danny.
We're out of time.
Vaktimiz kalmadı.
Cyrus, we are running out of time!
Cyrus, zamanımız azalıyor!
We were running out of time.
Zamanımız kalmamıştı.
General, we're out of time.
General, zamanımız doldu.
We're running out of time.
Zamanımız tükeniyor.
They have to be, we're out of time.
Çalışacaklar artık. Zamanımız azalıyor.
What if we've run out of time?
Ya vakit kalmadıysa?
Hotch : We're running out of time.
- Zamanımız azalıyor.
We're running out of time.
Zamanımız azalıyor.
You're out of time.
Vaktin kalmadı!
The thing is, kids are naturally anxious about their appearance just really on any given day, so to disrupt the routine, you know, a routine that some of us are barely hanging on to just to get them dressed and out the door and get the snack made and get the lunch made and get the sunscreen on and get them in the car and get them here on time, and then you, kind of, add this, um, lunatic wacky hair wrench into the works...
Bu şey de çocuklar gerçekten herhangi bir günde kendi görünüşleri hakkında doğal olarak endişeliler bu şekilde rutinleri bozulacak bazılarımızın güç bela sıkıca tutunduğumuz sadece üstlerini giydirip kapıdan çıktığımız ve kovulduğumuz ve öğlen yemeği yaptığımız, güneş kremi sürdüğümüz ve onları arabayı bindirdiğimiz ve burada onlarla zaman geçirdiğimiz bir rutinimiz vardı....... ve sonra sen, ve onlar, delice tuhaf bükülen saçları planladınız.
He confirmed that a coyote known as El Gato operated out of his city at the time of the Escarra massacre in Mexico.
O Escarra katliamı olduğu zaman şehrin dışında çalışan El Gato adında bir kaçakçı olduğunu doğruladı.
I thought Thea could use some time out of town.
Bence Thea biraz şehirden uzaklaşsa iyi olur.
Now it's time for a campaign so out of the box even Nighthawk won't see it coming.
Şimdi öyle sıra dışı bir kampanya yürütmemiz gerekiyor ki Nighthawk bile bunun geldiğini görmemesi gerekiyor.
My head was so spinning with Sammy gone and being in a place I despise and suddenly finding out this man that the whole world is mourning and thinks of as some kind of a saint, my husband, has been alive all this time
Samy yoktu, nefret ettiğim bir yerdeydim. Tüm dünyanın yasını tuttuğu ve bir tür aziz olduğunu düşündüğü bir adamın, kocamın bunca zamandır yaşadığını ve bana haber vermediğini öğrenince başım döndü.
See, my dad, he had some real anger issues, and my mom... well, she had dad issues, so they spent most of their time taking those issues out on us.
Babamın ciddi öfke sorunları vardı. Annem de baba tarafından sorunluydu. O yüzden tüm zamanlarını sorunlarını bizden çıkararak harcarlardı.
If I hear the words "executive privilege" come out of your mouth one more time...
Eğer "yürütme imtiyazı" kelimelerinin... ağzından bir kez daha çıktığını duyarsam...
They didn't even have time to get out of their seats.
Yerlerinden kalkmaya bile fırsatları olmamış.
Listen, Chip, do you think that you might want to take a little time for yourself and just sort of get away and be out of the public eye?
Dinle, Chip, sence kendine biraz zaman ayırmak ve bir bakıma uzaklaşıp halkın gözü önünde olmamak isteyebilir misin?
Let's watch this video of Reggie one more time, and I will figure out how to deal with Julio later.
Reggie'nin şu videosunu bir kez daha izleyelim, Julio ile nasıl ilgileneceğimiyse sonra çözerim.
If a person is panicking, struggling for their life, fighting to get out of the pool. It's more than enough time.
Panikleyen, yaşam savaşı veren, havuzdan çıkmaya çabalayan biri için bu süre fazlasıyla yeter.
Let's hope it buys us enough time to figure out how to get rid of him permanently.
Ondan kurtulmanın yolunu buluna kadar bize zaman kazandırır umarım.
Every time I tell myself, today I'm gonna get out of the car, I'm gonna walk over, I'm gonna say something.
Her seferinde, arabaya binip yanına gidip bir şeyler söyleyeceğim dedim.
Takes a little bit out of him every time.
Her seferinde böyle oluyor.
You just play the hits and be charming, we'll get out of here by lunch, at which time you can tell me all about your... date with Zoe last night.
Oyununu oyna, sevimli gözük ve buradan çıkıp yemeğe gidelim daha Zoe ile dün akşamki buluşmanı anlatacaksın.
Somehow we got you to the hospital in time, pumped you full of antihistamines, and you've been out cold since.
Neyse ki seni hastaneye zamanında yetiştirdik alerji ilaçlarını verdiler ve o zamandan beri uyuyorsun.
Last time she had a problem, she went to Harvey, but this time she's coming to me, and I'm not gonna farm any of it out.
Geçen sefer bir sorunu olduğunda Harvey'ye gitmişti,... ama bu kez bana geldi ben de işi bir başkasına yüklemek istemiyorum.
Unless, of course, any of you can make time out of your busy schedules to capture a dangerous maniac?
Tabi tehlikeli bir manyağı yakalamak için yoğun programlarınızdan vakit ayırarak benimle birlikte gelmek isteyeniniz varsa o başka?
What if we designate a period of time during which we can all get this hate, murder, and rage out of our system - -
Bir zaman mı belirlesek acaba nefretimizi, cinayetleri öfkemizi boşaltırız...
I just got out of my coma, and I don't have time to waste if you're still figuring your shit out.
Komadan yeni çıktım, senin kendini düzeltmeni bekleyecek vaktim yok.
If you two haven't figured out your issues by the time I get back, I'm going to find a bunch of Mirakuru soldiers to knock some sense into you.
Geri döndüğümde, siz ikiniz sorunlarınızı çözememişseniz, aklınızı başınıza toplamaları için bir grup Mirakuru askeri bulacağım.
Stefan's being hunted again, and it's only a matter of time before Caroline's the bait that's used to lure him out.
Stefan'ın varlık, yine avlanan Ve o zaman sadece bir konudur Caroline yem olmadan Onu dışarı cezbetmek için kullanılır.
Well, maybe, but you go out of you way to help them, and every time you do, you're tempting fate.
Belki, ama onlara yardım etmek için kendini ortaya atıyorsun ve bunu her yaptığında, kaderi kışkırtıyorsun.
You send me in here, and you tell me that you're gonna be with me the entire time, and then my comms get knocked out of my head. My only contact in here is comatose.
Beni buraya yolluyorsunuz, bana tüm olay boyunca yanında olacağız diyorsunuz ardından telsizim bir yumrukla ağzımdan çıkıyor.
They wouldn't give me any details at the time, but I found out later that he was a part of a British operation. MI6.
Bana o zamanlar hiç detay vermediler ama sonradan öğrendiğime göre İngiliz İstihbaratı'nda çalışıyormuş.
I have been up every night thinking about how somewhere out there there are the lives of 12 strangers in my freakishly beautiful doll-like hands, and what if I don't get there in time and they're already dead or mostly- -
Her gece uyanık durup bir yerlerde 12 yabancının hayatlarının mantıksız derecede güzel bebek ellerimde olduğunu düşünüyorum, ya onları zamanında bulamazsam ya da hepsi öldüyse ya da çoğu...
They figured out about one-third of the school time... The students are in school... Is spent preparing for the standardized test.
Baktılar ki öğrencilerin okulda geçirdiği zamanın üçte biri standart testlere hazırlanarak geçiyor onlar da testlerde sorulmayan pek çok şeyi müfredattan çıkardılar.
I remember that, and around the same time, Mandela got out of prison and then became the president of South Africa.
Onu hatırlıyorum, bir de aynı dönemde Mandela hapisten çıkıp Güney Afrika'nın cumhurbaşkanı oldu.
I'm asking you one more time, I'm begging you, don't carry out the orders of Convict Yanukovych.
Bir kere daha rica ediyorum, size yalvarıyorum Suçlu Yanukoviç'in emirlerini uygulamayın.
And if you can't make a good time out of a bunch of giant, sweaty guys rolling around on a mat, then honestly, we shouldn't even be roommates.
Ve eğer sen bir grup devin terli bir şekilde hasırın üstünde yuvarlanırken güzel vakit geçiremiyorsan biz cidden ev arkadaşı bile olamayız.
We destroyed your time machine, so just get out of here!
Zaman makineni parçaladık, defol git buradan!
This might be time to get out of here.
Galiba buradan gitme vaktimiz geldi.
We'll be out of your hair in no time, I promise.
Emin ol, en kısa zamanda taşınacağız.
It's time for you to lead us out of here.
Hadi götür bizi buradan.
Each time live your own life and if someone is dumb enough to stand in... You don't get a lot of time before the whole valley finds out, but,
Her seferinde kendi hayatını yaşa ve eğer birisi yolunda duracak kadar salaksa herkes bunu duymadan önce çok fazla zamanın yoktur, ama...
I understand you made a fool out of Dad for the last time.
Geçen sefer babamı aptal yerine koyduğunu anlıyorum.
Every time a new movie would come out, you'd go to the opening, and it was a gathering of the clan.
Her yeni film çıktığında izlemeye giderdik, bir klan toplantısı gibi olurdu.
At the time, he did this solely out of his love for Peggy, but as the years went by, he grew quite fond of Laura.
O dönemlerde Peggy'e olan aşkı yüzünden yalnızlığı seçti ama yıllar geçtikçe Laura'ya daha da bağlandı.
By the time Precrime ended and they let him out, she'd died of grief, and he... his brain was so scarred by the containment that he forgot her name.
Önsuç sonlandırıldığında ve onu dışarı saldıklarında, annem kederden öldü ve o beyni kontrol sisteminden sonra o kadar etkilenmişti ki annemin adını bile unuttu.
Time to collect my bounty and get out of this deathtrap.
Hediyelerimi toplayıp bu ölüm kokan yerden gitme vakti.
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299