Out of context translate Turkish
243 parallel translation
Certain phrases should never be quoted out of context.
Bazı ifadeler bağlamından çıkarılmamalı.
Anybody can lift that shit out of context
Niye söylediklerimin tamamını okumuyorsun? Herkes becerir metinden sadece bu sözcükleri kesip çıkarmayı
That's out of context, and you know it.
Bunun anlam çarpıtma olduğunu biliyorsunuz.
That was taken out of context.
İstemeden söyledim.
I mean, the whole thing was taken out of context.
Her şey çığırından çıktı. Sadece bir şakaydı.
They used all my remarks out of context.
İçerik dışı yorumlarımı kullandılar.
They doctor these things, play'em out of context.
O bantlarla oynayıp konuşmaları bağlamından koparıyorlar.
It's so out of context.
Bölgesi dışında.
It's taken out of context.
Sözlerimi çarpıtmışlar.
Totally out of context.
Bu tamamen içerik dışı.
This is completely out of context. You can't tell the whole story from one photograph.
Bütün hikayenin bir fotoğrafa bağlı olduğu söylenemez.
It's like looking in someone's diary and taking it all out of context.
Birinin günlüğünü okuyup tamamen bağlam dışı değerlendirmek gibi.
You're taking out of context!
Hayır, hayır bekle! Düşündüğün gibi değil!
Nice expression... out of context.
Güzel söz ama koşullar dışında.
But it sounds corny if it's out of context.
Ama konuyu değiştirince kulağa saçma geliyor.
And things are so out of context...
Ve işler de yolundan çıkmaya başladı...
it's a little out of context... but I know you.
Genel durumdan biraz farklı... ama sizi tanıyorum.
- It was... That's taken out of context.
- Lafın gelişi söylenmiş şeylerdi.
I'm sorry, but... out of context, it's...
Üzgünüm, fakat... genelin dışında, bu...
You are so taking this out of context.
Bunu tamamen anlamının dışında algılıyorsun.
That's just words out of context.
Sözün gelişi öyle söyledim.
Whatever you saw was completely out of context.
Gördüğün neyse konuyla hiçbir ilişkisi yok.
But it won't make any sense if you hear it out of context.
Ama bütünden ayrı okursam bir anlamı kalmaz ki.
And you're taking it way out of context and blowing it way out of proportion.
Ayrıca abartıyorsun.
It's just a little... jarring to see you out of context that way.
Sadece sizi iş dışında görmek tuhaftı.
That is completely taken out of context!
Olayın öncesinde olanlar gösterilmemiş!
Goodbye. " You've taken that and used it out of context to insult me in this everyday situation.
O metni aldın ve günlük hayatta beni aşağılamak için kullandın.
You're taking it completely out of context.
Konunun dışına çıkıyorsunuz.
Anything you say to me will be quoted out of context.
Bana söyleyeceğiniz her şey çarpıtılabilir ya da yanlış aktarılabilir.
Out of context, I don't know.
Bilemiyorum.
Whatever you saw you probably... well, you probably just took out of context.
Her ne gördüysen, muhtemelen yani muhtemelen sebebini anlayamamışsındır.
They sound so stupid out of context.
Aptalca şeyler.
He was playing me, bringing stuff out of context, twisting facts.
Benimle oynuyordu. Konunuyla alâkasız şeyler getiriyordu, gerçekleri çarpıtıyordu. Bunu yapması gerekir zaten.
I mean... I did, but that's out of context!
Yani söyledim ama bu konuyla ilgili değildi!
You're doing that thing again where you take everything I say out of context.
Söylediğim her şeyi alıp başka yerde kullanıyorsun.
I'm taking it out of context.
Bana komik gelmedi.
Newspapers lift things out of context to make sensational reading.
Gazeteler, sansasyon yaratmak için konu dışı şeylere dikkat çekiyorlar.
Out of context, it didn't really mean anything.
Tek başına bir anlamı yoktu.
That is out of context.
Bu bağlamda dışında.
I'm sorry, I'm very bad at recognizing people out of context.
Tanıdıklarım dışındaki insanları hatırlayamam.
OH,'CAUSE YOU'RE TAKING IT COMPLETELY OUT OF CONTEXT.
Çünkü tamamen saptırıyorsun.
Apparently Jake took something I said out of context and repeated it in front of his mother and she overreacted, as is her nature.
Annesi de doğal olarak aşırı tepki göstermiş... - Seni sersem.
That's totally taken out of context.
Bağlamından tamamen cımbızlanmış.
- That was taken out of context.
- O kısım içerikten çıkarılmıştı.
But, you know, taken out of context, it might sound a little crazy.
Ama biliyor musun, bağlam dışında kulağa biraz çılgınca gelebilir.
Taking bits of intelligence out of context, without the qualifiers, without the rest of the story.
Bağlam dışı bazı istihbarat bilgilerini, herhangi bir doğrulayıcı olmadan ve hikayenin geri kalanı olmadan sunuyordu.
You published it out of context, without- -
Sen yersiz bir şekilde kullandın...
Don't take this out of context but Despard led a trip into the South American interior, accompanying a Professor Luxmore.
Bunu bağlam dışı görmeyin ama, Despard Güney Amerika içlerine Profesör Luxmore diye biriyle bir gezi düzenlemiş.
the government claims that the documents are purely speculative and have been quoted out of context.
Hükümete göre ise, bu belgeler tamamen hayal ürünü ve içerik dışı bir kaynaktan alıntı yapılmış.
By finding out what the other planets are like, by finding out whether there are civilizations on planets of other stars, we reestablish meaningful context for ourselves.
"Diğer gezegenlerin nasıl olduğunu keşfederek, diğer yıldız sistemlerindeki gezegenlerde yaşam olup olmadığını keşfederek, kendimizinkinin anlamını tam olarak kavrayabiliriz."
Who is picking on him out of self-loathing... caused by homosexual feelings in a military context.
Askeriye koşulları altında eşcinsel duyguları yüzünden kendinden nefret eden bir adam tarafından aşağılanıyor.
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of my sight 38
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of my sight 38