Out of order translate Turkish
1,258 parallel translation
The lines are out of order.
Hatlar çalışmıyor.
Quite out of order.
Biraz düzenden çıktı.
" Out of order?
" Ben mi arızalıyım?
You're out of order!
Asıl sen arızalısın!
This whole courtroom's out of order! "
Mahkeme salonundaki herkes arızalı! "
The petition is out of order.
- Talep usule aykırıdır!
- You are out of order!
- Görevinizden alındınız bayım!
And I'm not out of order.
Sorun bende değil.
You're out of order!
Sorun sende!
The whole freakin'system is out of order.
Sorun bütün bu düzende.
- You are out of order. - Molcheetye.
Sen usule aykırısın.
Molcheech. From what I am hearing, it is you who is out of order.
Duyduğuma göre, usule aykırı olan sizsiniz.
It's out of order again.
Yine hizmet dışı.
The elevator is out of order.
Asansör çalışmıyor.
- Darrell's phone's out of order.
- Darrell'ın telefonu bozuk.
Darrell's phone's out of order.
Darrell'ın telefonu bozuk.
You are out of order.
Kuralları çiğniyorsunuz.
The whole system is out of order.
Bütün sistem kontrol dışına çıkmış.
You got a pay phone that's out of order.
Ankesörlü telefonunuz var. Ama çalışmıyor.
The lab's out of order.
Labaratuvar kullanılmaz halde.
The brake is out of order.
Fren tutmuyor.
The phone has been out of order for some time.
Telefonum kapalıydı.
You are out of order.
Kuralların dışına çıkıyorsun.
Such speculation is out of order.
Böyle spekülasyonlar kural dışı.
There's no answer at Ms Calendar's and Giles'phone is out of order.
Bayan Calendar'ın telefonu cevap vermiyor. Giles'ınki ise servis dışı.
Because that phone's out of order.
Çünkü o telefon bozuk.
The village is out of order.
Çevre bozuk.
The shoes are out of order, mr. Pintero.
Ayakkabılar düzenli değil, Bay Pintero.
Grief has put you out of order.
Keder senin sistemine arıza verdi.
Being out of order now it's kinda strange, don't ya think?
Sence telefonun bozulması tuhaf değil mi?
You're out of order.
Usule aykırı davranıyorsun.
Why am I out of order?
Neden usule aykırı davranıyormuşum?
General, you are out of order!
General, çizgiyi aştınız!
I was out of order.
Ağzımdan kaçtı.
Fucking out of order.
Kahrolası düzensizlik.
I didn't call this morning, my telephone was out of order.
Bu sabah aramadım, telefonum arızalıydı.
The problem with mysteries is that in order to get rid of the headaches I have to figure them out.
Gizemlerin en kötü yanı, baş ağrılarından kurtulmak için onları çözmek zorunda olmak.
However, it has long been our custom... to carry out the last order of a retiring Senior Judge.
Ama, emekli olan bir başyargıcın son isteğini yerine getimek, gelenek halini almıştır.
In order to find out the identity of that man I have appointed three responsible citizens of this city.
Onu yakalamaları için 3 görevli tayin ettim.
With the Obsidian Order out of the way they might have finally succeeded.
Kara Düzen'in yoldan çekilmesiyle sonunda başarmış olabilirler.
I think a quick trip out of town is in order.
Şehirde sırayla küçük bir gezinti yapmayı düşünüyorum.
Memory, like fire, is radiant and immutable,..... while history serves only those who seek to control it,..... those who would douse the flame of memory..... in order to put out the dangerous fire of truth.
Anılar ateş gibi pırıldar. Ve kalıcıdır. Tarih, sadece onu kontrol etmeye çalışanlara hizmet ederken,... anıların ateşini söndürenler gerçeğin tehlikeli ateşini de söndürürler.
You were going to conquer it... and then... you were going to rule it... the perfect way to bring order... out of chaos.
Fetih ediyordun... ve sonrasında... hükmedecektin... düzeni getirmek için mükemmel yol... Kaos dışında.
Minority actions, systematically carried out in order to disturb public order in Spain, have been occurring in recent months and are obviously part of an international plot.
İspanyadaki toplum düzenini bozmak için sistematik olarak yürütülen, azınlık faliyetleri son zamanlarda faaliyette Ve açıkça uluslar arası bir komplonun parçası.
Spike has also called out the Order of Taraka to keep Buffy out of the way.
Spike, Buffy'yi ayak altından uzaklaştırmak için Taraka Tarikatı'nı çağırdı.
You order them to cut this damn thing out of me!
Bu lanet şeyi benden çıkarmalarını emredin!
I need to determine a cause of death... in order to close out an investigation.
Soruşturmayı sonuçlandırmak için ölüm sebebini belirlemem gerekiyor.
The order to arrest this man came out of the Office of the Joint Chiefs of Staff, who have also issued a recommendation on Agent Mulder.
Bu adamın tutuklama emrini kuvvet komutanları verdi, ve Ajan Mulder'ın ihrac edilmesini önerdiler.
By order of the pope, the Inquisition has come to Venice to seek out heresy and beliefs anathema to the Church.
Engizisyon, Papa'nın emriyle dini sapkınlıkları ve Kilise'nin lanetlediği inanışları araştırmak üzere Venedik'e gelmiştir.
I demanded to know why the general disregarded the order to keep Raoul out of danger.
Generalin neden Raoul'u tehlikeden koruma emrinize karşı çıktığını öğrenmek istedim.
Make murderers out of these young kids. Give the order.
Bu genç çocukları katil yapın.
out of context 16
out of curiosity 82
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of my sight 38
out of curiosity 82
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of my sight 38