English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Count your blessings

Count your blessings translate Turkish

80 parallel translation
Count your blessings. At least he has an office.
Yat kalk haline şükret, en azından bir bürosu var.
Is that all? Count your blessings, Sire.
Tanrının bir lütfu diye görün.
Good people of Deuteronomy how many of you here today count your blessings because you or your loved ones are not deprived of two or more of your natural senses?
Deuteronomy'nin iyi insanları... burada, bugün kaçınız hayır dualarınızı sayıyorsunuz... siz ya da sevdikleriniz doğal algılarının iki ya da daha fazlasından yoksun bırakılmadığı için?
Count your blessings, sir.
Yatıp kalkıp halinize şükredin, efendim
You ought to count your blessings.
Dua et, Buddy.
Count your blessings, cut your losses and follow the Yellow Brick Road.
Oo, sadece nimetlerini say, kaybettiklerinden çıkar ve "Sarı Tuğlalı Yolu" takip et.
"Count your blessings, my boy"
"sen kısmetine sahip çık, oğlum"
- Count your blessings, Grace.
- Dualarını eksik etme, Grace.
Count your blessings.
Haline şükret.
- Count your blessings - Count your blessings.
- "Count your blessings" - "Count your blessings."
Count your blessings
" Count your blessings
Count your blessings!
Bunu yaptığım için şükret!
Count your blessings.
Verilmiş sadakan varmış.
Count your blessings.
Şükür edin.
Count your blessings.
Buna sevinmen gerek. Burayı çok kişi göremiyor.
- Count your blessings.
Kendini şanslı say.
Count your blessings.
Saygılar.
Count your blessings.
Duaları da hesaba kat.
♪ Count your blessings Keep'em sweet ♪
Minnettarlığını göster... onları hoşnut tut
count your blessings I didn't bring the one on the bearskin rug.
Ayı postu halını getirmediğim için bana teşekkür etmelisin.
Do yourself a favor, count your blessings.
kendinize bi iyilik yapın, Halinize şükredin.
But count your blessings.
Fakat iyiliklerini hesaba kat...
- No. This damn cold. Count your blessings.
Hayır. lanet, soğuk.
Close your eyes. officer. and count your blessings.
Gözlerini kapat, memur bey... ve bildiğin duaları oku.
- Count your blessings.
- Senin bereket say.
Well, count your blessings,'cause I know his rame.
Daha dikkatli olmalısın. Çünkü onu iyi tanırım
Hey, count your blessings, Harrison.
İyi dileklerini sun, Harrison.
Count your blessings.
Minnettar ol.
Count your blessings, Lizzie.
Şükretmelisin Lizzie.
Count your blessings... a head clerk has fallen into your lap that too in a place like Pankinagar
Şansına şükretmelisin... Pankinagar gibi bir yerde baş katip senin kucağına düştü..
Count your blessings.
Şükret işte.
Count your blessings- -
Haline şükret.
You two should count your blessings.
Siz ikiniz elinizdeki nimetlerin kadrini bilin.
Count your blessings, white girl,'cause you just got lucky.
Bence dua et beyaz kız. Çünkü gerçekten şanslısın.
Hey, count your blessings.
Hey, hayırduanızı edin.
and the "count your blessings" and the "watch your language," you're just like everybody else.
"O işlere son noktayı koydum," "Şükretmesini bilin," "Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun" safsatalarına rağmen aslında kimseden farkın yok.
Count your blessings. There's all kinds of pictures that could have been up there. Yeah, I guess.
- Şükret, oraya başka tür resimlerde asabilirdi.
That's why I say you gotta count your blessings every day.
O yüzden, elimizdeki nimetlere her gün şükretmeliyiz diyorum ya.
I thought about closing this place down but when a man calls from Raleigh and he offers to pay double the price as my grandmama used to say, "Count your blessings, keep on stepping."
Burayı kapatmayı düşünüyordum ama Raleigh'den bir adam arayıp iki katı fiyat ödemeyi teklif edince ninemin de dediği gibi "Elindekine şükret, yoluna devam et" dedim.
- You count your blessings.
- Buna şükret.
And besides, when you meet her, you will count your blessings you have someone as wonderful as your mom.
Ayrıca, onunla tanıştığında böyle bir anneye sahip olduğun için şükredeceksin.
- You should count your blessings.
- Verilmiş sadakan varmış.
Well, you should count your blessings because believe me he really is no picnic to live with.
Tanrıya şükür. Tanrının iyi kulusun çünkü inan bana, Mike güllük gülistanlık biri değil.
Yeah, it makes you count your blessings.
Evet, insan Tanrı'ya şükrediyor.
Makes you want to count your blessings, huh?
kendinin lutüflu insanlardan saymanı sağlıyor değil mi?
And I think you should count your blessings.
Bence şükretmelisin.
# Count your blessings to find what you look for #
* Şükret bulabilmek için aradığını *
Count your blessings.
Tabü nimettir, kuşatmayu yapan bu Tatar olsa idü.
It's a time to say a prayer and count your own blessings.
Dua etme ve şükran sunma zamandır.
Count your blessings.
Haline şükret sen.
* * Tra-la-la-la, la-la, la-la Count your blessings and smile * *
* * Tra-la-la-la, la-la, la-la İyilikleri ve gülücükleri say * *

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]