English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Countrymen

Countrymen translate Turkish

429 parallel translation
I am afraid, like all my fellow countrymen, he is a bit of a savage.
Korkarım buradaki diğer insanlar gibi o da biraz vahşidir.
I shall like news of your countrymen.
Sizinkilerden takip ettiğim kişiler var.
- My countrymen?
- Bizimkilerden mi?
Romans, countrymen, what do you say?
Romalılar, taşralılar, ne istersen var.
But it's a shame that I'm a Norman after seeing the things my fellow countrymen have done to England.
Ama yurttaşlarımın İngiltere'ye yaptıklarını gördükten sonra, Norman olduğum için.
Friends, Romans, countrymen, to tell you the truth I had quite a time last night.
Dostlar, Romalılar, köylüler, doğruyu söylemek gerekirse dün gece oldukça güzel vakit geçirdim.
- Romans and countrymen.
- Romalılar ve taşralılar.
If I understand you correctly, and for the benefit of my family and students... the loathsome abominable crime... against his excellency, the Reich Protector... or more correctly, the unheard of... traitorous behavior of my countrymen... in failing wholeheartedly to fall in line with their "German" protectors... compels you to hold me hostage... together with others in whom, I presume, until the assassin is surrendered..
Eğer sizi doğru anladıysam ailemin ve öğrencilerimin iyiliği için... Reich Koruyucusuna karşı işlenen... bu mide bulandırıcı iğrenç suç... ya da daha doğrusu iş birliği yapmayan... Alman koruyucuyu tüm kalbiyle desteklemeyen... aynı duyguları paylaşmayan hain vatandaşlarım yüzünden... katil yakalanana kadar diğerleriyle birlikte... sanıyorum beni rehin tutacaksınız...
Maybe your countrymen tell a lie, but we are from Tver!
Belki de taşralı yalan söylüyor, ancak biz Tver'deniz!
My countrymen are seeking your countrymen.
Vatandaşlarım arkadaşlarınızı arıyor.
hereby agree to pay Monsieur de Paul, priest at the diocese and holding a degree in canon law, 45.000 livres which shall be used as income fund constituted and wich profits will serve to clothe, feed and other needs of six priests who shall travel through villages to preach and instruct poor countrymen. "
Montmirail Baronesi aynı zamanda Lord'un eşi, işbu sözleşmeyle, Bölge psikoposluğu rahibi... klise kanunlarına göre bir derece sahibi Mösyö Paul'e, yoksul köylüleri yönlendirmek... ve onlara vaaz vermek için köyleri dolaşacak... altı rahibe elbise, giyecek ve diğer ihtiyaçları karşılanmak üzere... geliri tahsis edilecek 45.000 libreyi... vermeyi kabul eder. "
Poor and abandoned countrymen.
Yoksul ve sahipsiz köylülere.
"Poor and abandoned countrymen."
"Fakir ve sahipsiz köylülere."
And may I say, in the words of my countrymen, "Ooh, la, la!"
Ve ülkemin insanları gibi " "O la la!" " diyebilir miyim?
Countrymen!
Yurttaşlarım!
Romans, countrymen, be patient till the last!
Romalılar, yurttaşlarım sabırlı olun sözüm bitinceye kadar!
- Good countrymen.
- Yurttaşlarım...
Good countrymen, let me depart alone, and for my sake, stay here with Antony.
Sevgili yurttaşlarım, bırakın tek başıma gideyim. Benim hatırım için Antonius'la kalın.
Friends, Romans, countrymen, lend me your ears.
Dostlar, Romalılar, yurttaşlar, kulak verin bana!
O, what a fall was there, my countrymen!
Ah, o ne düşüştü o, yurttaşlarım!
Stay, countrymen!
Durun yurttaşlarım!
- Yet hear me, countrymen! - We'll mutiny! Yet hear me speak!
Ama dinleyin yurttaşlar, beni dinleyin önce!
Yet, countrymen, O yet hold up your heads!
Dayanın yine de yurttaşlar, başınızı dik tutun!
Countrymen, my heart doth joy that yet, in all my life, I found no man but he was true to me.
Kardeşler ne mutlu bana ki bütün ömrümce dostlarım hep hakikatli çıktı.
What do your countrymen the new brigade?
Yeni komutan hakkında ne düşünüyorsun?
Suppose a whole lot of his countrymen were to visit the island.
Farzedelim ki onun halkından bir çoğu bu adaya geldi.
At least one was on the same side as all one's fellow countrymen.
En azından vatandaşlarıyla aynı safta bir kişi varmış.
Have all our fellow countrymen assembled? Yes.
Vatandaşlarımızın hepsi burada mı?
You see, I don't wanna kill one of my own countrymen, you know?
Hemşehrimi öldürmek istemiyorum. Anladın mı?
Oh, good evening, friends, Romans and countrymen.
Oh, iyi akşamlar, dostlar, Romanlar ve köylüler.
What you have done should be and I think will be an example to all our countrymen, soldier and civilian alike.
Yaptıklarınız vatandaşlarımıza askerimize ve sivillere örnek olmalıdır ve olacaktır.
What about your countrymen?
Senin yurttaşların?
To me and to many of my countrymen it is my father who is the naughty boy.
Ben ve birçok yurttaşıma göre asıl yaramaz çocuk babam.
It is the open hand of my countrymen, demanding nothing... asking no special favors... seeking only the common good.
Ülkem insanlarının hiç bir şey talep etmeyen hiç bir özel lütuf istemeyen sadece kamu yararı arayan açık elidir.
It's only human you'd want to defend your fellow countrymen.
O yüzden bir vatandaşınızı korumaya çalışmanızı anlıyorum.
Even though you have risen three of the Earth dead,... the plan is far from successful,... and you Eros, must prove it an operational success before more time, energy, ships and your countrymen may be spent on it.
3 kişiyi diriltmenize rağmen planımız başarılı olmaktan uzak, Ve sen Eros, eğer daha çok zaman, enerji ve gemi istiyorsan Önce operasyonun başarılı olacağını göstermelisin.
The emperor does not approve of your countrymen.
İmparator, halkından şikayetçi.
These are your fellow countrymen who lived in anti-Japanese areas.
Onlar Japon muhalifi bölgelerde yaşayan hemşerilerin.
We won't let them kill our countrymen!
Arkadaşlarımızın katline son verin!
But your countrymen... will surely bury you by the light of the newborn day.
Ama arkadaşların yeni doğan günün ışığıyla seni mutlaka gömeceklerdir.
Now I know how my countrymen and men in general are.
Artık genel olarak hemşehrilerimin ve insanlarımın nasıl olduğunu biliyorum.
I haven't seen Kit since one of your countrymen kidnapped her from my shack in Bermuda last summer.
Kit'i geçen yaz sizin buralı biri tarafından Bermuda'da ki kulübemden... kaçırıldığından beri görmedim.
Friends, Romans, countrymen, lend me your ears
Dostlar, Romalılar, Yurttaşlar, bana kulak verin!
I have faith in the future of socialism, and in my countrymen.
Sosyalizmin ve vatanımın yarınlarından ümitliyim.
America to most of my countrymen is an abstract, a place on a map.
Bizim oradaki insanlar için Amerika soyut bir şey, harita üzerine bir yer.
London calling, with Frenchmen speaking to their countrymen.
Burası Londra. Fransızlar Fransızlara sesleniyor.
Frenchmen speaking to their countrymen.
Fransızlar Fransızlara sesleniyor.
But there was no joy for Caesar as in his other triumphs for the dead which his legions counted and buried and burned were their own countrymen.
Ama Sezar, öteki zaferleri kadar keyif almıyordu çünkü, lejyonlarının yanarken ve yakılırken saydığı ölüler, kendi yurttaşlarıydı.
Friends, Romans, Countrymen!
Dostlar, Romalılar, Vatandaşlar!
Countrymen of yours, that's why I have come to you.
Şimdi, bana, neler olduğunu söyler misin?
And it is better if she hears it from one of her own countrymen.
Henüz altı aydır evli idiler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]