English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Crazy eyes

Crazy eyes translate Turkish

271 parallel translation
~ Hey, you, with the crazy eyes ~
# Hey, çılgın gözlü...
~ Cos heaven knows I'm in love with those crazy eyes ~
# Çünkü Tanrı biliyor ki, o çılgın gözlere aşığım...
~ Crazy eyes ~
# Çılgın gözler.
But that one on the far left had crazy eyes.
Ama kösedeki üçüncünün gözleri deli gibiydi.
but they have no... no breast. It's just flat. Babies with some crazy eyes, looking.
Bebekli kadınlar, alenen bebeklerini emziriyordu ama göğüsleri yoktu, dümdüz olmuşlardı.
He's got crazy eyes.
Deli gözleri var.
He's got me nuts with those crazy eyes and that armpit stench!
Bana delirmiş gibi bakıyor. Koltukaltı da leş gibi kokuyor.
She's got crazy eyes.
Delirmiş gibi bakıyor!
Crazy eyes.
Sakallı.
You don't scare me with those crazy eyes.
Diğerlerini belki, ama beni o çılgın gözlerle korkutamazsın.
Crazy eyes?
Çılgın gözler mi?
Not the crazy eyes, Luther. I was just messing.
Çılgın gözlerle bakma, Luther Karıştırdım galiba
Them crazy eyes?
Çılgın gözler
Don't make me do crazy eyes.
Bana çılgın gözleri yaptırtma.
- Crazy Eyes!
- Crazy Eyes!
Crazy Eyes!
Crazy Eyes!
Except these crazy eyes.
Çılgın gözler dışında.
Crazy Eyes Margo, from Housekeeping.
Bu Çılgın Göz Margo, temizlik işlerinden.
Wild, crazy eyes, like an animal peering out of a forest on fire.
Vahşi, çılgın gözleri vardı yanan ormanda kalmış bir hayvan gibi.
Because you go around doing what you do, in other people's eyes... You're just a crazy woman walking around with that tissue box on your foot. Someone who doesn't even know how to be embarrassed.
Ayağında bir mendil kutusuyla dolaşıp hayaletleri gördüğünü söylediğin için insanlar deli olduğunu sanıyor.
Look at his eyes. Why, the man's gone crazy.
Adam delirmiş.
But I've lived in these islands for a good many years, and I've seen things with my eyes that made me think I was crazy.
Ve gözlerimle öyle şeyler gördüm ki, aklımı kaçırdığımı düşündüm. Haiti'de, yerlilerin Afrika'dan getirdiği pek çok batıl inanç vardır.
But look at these awful rags, the illness... the misery, the bones, the crazy look in their eyes.
Fakat bu korkunç paçavralara, hastalığa... sefalete, kemiklere, gözlerindeki çılgın bakışa bakın.
Maybe these are the eyes that will drive you crazy!
Belki bu gözler sonunda delirmene neden olur!
It's got crazy hands and no hair, and the eyes...
Saçları yok, tuhaf elleri var ve gözleri...
You wild, wild, crazy thing, you, with the eyes of your father.
Seni vahşi, çılgın şey seni, aynı baban gibisin.
He looked like a crazy person with those eyes!
Deli bir adamınkine benziyordu bakışları.
She grieved till there was something crazy in her eyes.
Gözlerinden çıldırdığı belli olana kadar yas tuttu.
The nights I've thought of your eyes! It drove me crazy.
Gözlerini düşündüğüm geceler, çılgına dönüyordum.
With that crazy look in our eyes Michael, it's on the house.
Michael, bu bizden.
If you're not crazy, you can do that thing with your eyes.
Eğer delirmediysen, gözlerini kullanabilirsin.
I lay in bed, eyes wide open, tossing and turning'til I thought I'd go crazy.
Gözlerim fal taşı gibi açık, kafayı yedim artık diyene kadar yatakta dönüp durdum.
- In my eyes, you are. - In my eyes, you're crazy.
- Benim gözümde öylesin!
What if there was some crazy law that said all men called Avigdor or all men with brown eyes were forbidden to study?
- Öyleyse ne? Bak birileri bir kanun yapsa, adı Avigdor olanların, yada kahverengi gözlü tüm erkeklerin dini eğitim alması yasak diye, ne yapardın?
Tell her how beautiful she is, how her perfume drives you crazy, how you can't get her eyes out of your mind.
Ona ne kadar güzel olduğunu parfümünün seni baştan çıkardığını bir an bile gözlerini ondan alamadığını söyle.
You've got the eyes of a crazy man
Sen de deli bir adamın gözleri var!
And his eyes get bigger and he starts double-talking like crazy.
Adamın gözleri büyüdü ve bir deli gibi kaçamak konuşmaya başladı.
I knew you were crazy the minute I laid eyes on your ass.
Seni ilk gördüğümde deli olduğunu anlamıştım.
She actually opened her eyes. Her monitor was going crazy.
Gerçekten gözünü açtı ve monitörü çılgına döndü.
It's crazy... The thing is, you really do look uncannily like him except for one thing, the eyes. - You are obviously much more intelligent.
Ona şaşılacak derecede benziyorsun, ama sen çok daha zekisin.
His eyes blazing and crazy, he made for the Springfield in his holster and I knew I had only one shot at slowing him down.
Gözleri ateş saçıyor, deli deli bakıyordu. Tüfeğine davrandığında onu etkisiz hâle getirmek için tek şansım olduğunu biliyordum.
Crazy Eyes Santos?
Marcelo Santos'u tanıyor musun? - Deli Göz Santos?
It's the eyes. They're crazy.
Gözleri çılgın gibi bakıyor.
Am I crazy to give him frog's eyes, my boy?
Delimiyim ki ona kurbağa gözü nakledeyim, oğlum?
- Crazy eyes.
Ahh!
She went crazy, her eyes blank, writhed in all directions, screaming : "Go on, don't stop!"
Hep devam et diye bağırıyordu.
I could look into your eyes and tell you how crazy about you I am.
Gözlerinin içine bakıp senin için nasıl deli olduğumu söyleyebilirim.
She's crazy, I'm telling you. She has the eyes of a crazy person.
O deli, inan bana, deli bir insanın gözleri var bu kadında.
Can't you tell? - Look at his eyes, he's crazy.
Gözlerine baksana.
- With the hoodies and crazy alphabet eyes.
- Evet, gözleri çarpıIı kapüşonlular.
"But that girl has driven me crazy" "Everywhere I look, I think I see her..." "it's her face my eyes see all the time"
ama bu kız beni çıldırttı onu her yerde görüyorum ona bakıyorum yüzü gözümden gitmiyor

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]