Cut that out translate Turkish
1,167 parallel translation
Cut that out, will ya?
Kes şunu yapmayı!
Cut that out.
- Kes şunu!
Cut that out.
Kes şunu.
- All right, come on, let's cut that out.
- Pekala, haydi kapatalım bu konuyu.
Cut that out, damn it!
Kesin şunu, lanet olsun!
- Cut that out, all right?
- Kesin artık, tamam mı?
Cut that out.
Kesin şunu.
Cut that out right now.
Kes artık.
Murdock, would you cut that out?
Murdock, şunu keser misin?
Could you cut that out or go someplace else?
Ya şunu kes ya da başka bir yere git.
Cut that out, you arsehole! Shit!
Amcık saçma sapan konuşma.
Cut that out, you Argentine degenerate.
Kes bakalım seni yozlaşmış Argentine.
Hey, cut that out, Dicko!
Hey, kes şunu Dicko!
Cut that out!
Yeter!
Out! My God, cut that out, would you?
Millet, kesin şunu.
You cut that out right now.
Kes şunu, başımızı derde sokacaksın.
Now, come on, cut that out.
Hadi ama, kes şunu!
NO, JESSE, CUT THAT OUT.
Hayır, Jesse, Kes şunu.
Now cut that out, attack!
Kesin şunu ve saldırın!
Hey, you little creeps, cut that out.
Hey, sizi küçük canavarlar, Kesin şunu.
Cut that out
Kes artık şunu.
Cut that out!
Yapmayın!
Shall I cut a chunk out of your back, or would that be too ridiculous?
Ya da sırtından bir parça keseyim, yoksa bu da mı çok gülünç olur?
Each of which will be protected by 10 automatic control systems that will invariably cut out if- -
Herbiri kaçınılmaz olarak kesilecektir 10 otomatik sınama sistemi tarafından korunacak, eğer- -
- Cut it out, and take that statue away.
- Gevezeliği kes de bu heykeli al götür.
Cut out that racket or I'll call the cops.
Şu müziği kesin, yoksa polisi çağıracağım.
Then he said that I was to get my white ass out of there quick or he'd cut it.
Sonra da... oradan hemen toz olmami, yoksa ben ¡ dograyacagini söyled ¡.
I wouldn't be able to cut my way through tissue paper with that, let alone carry out an autopsy.
Bununla ince bir kağıdı bile kesemem, şu otopsiyi bitirelim.
- Cut it out. That's pointless.
- Bırak şunu.Bu anlamsız.
Jason, will you get that creep out of my eye line? - Cut.
Jason, şu sürtüğü gözümün önünden çekemez misin?
Possible they wanted to cut Edmund out, but it doesn't seem like a very neat way to handle something like that.
Herhalde Edmund'dan kurtulmak istemişler ama pek temiz bir iş yapmamışlar.
He's completely cut them out of his life... because he really does feel that we're living in some kind of Orwellian nightmare now... and that everything that you hear now contributes to turning you into a robot.
Bunları tamamen hayatından çıkartmış çünkü şu anda, bir tür Orwell tarzı kâbusta yaşadığımızı ve işittiğimiz her şeyin bizi birer robota çevirmeye yardım ettiğini düşünüyor.
You know? And the only way that I could think of to find out... was to just cut out all the noise and stop performing all the time... and just listen to what was inside me.
Bunu öğrenebilmem için tek yolun, tüm sesleri kesmek ve sürekli rol yapmayı bırakmak olduğunu düşündüm ve içimdeki sese kulak verdim.
- Sorry to hear that. The government's cut me out I've blown my car, my boat, my ponies. - Yeah.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
Cut out that nonsense.
Kesin şu saçmalıkları.
Cut that out!
Kes şunu!
Cut that out!
Kes!
Cut that out.
Kesin.
Now, we can cut you out one by one... or you can tell me where the key is to that chain.
Şimdi, biz sizi teker teker de kesebiliriz ya da sen bana zincirin anahtarının yerini söylersin.
Cut out all that screaming. It's the middle of the night!
Gece gece bağırmayı kes!
Cut that shit out!
Yeter! Kes şu zırvalığı!
Will you cut that shit out?
Kes şu boku!
It seems to me that you've got your work cut out, old boy.
Bana sorarsan, işine bir ara vermen gerekiyor eski dostum.
But even if there's an outside chance that the accident may have been planned, we have our work cut out for us.
Ama bu kazanın planlanmış olabilme ihtimali küçük bir olasılık dahi olsa varsa eğer yapacak çok işimiz var demektir.
Cut out that beboppin ´!
Kes şu zevzekliği!
You better cut it out, that superstitious talking!
Bırak bu hurafeleri şimdi!
You know, cut out that talk.
Lütfen, böyle konuşmaları bırak.
Hey man, cut it out! You can't do that!
Hey kes şunu bunu yapamazsın!
Leni's heart was beating so fast, that her swelling breasts leapt out of her low-cut gown, like luscious hors d'oeuvres on a silver platter.
Leni'nin kalbi öyle hızlı atıyor ki, muhteşem göğüsleri, gümüş tabaktaki mezeler gibi, neredeyse elbisesinden dışarı fırlayacak.
And whatever happened to that looking-out-for-number-one, cut-your-losses-and-get-out-quick Jack Dalton we all knew and loved?
Kendi çıkarını düşünme konusu ne oldu peki söylesene kendini iyice rezil etmeden gidelim hadi Jack Dalton hepimiz tanıyoruz ve seviyoruz?
- Why didn't you cut out that dump?
- O çöplüğü neden kaldırmadın?
cut that 18
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of 299
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of mind 55
out of my house 22
out of time 18
out of love 16
out of the way 896
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of mind 55
out of my house 22
out of time 18
out of love 16
out of the way 896