English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't know

Don't know translate Turkish

365,792 parallel translation
I mean, I don't know why y'all are in my personal business anyway.
Yani neden özel işime burnunuzu sokuyorsunuz anlamıyorum.
Y'all don't know him like I know him.
Siz, onu benim tanıdığım gibi tanımıyorsunuz.
Y'all don't know him the way I know him.
Onu bildiğim gibi bilmiyorsunuz onu.
Like you don't know.
Bilmiyormuş gibi davranma.
I don't know if it make any difference. I don't know.
Bilmiyorum.
I don't know.
Bilmiyorum..
I don't know who that is. But the man who drove you here left as soon as you stabilized.
- O kim bilmiyorum, ama sizi buraya getiren adam siz stabil olur olmaz bıraktı.
Two days later, Panetti paid 200 grand to an associate, we still don't know who, for services rendered.
İki gün sonra, Panetti bir iş ortağına 200 bin ödedi... hizmetlerin kime sunulduğunu hala bilmiyoruz.
I don't know where they are.
Nerede olduklarını bilmiyorum.
But I don't know anything.
Ama ben bir şey bilmiyorum.
Honey, I don't know what the hell you're going on about.
Tatlım, neyden bahsettiğini anlamıyorum.
I don't know.
- Bilmiyorum.
Reddington : I don't know.
Bilmiyorum.
I don't know what you're talking about.
Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum.
Brooklyn : I don't know how it works.
Nasıl işlediğinin bilmiyorum.
They don't want me to know who they are, and I don't want to know. Clean.
Kim olduklarını bilmemi istemiyorlar ben de bilmek istemiyorum.
I don't know what you're talking about.
Neyden bahsettiğini bilmiyorum.
I don't know what any of this is about.
Bunların neyle alakalı olduğunu bilmiyorum.
The only thing I don't know is what you've done with Dembe.
Bilmediğim tek şey Dembe'ye ne yaptığın.
I don't know any of what you're talking about.
Bahsettiğin şeylerden hiç birşey anlamıyorum.
Jesus, Red, I don't know what the hell you're talking about!
Tanrım, Red, neden bahsettiğini bilmiyorum.
I mean, I don't really believe in looking, you know?
Yani, ben beklentilere pek inanmam, anlarsın ya?
I don't know.
Bilmiyorum.
Sam, you don't have to be a slave to the cause, you know.
Sam, davanın kölesi olmak zorunda değilsin, biliyorsun.
I don't know who these people are or what edge they're on, but they can jump the fuck off.
Bu insanlar kim ve ne çileleri var, bilmiyorum ama siktirip gidebilirler.
[Joelle] Gabe, you do know I don't know where Sam is every hour of the day.
Gabe, Sam'in her dakika nerede olduğunu bilmediğimi biliyorsun.
Actually, I don't even think I know how to scoff.
Aslında alay etmeyi bile bilmem.
Probably don't know what I'm talking about.
Zaten ne dediğimi bilmiyorumdur.
- Maybe I know somebody. - You don't.
- Belki tanıdığım biri vardır.
As soon as I figure her out, she pulls back, and then I-I don't know all over again.
Onu çözmeye başlar başlamaz kendini geri çekiyor ben de başa dönüp yine hiçbir şeyi bilmiyorum.
Well... well, now I don't know what to say.
Şey... Şimdi ne diyeceğimi bilmiyorum.
- And, look, I know you well enough to know that, you know, you're gonna need time, and I don't expect you to say anything now. - Gabe...
- Gabe...
I don't know, but we need to figure out something.
Bir şey bulmalıyız.
If anything were to happen to this child, I don't know that I'll be able to forgive myself.
Eğer bu çocuğa bir şey olursa, kendimi affedebilir miyim bilemiyorum.
I'm afraid I don't know.
Korkarım bilmiyorum.
It was like an episode of... I don't know. Some show.
Şeyin bir bölümü gibiydi... bilmiyorum, bir dizinin.
Truth is, I still don't know.
Gerçek şu ki, hala bilmiyorum.
Why can't you just say, "I don't know"?
Neden sadece "bilmiyorum" diyemiyorsun?
I don't even know your real name!
Gerçek adını bile bilmiyorum!
You don't know what we just lost or how hard it's gonna be to start over!
Ne kaybettiğimizi ya da baştan başlamanın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun!
I don't know what they do to the poor little bastards, but I'm back for fourths.
O küçük şerefsize ne yaptıklarını bilmiyorum ama dördüncüsü için geldim.
70 % of all Americans are dehydrated ; they don't even know it.
Amerikalıların % 70 susuz kalıyor ve bunu bilmiyorlar bile.
I don't know what I was thinking with Joe.
Joe ile ne yaptığımı bilmiyorum.
I don't know, has some deeper meaning, like, there's a parallel between chicken parm, maybe, like, my father.
Bilmiyorum, daha derin bir anlamı var. Tavuk parmağı arasında paralellik var, Belki, babam gibi.
Maureen, you know you don't need to be here.
Maureen, burada olması gerekmediğini biliyorsun.
I don't know, because you're not telling me anything.
Bilmiyorum, çünkü bana hiçbir şey söylemiyorsun.
I don't know how much I can help you, Riggs.
Ne kadar sana yardım edebileceğimi bilmiyorum, Riggs.
I don't know prison.
Hapishane ortamını bilmiyorum.
We also can't rule out the obvious, that the two killers don't know about each other.
Bariz olanı da elemeyelim, katiller birbirlerinden haberdar olmayabilir.
Don't think you know me that well.
Beni o kadar iyi tanıdığını sanma.
I don't know.
Bilemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]