English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't touch

Don't touch translate Turkish

11,560 parallel translation
You don't touch nothing!
Hiç bir şeye dokunmayın!
Don't touch me!
Dokunma bana!
Don't touch me!
- Dokunma bana!
- Don't touch me.
- Lena. - Dokunma bana.
You do not want to touch me right now. Don't touch me!
Şu an bana dokunmak istemezsin.
[cheers] - Don't touch her!
- Ona dokunmayın!
- Don't touch me.
- Bana dokunma.
- Don't touch her!
- Ona dokunmayın!
- Don't touch me.
- Dokunma bana.
Don't touch me.
Dokunma.
- Don't touch me!
- Dokunma bana!
No, let go. Don't touch me!
Bırak beni, dokunma bana!
Don't let my baby touch the floor!
- Bebeğimin yere değmesine müsaade etme!
Axl : don't touch it!
Dokunma ona!
Don't you touch it!
Dokunma!
Don't you dare touch it!
Aklından bile geçirme!
Don't touch it!
Dokunma ona.
Now, abolitionists can be very enthusiastic men, so don't let them touch you too much.
Kölelik karşıtları çok hevesli insanlar olabiliyorlar ondan seni çok fazla yormalarına izin verme.
Don't touch me.
Bana dokunma.
Please, don't touch me.
Lütfen bana dokunma.
You don't touch a Tigerclaw man's girl and expect to get away with it.
Bir Kaplan Pençesi erkeğinin sevgilisine dokunursan yanına kâr kalmaz.
- Don't touch my kids!
Onlar benim çocuklarım!
Don't touch the girls! Not the girls!
Hayır, kızlarıma dokunmayın!
Don't touch the thermostats. And there are protein shakes if you run out of food.
Termostata dokunmayın.Ve protein karışımlı gıdalardan yiyin.
You don't know it because we've lost touch with our past.
Onu tanımıyorsunuz çünkü mazimizle irtibatı kopardık.
"I said don't touch!"
Dokunma dedim!
Don't... touch... the detonator.
- Sakın fünyeye dokunmayın.
Don't touch me. You lied to me.
Yalan söylemişsin.
Please don't touch me.
Dokunma bana.
Don't touch me.
Sakın dokunma bana.
Don't touch him, okay? - Who are you?
Sen ne hakla ona dokunuyorsun?
Don't you dare touch the child.
Çocuklara dokunmaya cürret etmeyin.
Do what you want to me. Just don't touch the trophy.
Bana istediğini yapabilirsin ama ödülüme dokunmayın.
Don't... don't touch me.
Dokunma bana.
Don't touch me.
Dokunma bana.
Don't touch me!
Bana dokunma!
Don't touch that, man.
Ona dokunma dostum.
'Don't touch me.
Dokunma bana lütfen.
Please, don't touch.'
Dokunma.
Okay, I don't think you're in touch with how you're really feeling right now.
Bence şu an ne hissettiğini kendin de anlamlandıramıyorsun.
I need you to guard it with your life. No matter what happens, no matter who talks to you, don't let them touch that machine!
Ne olursa olsun, sana kim ne derse desin, kimseyi o makineye yaklaştırma!
Don't touch that button!
Sakın o düğmeye dokunma!
It also means don't touch your parents, or we could shatter into countless theoretical shards.
Ayrıca, anne babanıza dokunmayın, yoksa sayısız teorik parçalara ayrılırız.
No, don't touch her!
Sakın dokunma!
And don't touch the burns, right?
- Favorilere dokunma ama diyorsun.
Don't you touch her!
Dokunma ona!
Don't touch him!
Dokunma ona!
Don't touch him.
Dokunmayın.
Don't touch me!
Bana dokunmayın!
- ( urgent chatter ) Don't touch me!
Bana dokunmayın!
Don't touch!
Dokunmayın!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]