Touch and go translate Turkish
415 parallel translation
It was rather touch and go there for a bit.
Bazı anlar oldukça tehlikeliydi.
It was touch and go there for a while, but she's sleeping it off now.
Başta belirsizdi ama şimdi bir süredir uyuyor.
Touch and go.
Dokun ve hisset.
Well, it is touch and go, sir.
O da gelmek istiyor.
- It was touch and go, wasn't it?
- Sayın Müdürüm... - Eh idare edersin... Bayan...
Well, touch and go there for a minute, but you're out of danger now.
Bir an gidip geldin ama şimdi tehlikeli durumdan çıktın.
It was touch and go
Çok tehlikeli oldu.
It's touch and go.
Belirsiz.
It was touch and go there for a while, wasn't it?
Bir süre tehlikeli durumdu. Teşekkür ederim.
It was touch and go. But it's all right now.
Ama şimdi her şey hallolmuş.
Cessna Zero-Five-Charlie, cleared for touch and go.
Cessna 0-5-Charlie kalkış için hazırsınız.
It's touch and go from here, pal.
Burada bayağı bir çalışma lazım.
Hello, i... i... i thought something awful had happened, i was just... it was touch and go for a while, but i pulled through.
Merhaba, ben... ben... korkunç bir şey oldu sandım, ben sadece... Tam ucu ucunaydı ama yakayı sıyırdım.
It's touch and go, I'm afraid, sir.
Korkarım ki, tehlikeli durumda efendim.
Right then it was touch and go.
İş neredeyse kopma noktasına gelmişti.
In cases like this it is very difficult to make any kind of prediction, so for the next couple of months it's going to be touch and go.
Önümüzdeki 2-3 aylık süreçte gözetim altında kalmalı ve bu da oldukça masraflı olacak. - Bayan Gaultier.
Kind of touch and go.
Çok dokunaklı.
But until then, he'll go wild as an ape if you touch anything, and he bites.
Ama o zamana dek, bir şeye elini sürersen, bir maymun gibi kudurur ve seni ırsırır.
It was touch-and-go for a while.
Bir ara gitti geldi.
Mr. Palmer, in view of this, I'm afraid I must recommend... that you permit me to get in touch with those gentlemen... who were just here, and ask for more time... or until I've had an opportunity to go over the case.
Bay Palmer, bu durumda, korkarım bir süre önce burada bulunan o beyefendilerle irtibata geçmeme ve süre istememe ya da davayı gözden geçirme fırsatı elde edinceye kadar durdurulmasını istememe izin vermenizi önermem gerekiyor.
Touch her, and you go to hell
Ona dokunursan cehenneme gidersin.
For a while last night, it seemed to be touch-and-go.
Dün akşam bir ara durum tehlikeli görünüyordu.
And for a while it was touch-and-go.
Bir süre durumu belirsizdi.
Tell Lady Patrizia we'll go on with our search, and that Miss Claudia will get in touch one way or the other.
Lady Patrizia'ya araştırmamıza devam edeceğimizi ve Bayan Claudia'nın başka bir vasıtayla döneceğini söyle.
Go straight home, and I'll get in touch with you.
Doğru eve git ve ben seninle irtibata geçeceğim.
Hum, you just touch me and I go as limp as a noodle.
Hum, bana dokunduğunda eriyorum.
It was touch-and-go there for a moment.
Bir an için vur ve kaç.
Touch what and go where?
Neye ve nereye?
So, get in touch with your authorities and send back the ring to this lady, who will then go happy to Kaili.
O zaman gönderen bayana yüzüğü geri gönder Kaili'ye kurban olmaktan mutlu olcak kişiye.
Ours. If we're lucky and get back to this rattrap, it'll be touch-and-go.
Eğer şanslıysak ve bu fare kapanına geri dönersek, vur kaç taktiği olacak.
I mean, if someone wants to touch somebody else... then they should go right ahead and touch them.
Biri birine dokunmak istiyorsa, tereddüt etmeden dokunmalı.
I mean, I'd just go right ahead... and... touch you.
Elimi kaldırıp sana dokunmalıyım. Ben böyleyim işte.
I mean, if two adult human beings want to touch each other... they should go ahead and touch each other.
İki yetişkin insan birbirine dokunmak istiyorsa birbirine dokunmalı. Neden kendilerini tutsunlar ki?
I'd go up to your room and open your closet and touch your suits.
Sizin odanıza gider, dolabınızı açar elbiselerinize dokunurdum.
But it was touch-and-go for a while :
Ama bir an için belirsizdi.
I hate to change bulbs outside my house because no matter how tight I get that up in the lamp, you see, they attract a lot of dirt and guck, and they're full of dead bugs, and I just don't even like to go up there and touch'em.
... ne kadar seyrek de olsa dışarıdaki ampülü değiştirmekten nefret ederim... malum orası hep kirlidir ve bir sürü ölü böçek vardır bu yüzden sadece ona dokunmayı bile sevmem.
I want you never to touch a drop of alcohol again and secondly, that you will never go into another bar.
Bir daha bir damla bile alkol almanı istemiyorum... son olarak ; bir daha başka bara da gitmek yok.
In the morning, I put away my books on the cultural shelf... close up my Kodachrome snaps of Mount Olympus... touch my reproduction statue of Dionysus for luck... and go off to the hospital to treat him for insanity.
Sabah olunca, ben kitaplarımı rafa diziyorum... Olimpos Dağı'nın fotoğrafına bakıyorum... şans getiren şarap Tanrısı heykelinin basit bir taklidine dokunuyorum... ve ardından hastaneye gidip o çocuğun deliliğini tedavi ediyorum.
Just two friendly sex partners that meet every year and touch and let go.
Her sene buluşup sevişip kaçan iki dostane seks partneri.
I love it when you kiss me and when you touch me, but when you make love, you go to work.
Beni öpmeni ve okşamanı seviyorum, ama seviştiğin zaman işini yapıyor gibisin.
Why don't we go to my office and... We'll try to get in touch with her, Hmmmm?
Neden beraberce benim ofisime gidip ona ulaşmaya çalışmıyoruz?
Go to Berlin and get in touch with the troops through the newspaper.
Berlin'e git ve gazete aracılığıyla birliklerle temasa geç.
Go ahead and buy one if you've such a human touch. I...
Kanına dokunuyorsa git Tabut satın al şey...
Now, if Thomas Edison is correct, at 2 : 10, when these wires touch, all the slot machines and lights in the casino ought to go crazy.
Şimdi, eğer Thomas Edison yanılmadıysa, 02 : 10'da bu iki kablo birbirine değecek, kumarhanedeki tüm kumar makineleri ve aydınlatma kafayı yiyecek.
I've had these offers before, and I've been asked in the past if I could ever soften my touch, go a little easier, and my answer has always been the same ;
Geçmişte daha yumuşak, daha sakin programlar yapmam istendiğinde cevabım sürekli aynıydı.
Is there someplace private we can go for a few minutes where I can... touch you and hold you?
Sana dokunabileceğim sarılabileceğim bir yer.
A touch-and-go down-warping?
Gir-ve-Çık warp hızlanması mı yapacağız?
I'll let you touch my hair if you go away and leave me alone.
Başımdan gidip beni rahat bırakacaksan sacıma dokunmana izin veririm.
Go on. Rub out "touch" and put in "tint."
Hadi. "Dokunurken" i sil, "boyarken" yaz.
Just touch our fingers and we'll be able to go home.
Parmaklarıma dokun ve eve gidelim.
Start them off with the Touch of Death... and go from there.
Şunlara ölüm vuruşunu göstermekle başla işe..... sonra da gidelim.
and god bless america 20
and good night 44
and god said 22
and good luck 151
and goodbye 44
and god bless you 16
and good morning to you 18
and good luck to you 22
and good riddance 22
and go 178
and good night 44
and god said 22
and good luck 151
and goodbye 44
and god bless you 16
and good morning to you 18
and good luck to you 22
and good riddance 22
and go 178
and go home 34
and god 50
and go where 106
and good 70
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476
go on 13820
goodbye 8643
and god 50
and go where 106
and good 70
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476
go on 13820
goodbye 8643