English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Every word

Every word translate Turkish

2,064 parallel translation
If they're going to be listening to every word you say, you gotta be careful about this.
Kendi sözlerini dinlediysen, bu konuda çok dikkatli olmalısın.
My point is, i said what i nted to say, and, meemaw, i hope you heard every word.
Anlatmaya çalıştığım, istediklerimi söyledim ve haminne, umarım söylediğim her şeyi işitmişsindir.
No. How could he get answers when every word in here is a lie?
Buradaki her kelime yalanken cevaplara nasıl ulaşabilir?
Every word is a lie!
Her kelime yalan!
You're very nervous at that first week of rehearsals, and so we watched it, there was a temptation where I wanted to sit in there every day and watch every word, but you have to step back and have faith in the actors and the director and trust that over that rehearsal period they'll have time to find the characters and their confidence.
Sen ilk hafta provalarda çok sinirliydin, ve bizde bunu izledik, her gün orada oturtmak istedim bir eğilim vardı ve her kelimeyi izle sen yönetmen ve aktörlerin inançlarına uymalısın ve düşünmelisin, and trust that over that rehearsal period karakterler ve onların güvenini bulmak için zaman gerekecek.
MI5 are listening to every word we say.
MI5 söylediğimiz her şeyi dinliyor.
I hang on every word.
-... dinlediniz mi?
And I'm saying this knowing that Elena's in the kitchen listening to my every word.
Ve bunu şu an Elena'nın beni mutfakta dinlediği için söylüyorum.
I meant every word I said.
Söylediğim her sözde ciddiydim.
Your job is to listen to every word I say at all times, and here's the hard part, actually do those things.
Senin işinse söylediğim her kelimeyi her daim dinlemek. Ve işte asıl zor kısmı : O söylediğim şeyleri gerçekten yapmak.
I heard every word of that.
Konuştuğunuz her şeyi duydum.
each... every word I wrote... it was as if he were there with me.
Her... Yazdığım her kelime yanımda olsa aynısını söylerdi.
Every word.
Kelimesi kelimesine.
- Every word he speaks seems so sincere.
Söylediği her söz çok içten.
And, second no one ever taught me how to be one of those wives who holds on to her man's every word.
İkincisi de kimse bana kocasının sözüne destek olan eşlerden olmayı öğretmedi.
- I mean, you hang on his every word.
- Onun her dediğine anlam yüklüyorsun.
Chief Inspector, your new system will monitor and record every word and every movement in this room.
Baş Müfettiş, yeni sisteminiz bu odadaki her hareketi izleyecek ve kaydedecek.
You don't have to know every word.
Her kelimeyi bilmene gerek yok.
every word that person thinks.
Onların düşüncelerinin her kelimesine erişebiliriz.
I'll report every word to Her Majesty.
Majesteleri'ne her kelimeyi rapor edeceğim...
Frank is recording every word.
Frank her kelimeyi kaydetti.
Rroceed to refute every word Ensuring here my defense.
Elimdeki yetenektir. Rahatça dizelerime yansır.
I swear. Every word is true, I've bared my soul to you.
Her kelime doğru, Sana ruhumu gösterdim.
You do know I meant every word?
Her kelimesinde içten olduğumu biliyor musun?
You see, here on stage, every moment, every word, every breath should be a risk.
Sahnede, her an, her kelime, her nefes risk taşımalıdır.
Every word?
Her kelimesinde?
I Iove you, Lauren. I'm on the verge I'm on the verge Unraveling with every word
Lauren ilk kez seviştiğimizde harika olduğunu düşünmüştüm ama değilmiş.
You understand every word I'm saying, don't you?
Söylediğim her kelimeyi anlıyorsun, değil mi?
Yes, I hear every word.
Evet hepsini duydum
Not when every word coming out of your mouth is, "My card, my card, my card."
Ağzından "kartım, kartım, kartım" lafının çıkmadığı zamanlarda yapıyorsun.
I mean, I know punishment's a dirty word these days, but... every kid in the school has seen that text.
Demek istedigim, Bugunlerde cezalandirmanin kotu oldugunu biliyorum, fakat... okuldaki butun cocuklar o mesaji gordu.
In nine months, you've trimmed every bit of excess, increased billings, and we haven't heard a word of complaint.
Dokuz ay içinde bütün fazlalıkları attın, gelirleri artındın ve tek şikayet duymadık. - Evet, Roma'da barış, malum.
So i say hello to him every morning, and he says not a word.
Bu yüzden her sabah yanına gidip günaydın diyorum... -... o da yanıt vermiyor.
Because if every time someone gets us a baby present, you put crabs in their car, word's going to get out, and we need things.
Çünkü eğer öyleyse, kim bebeğe bir hediye alsa...... sen gidip arabasına yengeç tıkayacaksın ve etrafımızda hiç arkadaşımız kalmayacak.
- Yep, every word.
- Evet, kelimesi kelimesine.
No, I meant every single word.
Hayır. Söylediğim her şeyi kastederek söyledim.
Word has spread quickly. Every ship has heard.
Kötü haber tez duyulur, bütün gemiler duymuş.
It's got the word "love" on it in every language!
Üzerinde her dilde "aşk" yazıyor!
But you have my word that if any of your clan attack one of my men, I'll be back with a thousand. Every one of you will die!
Ama klanınızdan bir kişi, adamlarından birine saldırırsa bin kişiyle dönüp, hepinizi öldüreceğime söz veririm!
♪ Every word on the street! ♪ ♪ DA DA DA DA DA DA!
â ™ ª â ™ ª da da da da da da!
Yes, of course, as the Qur'an, every Muslim believes it's the word of God, you can't change it.
Evet, elbette her müslüman Kuran'ın Allah'ın sözleri olduğuna inanır, o sözleri değiştiremezsiniz.
Every person that we encounter, every single situation that we're faced with, every little word that's said on television.
Karşılaştığımız her bir insan, yüzleştiğimiz her bir durum, televizyondan duyduğumuz her bir küçük sözcük..
So tell them, we let you live so you could spread the word through the ranks what's going to happen to every Nazi we find.
Sen de onlara elimize geçirdiğimiz her Nazi'nin başına gelecekler mesajını tüm erata söylemen için seni sağ bıraktığımızı söyleyeceksin.
As the punishment... you work day and night, taking nothing but bread and water until every last word of unchristian writing is off here.
Ceza olarak sabah akşam çalışacak, ekmek ve suyla beslenip bu Hıristiyanlığa aykırı metnin her bir sözcüğünü kazıyacaksın. Başla şimdi.
I'm listening to every word.
Her kelimenizi dinliyorum.
If word gets out, every tribe and every nation will rise against us.
Bu ortaya çıkarsa, her kabile ve her ulus bize karşı ayaklanır.
Now, starting today I'm docking you a dollar every time you use that word.
Bugünden itibaren küfür içeren her cümlende bir dolarını kesiyorum.
I go to write and every... every... word, every thought, every choice that I make leads to another... and I doubt every single one I make.
Yazmaya başladığımda kurduğum bütün cümleler, düşünceler ve fikirler yenilerini açıyor ve karmakarışık oluyor.
I'm sorry for every wrong word I ever said about your mother.
Annen için söylediğim bütün yanlış şeyler için üzgünüm.
But I do remember every single word... that I have told you.
Ama sana söylediğim her kelimeyi hatırlıyorum.
Each word is a clue about what can save me every day.
Her kelime her gün beni kurtaracak bir ipucu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]