English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Everything's changed

Everything's changed translate Turkish

355 parallel translation
No, everything's changed.
Hayır, her şey değişmiş.
- Everything's changed.
- Her şey değişti.
It's only since we came to this hateful, horrible house... that everything's changed.
Bu nefret dolu ve korkunç eve geldiğimizden beri her şey değişti.
Everything's changed.
Her şey değişti.
That's how it used to be seven years ago before everything changed.
Yedi yıl önce her şey değişmeden, böyleydi.
But everything's changed now because I got here first.
Ama önce ben geldiğim için şimdi her şey değişti.
You've changed everything for me, so it's your own fault.
Benim için her şeyi değiştirdin bu yüzden suç sende.
Everything's changed.
İşler değişti.
Everything's changed now.
Artık işler değişti.
I wish I'd never set eyes on him. He's changed everything.
Keşke onu hiç görmeseydim, o her şeyi değiştirdi.
The world's a big garbage dump, everything's changed.
Dünya zaten bir çöplük oldu, her şey değişiyor.
Everything's changed.
Her şey bir anda değişti.
What did you think? Times have changed Everything's electronic now.
Artık zaman değişti her elektronik şimdi, Alışmanız gerek bunlara.
That our circumstances must be changed fundamentally and without these changes everything we try to do must fail.
Koşullarımız kökünden değiştirilmeli ve bu değişiklikler yapılmadan da kalkıştığımız her şey başarısız olmalı.
Everything's changed, Karen.
Her şey değişti, Karen.
That's why we changed everything.
Evet herşey değişecek.
Everything's changed now, because of this.
Yani şimdi herşey değişmedi mi? Bunun sayesinde.
Everything's changed in the last six years!
Dinle Simon, 6 yılda herşey değişti.
Since I've been here, everything's changed right before my eyes.
Buraya geldiğimden beri, her şey tam gözlerimin önünde değişti.
- He's changed everything?
- Herşeyi mi değiştirmiş?
But everything's changed.
Ama her şey değişti.
It's all changed. Everything.
Tamamıyla değişmiş.
Everything's changed.
Her şey. Her şey değişmiş.
Everything's changed, except me!
Ben hariç her şey değişmiş!
Everything's changed!
Her şey değişti!
If only you knew how everything's changed.
Her şey ne kadar değişti bir bilsen.
When you come back, everything's changed.
Geri döndüğün zaman, herşey değişmiş oluyor.
He's changed the whole body and everything.
Bütün kaportayı ve herşeyi değiştirdi.
- to turn everything ok? - Do you know Paolino that you've changed?
- Değiştiğinin farkında mısın, Paolino?
When we met at Brooklyn Law, everything changed for me.
Brooklyn Hukuk'ta seninle tanışınca her şey değişti.
Long ago, the four nations lived together in harmony then everything changed when the firenation attacked
Asırlar önce bu dört ulus da uyum içinde yaşıyordu. Sonra, Ateş Ulusu'nun saldırısıyla her şey değişti.
Of course everything changed when America's Sweetheart came.
Amerika'nın sevgilisi geldiğinde tabii ki her şey değişti.
It means he's changed his face, voice, body - everything.
Yani yüzü, sesi, bedeni, her şeyi değişmiştir.
I feel so strange everything about me seems to have changed step by step mom, let's stop.
Biryerde duralım artık lütfen.
That's the thing with the merger. Everything's changed.
Birleşmeyle birlikte her şey değişti.
I know, but everything's changed now.
Biliyorum, ama şimdi her şey değişti.
Do you realize you've changed everything?
Her şeyi değiştirdiğinin farkında mısın?
How it's changed. Everything.
Her yer gibi.
But I guess everything's changed, hasn't it?
Ama sanırım, her şey değişti, öyle değil mi?
Everything's changed since then.
O zamandan beri çok şey değişti.
It's just changed everything.
Bu, her şeyi değiştirdi.
Everything's changed...
- Herşey değişti.
And everything feels the same, so nothing's changed, right?
ve her şey aynı gözüküyor, yani hiç bir şey değişmedi, değil mi?
Everything's changed for her, Scully.
Onun için her şey değişti Scully.
Everything's changed, Billy.
Her şey değişti Billy.
Everything's changed!
Her şey değişti.
Since we've been back, I don't know. - Everything's changed here.
- Zamanla her şey değişiyor.
- lt's not like what it was The government changed, and everything changed
Hiç bir şey eskisi gibi değil
- Everything's changed... and your short stories are all the same :
- Her şey farklı artık... ve senin öykülerin de hep aynı :
Somehow... everything's changed so much...
Nasıl olduysa, her şey çok değişmişti...
- Everything's changed.
- Herşey değişmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]