English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Everything's great

Everything's great translate Turkish

728 parallel translation
You'll have clothes like Klara's... everything just like hers... and grow up to be a great lady.
Klara'nınki gibi giysilerin olacak herşeyin tıpkı onun gibi olacak ve harika bir bayan olarak yetişeceksin.
Everything's great.
Her şey harika.
And everything is one great big muddle.
Her şey karma karışık.
Indeed, when I'm in really great trouble... as anyone who knows me intimately will tell you... I refuse everything except food and drink.
Hatta başım ciddi dertte olduğunda, bunu kimse bilmez ama sana özel olarak söylüyorum, yiyecek ve içecek dışında her şeyi reddederim.
Everything's beginning to go great for me, just great.
Hayatımdaki her şey yoluna giriyor, harika bir şekilde.
Everything's going great.
Her şey çok iyi gidiyor.
I guess everything would be all right if I could just see you and give you a great big hug.
"Seni görebilseydim, herşey çok daha iyi olurdu..." "... ve sana sımsıkı sarılırdım. "
Everything's going to be great from now on.
Bundan sonra her şey harika olacak.
Ludwig devoted himself to music to carry on my father's legacy... who, despite everything, was a great man.
Ludwig, her şeye rağmen harika bir adam olan babamın mirasını idame ettirmek için kendini müziğe adadı.
Like I said, everything's going great for us.
Söylediğim gibi, bizim için her şey süper olacak.
- So everything's goin'great.
- Eee'si herşey yolunda.
Everything's great.
Herşey harika.
There's a great hotel, and everything you like.
İçinde, seveceğin her şey olan, harika bir otel var.
Yeah, everything's great.
Evet, her şey yolunda.
- Everything's great.
- Her şey harika.
Regan's guilt was so great, she repressed everything.
Regan'ın suçluluk duygusu öyle büyüktü ki, her şeyi bastırdı.
You know, it's great being out of the hospital and not having to take all those pills and everything.
Hastane dışında olmak ve bütün o haplardan kurtulmak harika bir şey.
Everything's great.
İyiyim. Her şey harika.
Great, everything's great.
Her şey çok iyi.
Everything's great. I'm on the swim team.
Yüzme takımı iyi gidiyor.
- Everything's great.
- Herşey harika.
No, I mean, everything I hear, he sounds like a great guy.
Hayır, yani, duyduklarıma göre harika bir adammış.
Space, light, mo vements, sounds are everything and even the spectators merge into one great, common effect.
Yer, ışık, hareket, ses, herşey hatta seyirciler, tek bir büyük ve ortak anlamda birleşecek.
Everything's just great.
- Her şey gayet yolunda.
It's great we won and everything... but just... Been under really a lot of pressure, and...
Kazanmamız falan harika ama işte çok büyük bir stres altındayım ve...
With Norm, we've eliminated everything but accountant and great white hunter.
Doğru. Norm ile muhasebecilik ve harika bir avcı oluşu dışında her şeyi eledik. - Bitti Sam.
Sydney Angka says that those who were guilty of soft living in the years of the great struggle and did not care for the sufferings of the peasant must confess because now is the year zero and everything is to start anew.
Sydney Angka diyor ki, bu savaş sırasında, güzel bir hayat yaşayanların hepsi suçluymuş ve insanların acılarını paylaşmayanlar, bunu itiraf etmeliymiş çünkü bu yıl, ilk yılmış ve her şey baştan başlıyormuş.
Don't be, cos everything's gonna be great.
Olma, çünkü her şey harika olacak
But other than that, everything's great. Everything's just really cool.
Bunun dışında her şey harika Daha iyisi olamaz!
THIS SCHOOL HAD EVERYTHING THAT I WANTED AND IT ALSO PRODUCED SOME VERY SPECIAL PEOPLE WHO WENT ON TO DO GREAT THINGS
Bu okulda benim istediğim her şey var ve ayrıca anlıyorum ki oraya harika işler başarmış çok özel insanlar gitmiş.
Then everything exploded into a great big white light.
Sonra her şey patladı büyük beyaz bir ışık vardı..
I open my fly. Everything's great.
Fermuarı açıyorum, buraya kadar süper.
I said everything's great.
Her şey mükemmel diyorum.
Oh, no, everything's gonna be great.
Hayır, her şey harika olacak.
Everything's great, thanks.
Her şey mükemmel, teşekkürler.
Everything's great. Go to sleep.
Her şey mükemmel, uyu sen.
Everything's great.
Her şey mükemmel.
Other than that, everything's great.
Onun dışında her şey çok iyi.
A great big cake with whipped cream and everything on top.
Üstünde çırpılmış krema ve her şey olan büyük bir pasta.
Everything's gonna be great.
Her şey harika olacak.
Everything's great.
Herşey harikaydı.
- Yeah. Everything's Great.
Her şey harika.
Yeah, everything's great.
- Evet, herşey harika.
Foxtrot : "Everything's great, my beautiful marquise..."
Dans : "Her şey harika, güzel markizim..."
That's why I'm great at everything I do but driving.
Bu yüzden her şeyi harika yapıyorum ama araba sürme.
Well, the important thing is that it's back and in one piece and everything's great.
Pekala, önemli olan şey onun tek parça halinde geri dönmesi ve her şeyin yolunda olması.
Everything's been going great.
Herşey harika gidiyor.
Everything's great.
Hayır, her şey yolunda.
Everyone in the house let's pray for tomorrow everything great.
Buradaki herkes senin için dua edecek.
- How's everything? - Great.
- Her şey yolunda mı?
Everyone looks great when everything's going smoothly.
Her şey yolundayken herkes iyi görünür.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]