English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Great day

Great day translate Turkish

2,472 parallel translation
Thank you! Have a great day!
Teşekkür ederim, iyi günler dilerim.
Have a great day, gentlemen. Okay?
İyi günler baylar.
What I'm trying to say is that even though the first lady has chosen another hospital, we will weather the disappointment and still have a great day together.
Söylemeye çalıştığım şey şu ki ; başkanın eşi başka bir hastaneyi seçmiş olsa da bizler bu hayal kırıklığımızı unutup harika bir gün geçirebiliriz hâlâ.
You said you had a great day.
Harika zaman geçirdim demiştin.
Have a great day, Tara's family.
Size iyi günler, Tara'nın ailesi.
Not a great day for local golf pro Bobby Cobb, who, after hitting another player's ball in a tournament, had a full-on meltdown, not to mention his caddy stumbling into a sand trap.
Yerel golf profesyoneli Bobby Cobb için "ki kendisi turnuvada başka bir oyuncunun topuna vurdu" hiç iyi bir gün değil. Taşıyıcısının kum havuzuna düşmesini anmıyorum bile.
What a great day.
Ne güzel bir gün.
That wasn't a great day for us.
Bizim çin güzel bir gün olmadı.
What a great day!
Müthiş bir gün.
- Have a great day, honey.
İyi günler hayatım.
This is gonna be a great day, right?
Bu harika bir gün olacak, değil mi?
Have a great day.
İyi günler.
It was a fucking great day.
Harika bir gündü.
Today is a great day.
Bugün harika bir gün.
Have a great day, sweetheart.
İyi günler, tatlım.
Started off to be such a great day.
Güzel bir günle başladık.
Okay, well you have a great day, and you are still my baby.
Tamam, pekala güzel bir gün geçir. Bu arada sen hâlâ benim bebeğimsin.
Have a great day, make this the start of a great year.
Herkese iyi günler, harika bir yılın başlangıcını yapın.
This is gonna be a great day.
Harika bir gün olacak.
Oh, look, we had a great day.
Harika bir gün geçirdik.
A keep sake from a great day Prince!
O mükemmel günde oradaydım!
I feel I am going to have a great day in office.
Harika bir gün olduğunu hissediyorum.
- Have a great day, sweetie.
- Güle güle git tatlım. - Görüşürüz anne.
It's a great day, isn't it?
Harika bir gün, değil mi?
That was because Jamie said he had a great day, and his dad was a big part of that.
Çünkü Jamie harika bir gün geçirdiğini ve bunda babasının büyük rolü olduğunu söyledi.
I know that I've talked about slowing down and taking our time, but I want you to know that whenever we do get pregnant, that's gonna be a great day.
Yavaştan alıp zamana bırakacağımızı söylediğimizi biliyorum ama bilmelisin ki çocuğumuz olduğu gün bizim en mutlu günümüz olacak.
Have a great day!
Günaydın!
Have a great day, ma'am.
Günaydın hanfendi.
Have a great day, big guy.
Günaydın büyük adam.
Have a great day.
İyi bir gün geçir.
That was a great day.
Mükemmel bir gündü.
That was the day I stopped caring about myself and started my life of service to the great people of San Diego.
O gün kendimle ilgilenmekten vazgeçip, San Diego'nun harika insanlarına kendimi adamaya başladığım gündü.
♪ I'm happy... ♪ hey, just wanted to say thanks for a great first day.
İlk günüm çok güzel geçti. Teşekkür ederim.
So did you have a great mother's day?
- Güzel vakit geçirdin mi? - Hem de nasıl.
So great. How was your day?
Sizinki nasıldı?
I think there's something really great about a day where you're encouraged to just lay it all on the line and say to somebody, "I'm in love with you."
Bence bu gün hakkında muazzam bir şryler var. Cesaret alıp her şeyi önüne dizerek birisine "Sana aşığım" diyebilmek.
Very good. - Great job, John. Prosecutor says Those guys can not see the light of day again.
Başsavcının dediğine göre herifler gün ışığını bir daha göremeyecek.
That great day will come very soon.
O muhteşem gün çok yakında.
It's like a great big hug all day long, and we'd love to have you there.
Bütün gün boyunca birine sarılmak gibi. Seni de aramızda görmeyi çok isteriz.
Great. And, hey, at the end of the day, it's whatever you guys want. It's your show.
Müthiş, ve günün sonunda canınınız ne istiyorsa onu yapın.
I'm sure they had a great laugh about it on their wedding day, right?
Ama eminim düğün günlerinde o günü anımsayıp gülüp geçmişlerdir.
The suffering will be great. But it is our only chance to survive the day.
Acı muhakkak büyük olacak ama sağ kalmamızın tek yolu budur.
Great Aunt Greta heard about Ashton Primary, so she's booked Peter in for the Brickhouse try-out day.
Greta Hala Ashton İlkokulunda olanları duymuş. bunun üzerine Peter'ı Brickhouse okuluna denemeye yazdırmış.
I spent all day long hoping for something amazing to happen, something great, something to appreciate this day, and to be a part of it, and to show the world that there's something great that can happen every day of your life, in everyone's life.
Tüm dünyaya, herkesin hayatında, herhangi bir günde olağanüstü şeyler olabileceğini göstermek istedim.
"His mother was a great and loving woman, " until one day, she met a man that was from out of town.
"Bir gün, kasaba dışından bir adamla tanıştı."
I'm really blessed to just be in this position and have so many great fans who have followed me since day one.
Korkuyordum ama şuana kadar herşey harika gitti.
Yeah, yeah, I still remember that, actually, but, uh, we're actually, uh, just hitting 6 : 30, and we have some, uh, great music planned today, and if you stay tuned for later, we're gonna have our late-day drawing...
Evet, evet, onu hâla hatırlıyorum, aslında, ama, biz 6.30'da patlıyoruz, sizler için müthiş bir program planladık eğer bizi daha sonra dinlerseniz, günün programını vermek zorunda kalacağız...
- That's great, and forgive me for not celebrating, but I've just had a really horrible day, and I'd like to go home, drink a box of wine, maybe take a warm bath,
Sizinle birlikte bunu kutlayamadığım için beni affedin. Korkunç bir gün geçirdim. Eve gidip bir kasa şarabı mideye indirmek istiyorum.
- Hey, have a great first day back.
- Yeniden hoş geldin.
The ever-shortening day finally signals to the herd the onset of the great annual migration.
Her kısalan gün sonunda sürüye yıllık büyük göçün sinyallerini veriyor.
" I will send you Elijah the prophet before the arrival of the great and dreadful day of the Lord.
" Onlara büyük ve heybetli efendimizin gelişinden önce Elijah peygamberi göndereceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]