English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fall out

Fall out translate Turkish

1,684 parallel translation
- Pete from Fall Out Boy is here.
Fall Out Boy'dan Pete burada.
Hey, look, Pete from Fall Out Boy.
Şuna bakın, Fall Out Boy'dan Pete.
- Pete from Fall Out Boy. You showed.
Fail Out Boy'dan Pete.
Daddy, that was Pete from Fall Out Boy.
Baba! O, "Fall Out Boy" dan Pete idi.
I was kind of dating Pete Wentz from Fall Out Boy.
Fall Out Boy'dan Pete Wentz'le çıkıyordum.
- Pete from Fall Out Boy, you showed.
"Fall Out Boy" dan Pete. Demek geldin
Daddy, that was Pete from Fall Out Boy.
Ama baba, o Fall Out Boy'dan Pete idi.
Okay, so now, tell me about Pete from
Pekala. Şimdi bana şu "Fall Out Shelter" dan Pete'ten bahsedin bakalım.
- Fall Out Boy. - Oh.
Fall Out Boy
Well, that's all great, but you're telling me about Pete from Fall Out Boy.
Çok. Bunların hepsi harika. Ama siz bana Fall Out Boy'daki Pete'i anlatıyorsunuz.
I hope I didn't completely freak out Fall Out Boy.
Umarım şu Fall out Boy'u korkutup tamamen kaçırmamışımdır.
Spectacle caiman linger below, waiting for a meal to fall out of the sky.
Benekli kayman, gökyüzünden düşecek bir yemeğin beklentisiyle aşağıda dolaşıyor.
Your hair is going to fall out in chunks.
Parça parça saçların dökülecek.
Don't you remember being a little kids when your teeth would fall out... and grow back and you would get the old one under the pillow... so the ancient Norse god Othar The Tooth collector give you pickles nickel?
Hatırlamıyor musun küçük bir çocukken dişin yerinden sökülürdü... ve yenisi çıkardı, sen de eskisini yastığın altına koyardın böylece eski Nord... tanrısı Diş Toplayıcı Othar onu alıp yerine Pickle-Nickle koyardı?
I fall out of my chair, break my neck... oh, wait.
Sandalyemden düşüp, boynumu mu kırarım, ama durun...
Son, you and April had the bad luck to fall out of love at the same time, but you can get that back.
Evlat, sen ve April sevgi ve tartışmayı bir arada götürme konusunda şanssızdınız. Ama bunu geri getirebilirsin.
Our serial killer spent the last five years getting smoked and tenderized in the Puller High School chimney, only to fall out during the installation of the new furnace.
Seri katilimizin fırın değişim sırasında düşmesi için tütsülenerek ve yumuşayarak Puller lisesinin bacasında son 5 yılını geçirmesi gerekmiş.
Can't you make her eyes fall out or something?
Gözlerinin yuvalarından çıkmasını filan sağlayabilir misin?
I think this plane's about ready to fall out of the sky.
Bana kalırsa bu uçak kısa süre sonra düşmeye başlayacak.
Holy crap, did your tooth just fall out?
Vay anasını! Dişin mi düştü?
And fall out boy will be there too.
Ve Fallout Boy da gelecekmiş.
And you can watch TV till your eyes fall out.
Ve gözleriniz kapanana kadar televizyon izleyebilirsiniz.
In one, my teeth fall out.
Birinde dişlerim dökülüyordu.
And then they had a fall out and Wong ended their relationship.
Sonra araları bozuldu ve David Wong ilişkiyi bitirdi.
Fall out!
gidebilirsiniz!
Airplanes fall out of the sky every day.
Uçaklar her gün düşüyor.
It is a devil of a thing'gentlemen When relations fall out and disagree.
İlişkilerin bitip, görüş ayrılıklarının başlaması ne kadar şeytani durum.
Did you ever have one of those days where you feel like a tired, old whore whose uterus is about to fall out?
Kendini, amcığı yalama olmuş fahişeler gibi hissettiğin oldu mu hiç?
It's like listening to fall out boy.
Çocuk beyinli birinden akıl alınır mı?
But all the other rocks we knew from elsewhere in the solar system which are meteorites that fall out of space, all have different oxygen isotope ratios.
Bildiğimiz bütün diğer kayalar, güneş sisteminden başka bir yerde oluşurak, uzaydan gelmişlerdir ve hepsi de farklı izotop oranlarına sahiptir.
- Fall Out Boy.
Fall Out Boy?
Never let her out of your sight never let your guard down, and never fall in love.
Asla gözünün önünden ayırma, Asla gardını düşürme, Ve asla ona aşık olma.
- I think the music is good, but he needs, you know, to get out of high school, get into a college so if the music fail, he have something to fall back on.
- Müzik oldukça iyi bi şey tabi, ama, önce okulunu bitirmesi gerekiyor, üniversiteye girmesi, böylece, eğer müziği bi gün biterse, tekrar tutunabileceği bir şey olur.
I don't know if i'm about to pass out or fall asleep from exhaustion, but it's happening.
Bayılmak üzere miyim yoksa yorgunluktan uyuya kalıyor muyum, bilmiyorum ama gerçekleşiyor.
Guys'Night Out is just what I need. This Alex thing has me all screwed up. I just keep waiting for things to fall apart with Dean, but it's just not happening.
Erkek erkeğe dışarı çıkmak tam da ihtiyacım olan şeydi Bu Alex meselesi kafamı karıştırıyor... özellikle onun Dean ile arasının bozulmasını beklemekten başka yapacak şey yok... ve bu da gerçekleşmeyecek gibi
Maybe they'll fall asleep and I can sneak out.
Belki onlar uykuya dalar da ben de kaçarım.
When it was very hot I'd sneak out onto the veranda and fall asleep in the hammock.
Çok sıcak olduğunda, verandaya kaçar ve hamakta uyuyakalırdım.
When we were here investigating, my file happened to fall open and a couple pages fell out.
Burada araştırma yaparken benim dosyam açılmış bir kaç sayfası yere düşmüştü.
You shouldn't tire yourself out, or you'll fall asleep at the cinema.
Bence sen bugün fazla yorulma, yoksa akşam sinemada uyursun.
It's important to find people you can trust someone you know will pull you out of whatever hole you fall into.
Güvenebileceğin insanı bulmak önemlidir Düşebileceğin her delikten seni çekip çıkarabilecek birisi olduğunu bilirsin.
You didn't want to fall into bed the other night when I laid my heart out on the phone.
Geçen gece sevişmek istememiştin. Kalbimi sergilediğim de sen telefonda abimle konuşmak istedin.
Even if the illness developed, she wanted to fall in love, become an adult, and live out her life.
Hastalığın büyüyeceğini bilmesine rağmen aşık olmak istedi. Yetişkin olmak istedi ve hayatını istediği yönde yaşamak istedi.
Twenty-year-olds fall in and out of love more often than they change their oil filters, which they should do more often.
Yirmi yaşındakilerin aşık olup unutma sıklıkları yağ filtrelerini değiştirme sıklıklarından daha fazla. Ki daha sık değiştirmeleri gerekiyor.
With Dad down, I'm struggling to make sure things don't fall apart out there.
Babamın hastalanmasından sonra, işlerin kontrolden çıkmadığından emin olmaya çalışıyorum..
I kept, I kept thinking that my sons were going to fall out.
Oğullarımın düşeceğini düşündüm.
He stands, stoop-shouldered, blinking in the light, hollow-chested like a dough-faced fall guy who's made a career of taking dives but has decided to get his manhood out of hockand take a shot at the title.
Düşük omuzlu, sadece ışıkta görünen boş, aptal suratlı, zavallı, dibe vurmakta kariyer yapmış bir adam gibi görünüyor fakat rüştünü ispatlamak için savaşmaya karar verdi.
'Cause right now you're just circling the rim. If you fall down, you'll find the walls are so steep you'll never get out.
Şimdi çok anlamlı, dairenin etrafında dönüp duruyorsun eğer düşersen duvarlar öyle yükselir ki bir daha yukarı çıkamazsın.
The fungus is so virulent, it can wipe out whole colonies of ants and it's not just ants that fall victim to this killer.
Bu mantar öylesine ölümcül ki, tüm koloniyi yok edebilir. Ve bu katil mantarın tek kurbanı karıncalar değildir.
In this world, in an unimaginably strange place, a deep forest that we could suddenly fall into exists somewhere out there.
Bu dünyada hayal edilemez yabancı bir yerde dışarıda bir yerde, her an içine düşebileceğimiz derin bir orman var.
Mitsy Sacks will be back from Barcelona in the fall and I don't think she'll take too kindly to having escaped convicts hiding out in her home.
Mitsy Sacks sonbaharda Barselona'dan dönecek ve firardaki suçluları evinde saklamayı kabul edeceğini sanmam.
Frosty fall air hits his vocal cords, they spasm shut, choke him out. Good idea.
Soğuk hava ses tellerine temas eder spazm gelişir adam nefes alamaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]