English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / For a minute

For a minute translate Turkish

7,913 parallel translation
That's funny because for a minute I thought you were gonna stay here and live in his attic!
Çok komik çünkü bir dakika önce senin burada kalıp onun çatı katında yaşayacağını sanıyordum.
- I'm gonna step outside for a minute.
- Ben biraz dışarı çıkayım.
Want to leave me alone with him for a minute?
Bizi biraz yalnız bırakır mısın?
Ok. There's going to be the sound of chewing for a minute.
Tamam, ama bir dakika boyunca çiğneme sesi duyacaksın.
Look, I don't have to stay. I just - thought it would be nice to see you know just for a minute.
Bak, burada kalmak zorunda değilim birkaç dakika da olsa görüşmek güzel olur diye düşündüm.
We were going out for a minute. I thought she was cool.
bir dakikalığına dışarı çıktık harika olduğunu düşündüm.
- Just for a minute.
- bir dakika sürer.
It's a confusing world out there, and who I am got messed up for a minute. And now I'm watching you ready to give all this up for me. I will not let that happen.
buranın dışında karmaşık bir dünya var ve bir anlık için berbat eden bendim ve şimdi görüyorumki benim için tüm bu şeylerden vaz geçmeye hazırsın bunun olmasına izin vermiyeceğim seni seviyorum ve eğer izin verirsen çok daha iyisini yapacağım
Imagine for a minute, we's the ones hauled in them scalawags.
Bir dakika hayal edin onları sallandıracak bizleriz.
Think for a minute, you fool, was any of us all meeting a coincidence?
Biraz düşün bakalım, salak, Hepimiz, tesadüfen mi buradayız?
Let's just think about that for a minute.
- Şunu bir dakika düşünsek ya.
Could you be my boyfriend, just for a minute?
Erkek arkadaşım olurmusunuz? Bir kaç dakkalığına.
Yeah, okay, I just forgot where I was for a minute.
Tamam, bir anlığına nerde olduğumu unuttum.
- Hang tight for a minute.
Bir dakikalığına bekle. Ne?
Just take it easy for a minute, please.
Sakin olmaya çalış, lütfen.
Ellen, just sit down. Stay calm for a minute.
Sadece burada biraz oturup, sakinleş.
Can you and I talk alone for a minute?
Seninle biraz yalnız konuşabilir miyim?
Just for a minute.
Sadece bir dakika için.
Could I speak with Libby just for a minute?
Bir saniyeliğine Libby ile konuşabilir miyim?
Come here for a minute.
Buraya gel.
Can't you come out for a minute?
Birazcık dışarı çıksan?
She is gone somewhere for a minute to be somewhere.
Bir süreliğine dışarı çıktı. AĞUSTOS 2005 MAJORCA
You guys used to do this thing where you would walk up to me... touch my skin and then like taste it and think for a minute, and then say :
Eskiden beni nerde yakalasanız bana bunu yapardınız... tenime dokunur, tadına bakar, biraz düşünüp şöyle derdiniz :
Wait here for a minute.
Biraz bekle burada.
Just lie down for a minute?
Sadece bir dakika uzanmak için.
You know, why don't you put the box back on the table, and we'll talk about you for a minute.
Masaya geri koyar mısın? Biraz senin hakkında konuşalım lütfen?
For a minute there, I...
Ben de bir an için sandım ki...
Thought you got lost for a minute.
- Bir anlığına beni kaybettiğinizi sandınız.
Sorry, I lost you there for a minute.
Bir dakikalığına seni kaybettim.
- Will you excuse me for a minute? - Sure.
Bana bir dakika izin verir misin?
Can we step out for a minute?
Bir dakika dışarı çıkabilir miyiz?
Do you mind if I grab you just for a minute... to go over some things?
Sizinle görüşmek istediğim... bir konu var da?
Can we just talk about this for a minute?
Bunu bir dakikalığına görüşebilir miyiz?
Take it easy for a minute.
- Biraz ağırdan alalım.
He nodded off for a minute, so he's still a bit groggy, I'm afraid.
Biraz pinekledi o yüzden hâlâ kendinde değil sanırım.
I thought about it for a minute, but, I mean...
Bir an için düşündüm, ama, yani...
I-I'll run a tab for a minute.
Bir süre için hesap açtırıyorum.
Just let it breathe for a minute.
- Evet. Biraz hava alsın.
Why don't you come in for a minute.
Neden bir dakikalığına da olsun içeri gelmiyorsun?
So come on, give me these tiger titties for a minute...
Şimdi ver bakalım şu kaplan memelerini, bir dakikalığına.
Hold still for a minute. And just relax.
Bir saniye öyle kal, ve rahatla.
- You're not gonna be bored for a minute Because I have arranged the full service for you :
- Bir saniye bile sıkılmayacaksın çünkü tam servisi ayarladım.
Can I join you for a minute? No.
- Bir dakika sana katılabilir miyim?
That's gonna be like a minute tops. So, I have to hold my breath for 3 minutes?
- Yani nefesimi 3 dakika tutmam gerekiyor.
Michel you allowed a portion of scallops to remain in the pan for an extra minute because the garnish wasn't ready and then you served it.
Michel bir porsiyon deniztarağının tavada... daha uzun kalmasına izin vermişsin. Fakat garnitür hazır değilken yine de onu servis ettin.
I have a few questions for you, I'd like you to answer do you have a minute?
Cevaplamanızı istediğim birkaç sorum olacak, vaktiniz var mı?
If you'll wait for me just a minute, I'll be right back.
Birkaç dakika beklerseniz hemen dönerim.
Oh! Well, before we start, I'd like to thank the man who sponsored me a pound a minute... For every minute of my marathon.
Başlamadan önce maratonumun her dakikasına bir pound ödeme yaparak bana destek veren adama teşekkür etmek isterim.
- They're all back for good. - Wait a minute.
Temelli döndüler.
- But why, and why for just a minute...
Ama niye, niye sadece bir dakika içinde...
... a further 43 degrees along this orbit that the hoist probe will begin the 110 minute descent into TK-14's atmosphere bombs dropped for the span of 28 days and obliterated 99.6 % of usable arid land on the Earth's surface.
... 28 gün boyunca devam bombalamadan sonra, Dünya üzerindeki yaşanabilir toprakların % 99,6'sı kullanılamaz hale geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]