For a moment translate Turkish
7,161 parallel translation
Or maybe the point is, even just for a moment, they do.
Belki de önemli olan, bir anlık bile olsa, bunu yapmalarıydı.
And just for a moment... there is no you.
Bir anlık da olsa sen de yoksun.
Can I just ask on your attention for a moment?
Bir dakika dinler misiniz?
If you shut down for a moment...
Eğer bir saniyeliğine durursan...
Maria, may I speak with you for a moment?
Maria, biraz konuşabilir miyiz?
[Jimmy] For a moment, it looks like slow motion.
Bir an için [Jimmy], yavaş hareket gibi görünüyor.
Ladies and Germs I wonder if I could have your attention just for a moment.
Hanımlar ve beyler bir dakika beni dinlerseniz çok sevinirim.
Ted, can I see you for a moment?
Ted, bir saniye konuşabilir miyiz?
Excuse me for a moment.
Bir dakika izin verin.
Mr. Pennyways, if you'll listen to me for a moment.
Bay Pennyways bir dakika dinlerseniz...
If you lift your foot for a moment.
Bir dakika ayağınızı kaldırırsanız.
You never looked up for a moment.
Bir an bile kafanı kaldırmadın.
Stop for a moment.
Bir dakika durun.
Well, I glided for a moment, anyway.
Bir süreliğine süzüldüm ama, neyse.
- Don't worry. It only hurts for a moment. - That's obscene.
Endişelenme, bir anlığına acıtacak sadece.
Relax for a moment.
Biraz sakin ol.
For a moment.
Birazcık.
We are all going to be silent for a moment.
Hepimiz bir an için sessiz olacak.
~ Now, if you'd excuse me for a moment... ~ Yes, of course.
- Şimdi bana bir dakika izin verebilirseniz. - Tabii elbette.
To speak personally for a moment... To speak personally, I can scarcely describe my feelings.
Kendi adıma konuşmam gerekirse duygularımı tarif etmekte çok zorlanıyorum.
Will you excuse me for a moment?
Bir dakika izin verir misiniz?
But please, won't you sit down just for a moment?
Ama lütfen oturur musunuz?
For a moment I thought...
Orada bir an... Onda bir şey gördüğümü sandım.
Mr. Responsible Citizen, please look after her for a moment.
Bay Sorumlu Vatandaş. Sen ona göz kulak ol. Hemen döneceğiz.
Think for a moment.
Bir düşün.
He thanked the waiter who served his coffee... and thought about his wife for a moment
Kahvesini getiren garsona teşekkürlerini sundu ve bir anlığına karısının düşüncesine daldı.
Leave me alone with Dani for a moment.
Beni Dani'yle biraz yalnız bırakır mısın?
And for a brief moment, time was their friend, as Ruby saw Bucky the way he felt inside.
Kısa bir an için zaman, arkadaşları oldu ve Ruby, Bucky'nin onu içinde hissettiği şekilde gördü.
A moment for Dan.
Dan'e özel bir an.
Would you gentlemen excuse us for just a moment?
Beyler bize bir saniye izin verebilir misiniz?
It's a proud moment for you.
Sizin için gurur verici bir an.
I remember a moment being like, "Well, I can go for it right now."
Ben bir an gibi hatırlıyorum "Şu anda Eh, bunun için gidebilirsiniz."
This is a rare moment for optimism because the answer to that is a resounding yes.
İyimserlik adına nadir yaşanan anlardan biri bu çünkü cevap büyük harflerle, evet.
This is a very important moment for me because the work you're about to see is from a man who is proving to be one of the most gifted artists I've ever discovered.
Bu benim için çok önemli bir an çünkü birazdan göreceğiniz eser keşfettiğim en yetenekli santaçılardan biri olduğunu kanıtlayan bir erkeğin.
Just give me a moment, I'll get a buggy for you.
- Biraz bekleyin, size bir araba getireyim.
We'll close our eyes and bow our heads and take a moment of silence for that.
Gözlerimizi kapatıp başlarımızı eğeceğiz ve onun için bir dakika sessiz kalacağız.
For the former owners it's a painful moment, it's a defeat.
Eski sahipleri için bu sıkıntıIı bir an bu bir yenilgi.
In such a delicate moment for our society, do you think this film will touch the country's conscience?
Toplumumuz için bu kadar hassas bir zamanda sizce bu film ülkenin vicdanına dokunacak mı?
Fine, but just for a moment.
Lütfen.
That was a pretty big moment for me when I was reading the script and said,
Benim için büyük bir andı.
It's gonna be a long game. - And I just did it all just for that moment, to help with her charity, kids in the spotlight.
Hepsini sadece o an için yaptım.
♪ Oh, give me your lips for just a moment
Dudaklarını bir dakikalığına bana ver ~
I'd like everyone to take a moment to thank Kate and Harold Ballinger for doing their civic duty and bringing this woman to justice!
Vatandaşlık görevlerini yerine getirip bu kadını adalete teslim ettikleri için Kate ve Harold Ballinger'a herkesin teşekkür etmesini istiyorum!
Living in a moment I would die for.
Hayatımı feda edebileceğim bir anın içinde yaşıyorum.
Might you consider for a fucking moment that your distrust of me is completely unwarranted?
İki dakikalığına bir durup düşünsen de bana güvenmeyişinin temelsiz nedenlere dayandığını anlasan.
That was a moment of great happiness for me.
Benim için büyük bir mutluluk anıydı.
I need to talk to you for a moment.
Bir dakikalığına konuşmamız lazım.
- Just relax for just a moment.
- Bir dakika rahatla işte.
For the moment, just... maybe you should just sneak in the front door, go to your room, and just take a nap.
Şimdilik, sadece belki de ön kapıdan gizlice girmeli....... ve odana gitmelisin, şekerleme yapmalısın.
A moment, we, uncertain, step for newness of the night, then fit our vision to the dark, and meet the road, erect, and...
A moment, we, uncertain, step for newness of the night, then fit our vision to the dark, and meet the road, erect, and...
There was a moment where I thought he was wanting me to handle it... and I had to wrap my head around it for a second, and I thought to myself :
Önce benim başa çıkmamı istedi sandım ve biraz düşününce şu karara vardım :
for a moment there 38
for as long as i can remember 39
for all i care 74
for a while 430
for all intents and purposes 51
for a few days 45
for all we know 381
for all i know 267
for all you know 82
for all i knew 20
for as long as i can remember 39
for all i care 74
for a while 430
for all intents and purposes 51
for a few days 45
for all we know 381
for all i know 267
for all you know 82
for all i knew 20
for all of it 31
for all eternity 28
for all our sakes 38
for all of us 271
for a while now 24
for a walk 37
for a while there 37
for all of you 34
for a change 108
for an hour 41
for all eternity 28
for all our sakes 38
for all of us 271
for a while now 24
for a walk 37
for a while there 37
for all of you 34
for a change 108
for an hour 41