English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / For about

For about translate Turkish

35,303 parallel translation
I've been holding that in for about 25 years.
Bunu 25 yıldır saklıyordum.
So, for example, at 2 : 00 p.m., Paige and Timothy congregate in the kitchen for coffee and banal banter for about eight minutes and 36 seconds.
Yani örneğin, saat 14.00'te Paige ve Timothy kahve ve bayağı şakalar için mutfakta buluşmuş ve bu sekiz dakika 36 saniye sürmüş.
I've been turning the same bolt for about five minutes.
Aynı vidayı beş dakikadır çeviriyorum.
Witness said that after it crashed through the wall, it stayed in there for about five minutes before it pulled back in the street again.
Tanıkların ifadesine göre duvarı kırıp içeri daldıktan sonra, tekrar sokağa çıkmadan önce beş dakika kadar içeride kalmış.in.
I used to think that I'd like to get married before I turn 30... Work for about 7 or 8 years... If I had children I could be their friend.
Eskiden 30 olmadan evlenmeyi düşünür 7 veya 8 yıl çalışır çocuklarım olursa da onlarla arkadaş gibi olmak isterdim.
No plates, but we tracked it for about a mile.
Plakasız ama bir mil boyunca izledik.
Axl, I am truly sorry for the things I said about April, and I just want you to know that I miss you every day.
Axl, April hakkında söylediklerim için gerçekten çok özür dilerim ve seni her gün özlediğimi bilmeni istiyorum.
Except for the part about me always traveling with a fondue pot.
Fondü tenceresiyle seyahat ettiğim kısmı hariç.
I was telling him about the kids'playdate schedules, you know, and Chris's bursitis flare-ups and blah, blah, blah, mommy stress, and he said maybe it's time that I did something for myself for once before it's too late.
Çocukların oyun randevusu programlarından bahsediyordum Chris'in kesecik iltihabının ateşlenmesi vs annelik stresi ve o da dedi ki belki de çok geç olmadan kendim için bir şeyler yapmalıyım.
I haven't thought about Evie for 31,207 steps.
31,207 adımdır Evie'yi düşünmedim.
You ever thought about trying out for football?
Hiç futbol oynamayı düşündün mü?
I think you do it for you because you don't actually care about anyone else's ideas.
Bence kendin için yapıyorsun çünkü gerçekten başkalarının fikirlerini umursamıyorsun.
You used us to find him for you so he could tell you about Bloom.
Onu bulmak için bizi kullandın. Sana Bloom hakkındaki gerçeği söylemesi için.
Thank you for taking my note about being dramatic.
Dramatik olmanla ilgili söylediklerimi dikkate aldığın için teşekkürler.
Well, when you wanna be straight with me, we can talk about what's best for James.
Benimle düzgün konuştuğun zaman, James için en iyisinin ne olduğunu konuşabiliriz.
And he talked about commitment and loyalty and his unbreakable love for her. - I mean, if they couldn't make it, why would I think anyone can make it? - Gabby.
Bağlılıktan ve sadakatten bahsetmişti ve ona olan yıkılmaz aşkından.
I'll talk to him about applying for co-adoption.
Ortak evlatlık edinme başvurusuyla ilgili konuşacağım.
I'm about to head out for furlough.
İzne ayrılmak üzereyim.
You know, the saddest part about this story for me is that you were a kid.
Bence bu hikayenin en üzücü kısmı ise sen daha çocuktun.
I'm sorry for not telling you about the journal.
Sana günlükten bahsetmediğim için özür dilerim.
I know you were angry with me for not telling you about the journal, but... you never asked me why I didn't tell you about it.
Günlükten size bahsetmediğim için bana kızgın olduğunuzu biliyorum, ama... bunu neden anlatmadığımı hiç sormadınız.
For those just tuning in, we're with actress Chris MacNeil, talking about Ms. MacNeil's new book,
Ekran başına yeni geçenler için oyuncu Chris MacNeil'la konuştuğumuzu söyleyelim.
Together, that's a positive for gunshot residue at about the same particle level on Porscha's hands.
İkisi birlikte Porscha'nın elindeki barut izi seviyesini oluşturuyorlar.
Hey, thanks for being cool about this.
Anlayışlı olduğun için sağ ol.
The criminals that you hunt for a living, I brunch with them. Think about it.
Yaşamınızı sürdürmek için yakaladığınız suçluları ben kahvaltı niyetine yiyorum.
I've been thinking about what you asked for, about turning Roman.
Roman işini düşündüm. Üzgünüm böyle bir risk alamayız.
I think you're about to do something really fantastic for me.
Sanırım benim için fantastik bir şey yapmak üzeresin.
The battle for the future of humanity is about to begin.
İnsanlığın geleceği için yapılacak savaş başlamak üzere.
I've been dreaming about this meal for a year.
Bir senedir bu yemeğin hayalini kuruyorum.
That's why I'm not gonna wish for anything to do with Emma or Snow or anyone I actually care about.
Bunun için Emma'yla, Pamuk'la veya benim için değerli olan kimseyle ilgili bir dilek dilemeyeceğim.
But if we're the only ones that he told about Catalan, it's only a matter of time before they come for us.
Ama Katalan'dan bir tek bize bahsettiyse peşimize düşmeleri de an meselesi.
But I never thought about how it might matter to you, and for that, I was wrong.
Ama senin için önemli olabileceğini akıl edemedim. Bu hatam için özür dilerim.
You know, if you had 60 news-hungry journalists clamoring for information about Nassar's murder, you'd be thirsty, too.
Senin de peşinde Nassar cinayetini soran 60 gazeteci olsaydı sen de kana kana içerdin.
All I know is that she went to Hookstraten looking for the blueprints for the Capitol Building weeks before we knew about the file, so she's either crazy, like everybody says or she knows something.
Tek bildiğim, biz daha dosyayı bilmezken, haftalar önce Hookstraten'a gidip planları istediği. Yani ya herkesin dediği gibi deli ya da bir şey biliyor.
Mrs. Baldwin also said their daughter felt sorry for Kevin and was about the only one who was truly kind to him.
Bayan Baldwin kızlarının Kevin'e acıdığını ve Kevin'e sadece kızlarının gerçekten iyi davrandığını söyledi.
The recommendations for your recovery include not talking about or thinking about what happened during the Process.
Atlatmanız için tavsiyeler, Süreç süresince yaşananları konuşmama ve düşünmemeyi içerir.
NASA, for example, cares only about saving the human race, not about mining for rare metals.
NASA, mesela, sadece insan ırkını korumayı önemsiyor ender madenlerin çıkarılmasını değil.
You've known about the unit citation for weeks- - why didn't you say anything?
Birlik nişanından haftalar öncesinden haberin vardı. - Bana niye hiç bir şey söylemedin?
And what about the platonic number for antonium?
Peki ya amonyumun platonik numarası?
Our secret. But how about we use that time for Grandma to help you earn that business badge?
Peki, bu vakti anneannenin sana ticaret nişanını almana yardım etmesiyle geçirmeye ne dersin?
I've been listening to you, for days, talk about what you'd do if you were elected.
Günlerdir seni dinliyorum, seçildiğinde neler yapacağını.
And I might not be a genius, but... I know that I'm crazy about that kid, and the best place for him to be is here, with Scorpion.
Ve belki dahi değilim ama o çocuğu nasıl sevdiğimi biliyorum ve olabileceği en iyi yer burası Scorpion'un yanı.
So, I've been thinking about something that Marcus said when he confessed his feelings for the A.D.A. in the Leon Walker case.
Marcus'un Leon Walker davasına Bakan savcı yardımcısına olan hisselerini itiraf ederken söylediği bir şey aklıma takıldı.
I created accounts for us on several Dark Web sites known to host conversations about black market goods.
Kara borsa ürünler hakkında konuşmalara ev sahipliği yapan bir kaç derin ağ sitesi için kendi adımıza hesaplar oluşturdum.
Oh, a brother's still good for the rent, if that's what you're worried about.
Hala kiraya ortağım, eğer endişelendiğin buysa.
You know, I have been turning people into fertilizer for a long time, and it's hard for me to get excited about my job anymore.
Bilirsin, çok uzun zamandır insanları tahtalı köye yolluyorum, bu yüzden işimden aldığım heyecan azalmaya başlamıştı.
You know, she talks about you a lot, how much you've done for her.
Sizden, onun için yaptıklarınızdan sıkça bahsediyor.
You must be feeling pretty hungry for some blood about now..... so why don't you come and get it?
Şu an canın acayip kan çekiyor olmalı neden gelip emmiyorsun?
So, for you to even think about transferring her because you have to work too hard, makes me so mad, that I'm yelling.
Onun sınıfının değiştirilmesi ihtimali bile beni kızdırıyor bu yüzden bağırıyorum.
You know, for weeks, all Frank could talk about was taking you out on your first day.
Haftalar boyunca Frank seni ilk gününde çıkarmaktan söz etti.
Who, and how do you think Amanda's gonna feel about being used as bait for a serial killer, Raimy?
Peki Amanda, bir seri katil için yem olarak kullanılmak konusunda ne düşünecek Raimy?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]