Found them translate Turkish
3,752 parallel translation
The maid found them two days later.
Hizmetçi iki gün sonra bulmuş.
Have you found them yet?
Onları bulabildiniz mi?
We found them in the kitchen, so that's true.
Kurabiyeleri mutfakta bulduk, söylediği doğru.
They're shallow, but I found them while feeling the bones, a technique I learned from you, ma'am.
Sığlar fakat kemiklere dokunurken onları hissettim, bu sizden öğrendiğim bir teknik, efendim.
Say you found them in the cabinet.
Dolapta buldum dersin.
Father Barnett found them years ago.
Peder Barnett onları yıllar önce bulmuş.
But then I found them...
Ama sonra onları buldum...
- No. But the day I found them, there was a man I had never seen before watching me from down the street.
Ama onları bulduğum gün daha önce hiç görmediğim bir adam sokağın aşağısından beni izliyordu.
I came home from a friend's house, and I found them.
Arkadaslarimin evinden geldim ve onlari buldum.
When I found them, they were lost, confused, angry.
Onlari buldugumda kaybolmus, kafalari karismis ve kizgindilar.
You found them?
- Buldun mu?
I found them.
- Onları buldum. - Ne?
And I found them, and I saw her.
Onları buldum ve kızımızı gördüm.
I'm going tonight- - where they found them.
Bu gece oraya gidiyorum, onları buldukları yere.
We'll just... we'll call the owner and we'll tell him that we found them in a dumpster.
Biz sadece... Biz sahibi arayacağım ve ona kaykayları çöpte bulduğumuzu söyleyeceğiz
We found them.
Onları bulduk.
I found them.
Buldum.
Has he found them?
Ateşleyici parçaları elde etmiş mi?
I would have found them for you sooner, but I had to copy some bullshit for Katrina.
Daha önceden de bulurdum ama Katrina için fotokopi zırvalarıyla uğraştım.
Death found them anyway.
Ölüm onları her türlü bulur.
To be honest, I found them upsetting too and I had seen them before.
Açıkçası daha önce görmüş olmama rağmen ben de kendimi kötü hissettim.
Sabrina and I don't usually socialize with other parents at the park, mostly because we've found them annoying.
Sabrina ve ben, diğer anne babalarla pek muhabbete girmezdik. Çünkü onların sıkıcı olduklarını düşünürdük.
I found them when I was going through Eve's stuff after she died.
Eve öldükten sonra onun eşyaları arasında buldum.
There was Doc Hubbard, the medical examiner who found them.
Doktor Hubbard, yüzükleri bulan adli tabip.
All of them found with eyes wide open, just like those dolls.
Hepsi aynı o bebekler gibi, gözleri tamamen açık bulundu.
Mr Van Vliet told me to call the police and tell them that I found her like this.
Bay Van Vliet polisi arayıp onu böyle bulduğumu söylememi istedi.
And then he says he wouldn't be surprised if one of them was found dead.
Ve sonra birinin ölü bulunmasına şaşırmayacağını söyledi.
Tell them I've found a job. And I've gone to Delhi.
Onlara bir iş bulduğumu, ve Delhi'ye gittiğimi söyle.
Last I found myself upon them, I was in chains.
En son denizler üzerinde olduğum vakit zincire vurulmuştum.
Surely better if society found ways of keeping them together.
Elbette cemiyetin onları bir arada tutmak için bir yol bulması daha iyi.
But they found my clothes. I heard them talking outside.
Ama giysilerimi buldular, onları dışarıda konuşurken duydum.
Yes, I removed them, opened the wound and found these.
Evet, dikişleri çıkartıp yaranın içini açtığımda bunları buldum.
We believe Donnelly was on to them. They found out and killed him.
Donnelly'nin peşinde olduğunu, bunu öğrenip onu öldürdüklerini düşünüyoruz.
The hairs we found in Zach's studio - I ran a mitochondrial DNA match on them.
Zach'in stüdyosunda bulduğumuz saçı mitokondriyal DNA analizi için araştırdım.
Hannah and Bob moved in together after Penelope found out about them.
Penelope'nin öğrenmesinin ardından Hannah ve Bob birlikte yaşamaya başlamışlar.
Besides, we have found, then and now, that the police rarely take church complaints seriously when we do file them.
Ayrıca o zaman da bugün gibi tarikatımızın yaptığı kayıp ihbarlarını polisin pek ciddiye almadığını biliyorduk.
I found a lot of them on strung-out teenage corpses.
Sarhoş ergenlerin cesetlerinden bir sürü topluyorum.
She found the most vulnerable women and she brought them to you at her house.
En savunmasız kadınları bulup senin evine getiriyordu.
You know what, though? I have found that the hardest breakups are the ones where you might have underestimated the person while you were with them,
Öğrendim ki, en zor ayrılıklar o kişi yanındayken, onu küçümsemenden kaynaklanan ayrılıklarmış.
I want them found now!
Onları hemen bulmak istiyorum!
So, I found this Web site where you send them pictures, they sculpt your head and make an action figure out of you.
Bir site buldum, adamlara fotoğrafını gönderiyorsun onlar da kafanın şeklini çıkarıp senden oyuncak yapıyorlar.
Right, they're afraid if the KGB found out, they'd use it against them.
Tabii, KGB öğrenirse, aleyhlerinde kullanılır diye korkuyorlar.
I'm gonna tell them about the journal you found.
Bulduğun defterden bahsedeceğim.
You understand, Sergeant, which these boots which we found in your hotel still have traces of Albert Prentice's blood on them?
Anlıyorsunuz, Başçavuş, Otelinizde bulduğumuz botlarınızda hala Albert Prentice'in kan izleri var.
Logan. Tell them what you found on Earth, and set them free!
Yama onlara dünyanın gerçek yüzünü göstermeye hazır mısın?
Sometimes when we're around them, we feel a little guilty for having found each other, like we're waving our love in their faces.
Bazen onların yanındayken, birlikte olduğumuz için biraz suçlu hissediyoruz. Aşkımızı yüzlerine çarpıyoruz gibi oluyor.
Either he wanted them found quickly or he's all about the act and not the clean-up.
Hemen bulunmalarını istemiş olabilir ya da her şey sahnelemeyle ilgili olabilir.
We were out looking for giraffe this morning, and we found about ten of them over there, but in looking for the giraffe, we've just found a leopard.
Bu sabah zürafaları arıyorduk ve şurada on tanesini falan gördük fakat onları ararken bir leopar bulduk.
Tell them where the newsagent's was in the town, how close to where the body was found.
Gazete bayiinin kasabanın neresinde olduğunu cesedin bulunduğu yere olan mesafesinden söz et.
I mean, we found your clogs that time you left them at the duck pond.
Yani, ördek havuzunda takunyalarını unuttuğunda, onları bulmuştuk.
Well, if you found the right buyer on the right day, and he knew nothing about bayonets, you might sell them for possibly $ 500.
Doğru zamanda doğru alıcıyı bulursan ve o da süngülerden anlamıyorsa... muhtemelen 500 dolara satarsın.
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
found 109
foundation 27
found it 395
founder 40
found him 88
found you 54
found something 80
found one 30
founded 19
found her 49
foundation 27
found it 395
founder 40
found him 88
found you 54
found something 80
found one 30
founded 19
found her 49