English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / From the fbi

From the fbi translate Turkish

849 parallel translation
Captain Edwards this is Robert Graham from the FBI office in Alamogordo.
Baş Komiser Edwards... bu Alamogordo'daki FBI bürosundan Robert Graham.
Here's the sentry's reports, and, uh, this just came in from the FBI.
İşte nöbetçinin raporları bu da FBI'dan yeni geldi.
This just came in from the FBI.
Bu FBI'dan şimdi geldi.
It seems you fellows could stand less training from the FBI and more from the Actors'Studio.
Anlaşılan sizin gibiler FBI'da eğitim göreceğine... oyunculuk dersleri alsa daha uygun olur.
I can't lie to you, Fella. I'm not from the FBI.
Sana yalan söyleyemem Fella, FBl'dan değilim.
No, you're from the FBI.
Hayır, sen FBl'dansın.
Fugitive from the FBI.
FBI'ın elinden kaçtı.
- I talked to the man from the fbi.
- FBI'dan biriyle konuştum.
- Anything from the FBI?
- FBI'dan haber var mı?
I'm Inspector Gerrity from the FBI.
Ben FBI dan müfettiş Gerrity.
There are men around from the FBI asking questions.
Etrafda FBI'dan adamlar vardı ve sorular soruyorlardı.
The last item on the agenda is a bulletin from the FBI.
Gündemimizdeki son konu ise FBI'dan gelen haber.
You're turnin'me in. Why are we runnin'away from the FBI?
Beni polise teslim edeceksen niye FBI'dan kaçıyoruz?
Chief, there's a guy out there from the FBI.
Şef, dışarıda FBI'dan bir adam var.
Hey, that looks like Bob Smiley from the FBI.
Hey, şu FBI'dan Bob Smiley'e benziyor.
I regret to inform you of your suspension from the FBI.
FBI'dan geçici olarak uzaklaştırıldığını bildirmekten üzüntü duyuyorum.
- You're from the FBI?
- Siz FBI'dan mısınız?
Artie stole from the FBI, and Artie's dead.
Artie FBI'dan çaldı, ve Artie öldü.
Small-town redneck who possibly stole money from the FBI telling tales about a respected senior minority agent who hasn't so much as a bug stain on his record.
FBI'dan para çalmış olması muhtemel, kasabalı bir zenci aleyhtarının tertemiz sicilli, saygın ve kıdemli bir zenci ajan aleyhindeki hikayelerine mi?
- Yes. We're from the FBI.
Biz FBI'danız.
I'm Special Agent Mulder from the FBI.
Ben FBI'dan özel ajan Mulder.
We're from the FBI.
FBI'danız.
Just that they worked for NASA. They wanted to talk to somebody from the FBI.
NASA için çalıştıklarını ve FBI'dan birileriyle konuşmak istediklerini.
It means if a man knows about a crime and withholds information from the FBI or the police, he might be punished.
Cinayetle ilgili bir şeyi bilip de... FBI'ya veya polise söylememek suçtur.
Just some people from the FBI asking about a case I'm working.
FBI'dan birileri üzerinde çalıştığım bir olayla ilgili sorular soruyorlar.
I'm from the FBI... Jack Willis.
Ben FBI'dan Jack Willis.
I've read of things little short of miraculous by the city police, as well as the FBI, from a piece of cloth or even a button. 1 : 15.
Şehir polisinin ve FBI'ın bir parça bez hatta bir düğmeden mucize işler başardığını okumuştum.
In 1939, with thousands of known and suspected enemy agents... invading the Americas... the F.B.I. started building up its force of special agents and employees... from 2,000 to a war peak of 15,000.
FBI, 1939'da bilinen bilinmeyen binlerce düşman casusu Amerika'yì isş gale başlayìnca, ajanlarìnìn ve çalìşanlarìnìn sayìsìnì 2. 000'den 1 5. 000'e çìkardì.
At a series of conferences with army and naval intelligence officers... the F.B.I. reviewed the case of Francisco Ruiez... from whose effects had come the startling information... that foreign agents had learned about Process 97... and were actually attempting to steal the secret.
FBI, Ordu ve Donanma Ístihbarat subaylarìyla yapìlan toplantìlarda Francisco Ruiez vakasìnì inceledi. Elde edilen sonuç yabancì ajanlarìn Ísş lem 97'yi ögrendigi ve bu sìrrì çalmayì planladìklarìydì.
From this point, the F.B.I. relayed Dietrich's messages to Germany... on the wavelength and schedule and in the code that the Germans had given him.
FBI Dietrich'in mesajlarìnì verilen frekansta ve zamanda Almanlarìn verdigi şifreyle buradan Almanya'ya aktarìyordu.
He, in turn, received all replies and instructions from Germany the same way - through the counterespionage station of the F.B.I.
Dietrich Almanya'dan gelen cevaplarì ve emirleri de aynì şekilde FBI'ìn karşì-casusluk merkezi yoluyla alìyordu.
The cigarette which Dietrich... was shrewd enough to take from Elsa Gebhardt's desk... was examined by F.B.I. technicians.
Dietrich'in Elsa Gebhardt'ìn masasìndan almayì akìl ettigi sigara FBI teknisyenlerince incelendi.
The following day... an unusual message from Germany... was picked up by the F.B.I. monitoring station... and relayed on to Dietrich.
Ertesi gün, FBI dinleme istasyonu Almanya'dan gelen garip bir mesaj yakaladì ve Dietrich'e ulaştìrdì.
Every person who entered or left the store... was being photographed by F.B.I. agents... from an office directly across the street.
Caddenin tam karşìsìndaki bir ofisten dükkana giren ve çìkan herkes FBI ajanlarì tarafìndan fotograflandì.
And so the face of the unknown killer, built up from fragments of evidence... was sent out all over the country... to chiefs of police, sheriffs, county constables, and county jailers... to the wardens of prisons... to all postmasters and postal inspectors... to the agents of the Treasury Department... to the FBI.
Kimliksiz katilin robot resmi ülkenin her yerine.. ... polis birliklerine, kasabalara, ilçe hapishanelerine hapishane müdürlerine, tüm postanelere ve postacılara Maliye Bakanlığı'na ve FBI'a gönderildi.
We sent the fingerprints off to the FBI, but we haven't heard anything from them yet. No, sir. Nobody.
Hayır, efendim.
We're from the F.B.I.
FBI'dan geliyoruz.
No, I'm from the F.B.I., son.
FBI'danım evlât.
Over the past few days, the police and special agents of the FBI have discovered that the explosion emanated from the laundry room, and are even now sifting through the rubble in an effort to determine the cause or causes or person or persons responsible for this truly horrible holocaust.
Geçen birkaç gün içinde polis ve FBI patlamanın çamaşırhaneden geldiğini buldular ve molozları inceleyerek bu gerçekten korkunç faciaya sebep olan nedenleri veya kişi veya kişileri belirlemek için çaba sarfediyorlar.
They brought in 100 FBI agents from the United States.
Fbi güvenliği % 100 artırdı
We're from the F.B.I., Mrs. Rauch.
FBI'dan geliyoruz Bayan Rauch.
Gentlemen, this is Agent Thomas Lusk from the regional FBI headquarters.
Beyler, bu FBI Merkez Ofis'ten Ajan Thomas Lusk.
Hey, Boss you can see your place from the office of the fbi.
Hey patron... FBl bürosundan senin orası görünüyor.
From the FBI.
- Dokuz aydır.
I read from a statement by the chief of the FBI, J. Edgar Hoover wherein he states :
FBI başkanı J. Edgar Hoover'ın bir açıklamasını okuyorum Hoover konuşmasında diyor ki :
I don't buy it. Why would the FBI cover it up? A telex disappears from every FBI office in this country?
Adının Lee Harvey Oswald olduğu saptanan şüpheli... bir sinema salonunda kısa bir mücadelenin ardından... on beşe yakın polis memurunun çabasıyla tutuklandı.
If I'm so far from the truth, why is the FBI bugging our offices?
Adam tam bir solucana benziyor.
It then moves upwards to leave Kennedy's body from the front of his neck wound # 2 where it waits 1.6 seconds presumably in midair, where it turns right, then left right, then left and continues into Connally's right armpit.
Oswald hapisteyken, FBI'dan özel ajan... John Quigley ile özel olarak görüştü. Oswald serbest bırakıldı.
The F.B.I. can't work for us without approval from a congressional committee.
FBI, kongreden izin almadan bizimle birlikte çalışamıyor. - Zamanımız yok.
The F.B.I. says the fingerprints found in the embassy car... matched those taken from the office of a government researcher... found murdered earlier this week in Palo Alto.
FBI, elçilik arabasında bulunan parmak izlerinin geçen hafta başında Palo Alto'da işlenen bilim adamı cinayetinde bulunanlarla uyduğunu bildirdi.
It wasn't Bobby's idea to take the money from the bureau.
FBI'dan para almak Bobby'nin fikri değildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]