Get the ball translate Turkish
955 parallel translation
You have to go get the ball.
Buna katlanamam.
I'll bet a buck to a nickel you can't get the ball past the other team.
Kazanamayacağınıza bire yirmi bahse girerim.
If you get the ball in the hole... in less hits than Father O'Dowd...
Eğer topu Peder O'Dowd'dan... - daha az vuruşla deliğe sokarsan...
Maybe you'd like to make an exploratory offer just to get the ball rolling.
Belki deneme amacıyla bir teklif yapmak istersiniz.
Come, go to Mathilde. Get the ball, Mariechen.
Haydi, Mathilde'ye git.
Get the ball!
Topu tut, Mariechen. Topu tut!
With a new product, Mr. Webster starts off with a campaign on TV, you know, to get the ball rolling.
Bay Webster, yeni ürünlerin tanıtımı için geniş bir televizyon kampanyası başlatır her zaman.
Get the ball.
Topu al.
Hey, lady, get the ball!
Hey bayan, topu tutar mısınız?
Get the ball now.
Yakala topu.
- Get the ball.
- Topu getir.
Got a guest pair. Get the ball.
Misafirler için bir çift varmış.
- Will you get the ball?
- Topu alacak mısın?
Don't let him get the ball!
Topu almasına izin verme!
You go get the ball, genius.
Git topu getir, dahi.
Critters in the woods better hide tonight, oh Lord hit it so hard it went through Ike's legs and he bent down to get the ball and all the dirt went into his face, hahaha!
Orman yaratıkları bu gece saklansalar iyi ederler. ... topa öyle sert vurdu ki top Ike'ın bacaklarından geçti ve topu almak için eğilince tüm o çamur yüzüne geldi!
"If you're gonna get that riled over a pair of foreign, lady-looking boots we just might as well get the ball rolling."
"Yabancı ve kadın çizmesine benzeyen bu şeyler için kızacaksan şu işi kökünden halledelim daha iyi."
Let's get the ball game going.
Maç başlasın.
We going to get the ball rolling?
Anlaşabilecek miyiz?
Boil water in the kettle. Get me a ball of twine, clean towels and the scissors.
Çaydanlıkta su ısıt, bir yumak kalın ip bulabildiğin kadar temiz havlu ve makas getir.
I could get more news out of Europe looking in the crystal ball.
Kristal küreye bakarak Avrupa ile alakalı daha fazla şey öğrenebilirim.
Now, he's gonna try to hit the ball as far as he can and get around as many bases as he can.
Topu mümkün olduğunca uzağa atmaya çalışacak ki mümkün olduğunca çok kaleye gidebilsin.
I never get to hit the ball.
Şikayet etme.
With the greatest of difficulty I managed to get hold of a ball and presented it to the school.
En büyük zorluğu ise bir futbol topu bulmakta ve bunu okula tanıtmakta yaşadım.
Education department. Let's get on the ball here.
Eğitim bölümü, burayı aklınıza işleyin.
Now, come on, Pop, get on the ball.
Hadi ama babalık. Uyan!
Come on, get on the ball.
Hadi, yardım et.
But you can still get action on prizefighting, hockey and the eight ball in the side pocket.
Fakat hala ödüllü dövüşerde hokeyde ve bilardoda değerlendirme yapabilirsiniz.
Get on the ball. It should be fun doing some detective work.
Eminim dedektifçilik oynamak eğlenceli olacaktır.
So what happens, he gets the title shot outdoors in the ball park and what do I get?
Ne oldu sonra? O herif büyük şampiyonluk unvanına kondu. Bana ne oldu?
"Come on now, everybody get on the ball."
"Haydi bakalım, herkes gözünü dört açsın."
Sure, maybe somebody'll get on the ball out here now.
Belki birini baloya götürmek istersiniz.
Let's hope he doesn't pull too hard, sir. But I think it might help to keep the ball rolling if I make a signal... telling him to get hold of it at all costs. Yes.
- Umarım çok fazla uğraşmaz, efendim.
What difference does it make if you get it here or at the ball game?
Bunu burada yada beysbol oyununda almışsın ne fark edecek?
Get the ball!
Topu yakala!
Hey, Dad, get the ball.
Hey, Baba, topu yakala.
This is the only ball I could get.
Bulabildiğim tek top bu.
There's still one ball on the table and it's taking you a mighty long time to get at it.
Sen her zaman benim için oradaydın. Şimdi benim için son bir kere daha kuvvetli olmanı istiyorum.
Jules, a foreigner in Paris, asked Jim, whom he hardly knew, to get him into the Art Students'Ball.
Paris'in yabancısı olan Jules, çok az tanıdığı Jim'den, kendisini... Art Students Balosuna götürmesini istemişti.
- Come on, Junior, get on the ball.
- Haydi, Junior, işe koyul.
I bet you any amount of money that we could get on the ball and get...
Aksi hâlde hepimizin topa tutulacağına iddiaya girerim.
So I shuck off the old ball and chain, and you get thee to a nunnery.
Harika. Ben zincirlerimi kırayım, sen de git manastıra kapan - İyi zamanlama.
Go get some clothes on, I'll take you to the ball.
Haydi hemen giyin, seni baloya götüreceğim.
They'll get that ball out of your leg, and I'll give you 2 or 3 days to get out of the territory.
Bacağındaki kurşunu çıkartırlar ve ben de sana bölgeyi terk etmen için 2 veya 3 gün veririm.
No, we stick to our strategy, but you gotta get him out of the ball game.
Hayır, stratejiye uyacağız. Yapmanız gereken, onu oyundan çıkarmak.
OK, that's an old pro trick to get you thrown out of the ball game.
Bu karşındakini oyundan attırmak için yapılan eski bir numara.
I get to one end of this country, and I bounce off like a rubber ball... and head right back to the other side.
Ülke kazan ben kepçe bir uçtan bir uca dolaştım.
You must be on the ball to rape so many women and get away with it.
Bu kadar tecavüzden yakayı sıyırmak için uyanık olmak lazım.
Damn it, man! Get on the ball!
Lanet olsun, dostum!
Let's take in a ball game when you get back to the city.
Bak, şehire döndüğünde birlikte maça gidelim.
If she'd get in the air, somebody would pass her the ball.
Eğer o havalanırsa biri, ona topu versin.
get the fuck away from me 54
get the fuck up 56
get the fuck out 266
get the fuck out of my way 23
get the fuck out of my face 18
get the fuck out of my house 56
get the fuck off me 177
get the fuck off 35
get the fuck out of the way 26
get the fuck down 40
get the fuck up 56
get the fuck out 266
get the fuck out of my way 23
get the fuck out of my face 18
get the fuck out of my house 56
get the fuck off me 177
get the fuck off 35
get the fuck out of the way 26
get the fuck down 40