Worse still translate Turkish
209 parallel translation
No doubt they talked of me together, or worse still, remained silent.
Birlikte hakkımda konuştuklarına kuşku yok. Daha da kötüsü sessiz kaldılar.
Either return with them to his native country or worse still, lead them to plunder my precious possessions.
Ya onlarla vatanına geri döner, ya da daha kötüsü, benim kıymetli silahlarımı onlara yağmalattırır.
Worse still, to help thee to thine impious end.
Daha da kötüsü, senin günahkar sonuna katkıda bulunmak.
- Worse still, she was raped.
- Daha da kötüsü, tecavüz edilmiş.
But if the blackout area increased or, worse still, embraced the whole screen... ( Peel ) We would be in trouble.
Ancak, kararan bölge artsa... ya da tüm ekranı sararsa... - Başımız belada demektir.
E worse still was for coming.
Dönitz açısından işler daha da kötüye gidecekti.
Worse still, and a bit more likely, what if it told the truth about everything to everyone?
Ya her şey hakkında herkese gerçeği söylerse?
It is worse still.
Daha da kötü.
Worse still... is to talk about a former lover...
Daha da kötüsü eski bir sevgili hakkında konuşmaktır.
And the fireman, sir? Oh, that - - worse still.
- Peki ya itfaiyeci?
I believe it's a decline of criteria Or worse still, of values
Ya da daha kötüsü, değerlerin.
I refer, of course, to that bane of the policeman's life, the amateur sleuth, or worse still, the professional private detective.
Bundan bahsederken elbette ki polislerin felâketi olan amatör hafiyelerden veya daha da kötüsü profesyonel özel dedektiflerden bahsediyorum.
Worse still, I don't much love her.
İşin kötüsü, onu çok sevmiyorum.
Or worse still- - spend the rest of your lives working in the ore processing center under the tender mercies of an Alliance overseer.
Ya da daha kötüsü hayatınızın geri kalanını ittifak yöneticilerinin merhametine sığınarak cevher işleme merkezinde çalışarak geçirirsiniz.
"Worse still, that treacherous skunk, Abe Simpson... stole my oxygen and tried to eat my left arm."
Daha da kötüsü, adi şerefsiz Abe Simpson oksijen tüpümü çaldı ve sol kolumu yemeye çalıştı. "
Worse still, in this forsaken country.
Daha da kötüsü, bu terkedilmiş ülkede.
Now, imagine that this man is a vile, ambitious being. And without scruples, or worse still that is a Roman.
Şimdi bir düşünün, bu adam düşüncesiz, hırslı, kötü biri olsa daha da kötüsü bir Romalı olsa...
Worse still, his fruitless exertions under the blazing sun have taken a heavy toll.
Daha da kötüsü, cehennem sıcağındaki beyhude çabalarının... faturası ağır oluyor.
They wind up spinsters, or worse still, nuns.
Sonunda evde kalırlar. Ya da daha kötüsü rahibe olurlar.
But worse still- - our three have gone.
Ama işin daha kötüsü- - bizim 3 tanesi gitmiş.
There'll still be time if things get worse.
Eğer işler kötüye giderse hâlâ vaktimiz olacak.
I'm worse off now than if I'd never set eyes on you... and farther still from what should be mine.
Gözümü üstünden hiç ayırmamam gerekirdi. Şimdi çocuk elimde olurdu.
Still, I think it might have been worse.
Gene de sanırım durum çok daha kötü olabilirdi.
But still the windmill was not finished, and Boxer's injured foot got worse insted of better.
Ama yel değirmeni hala bitmemişti, ve Boksör'ün yaralı ayağı gün geçtikçe kötüleşiyordu.
Still about the same, Mrs Carroon, no change but no worse.
Hâlâ aynıymış Bayan Carroon. Durumunda iyi veya kötü hiçbir değişiklik yokmuş.
Cooney is still in command, for better or worse.
İyi de olsa kötü de olsa, komuta hala, Cooney'de.
It's even worse when you haven't done anything wrong and you still feel guilty.
Birşey yapmasam da kendimi suçlu hissederim.
Still, there are worse things in life than having something permanent.
Yine de hayatta bundan daha da kötü şeyler var.
I want to say that I still believe this whole thing is a mistake... and that I am no worse, and probably better... than the men who are about to end my days.
Hâlâ tüm olanların bir hata olduğuna inandığımı söylemek istiyorum... Ayrıca hayatımı sona erdirmek üzere olan bu adamlardan daha kötü olmadığımı belki de daha iyi biri olduğumu söylemek istiyorum.
Still others are painfully thin... But far worse in the mental state of each, of the average man.
Daha da kötüsü, her biri akıl olarak, ortalama düzeyde.
Hold still, or it'll be worse for you. No.
Kıpırdama yoksa daha kötü olur.
I was remonstrating with your sister yesterday but you are still worse.
Daha dün kız kardeşinizle tartışıyordum ama sizinki daha bile fena.
You see we're having it bad, and you're making it still worse.
Anlıyorsun, kötü yaşıyoruz, ve sen daha kötü yapıyorsun.
Still, just think, it might have been worse.
Gene de bir düşün, durum çok daha kötü olabilirdi.
"The King still lived, but Buttercup's nightmares were growing steadily worse."
Kral hâlâ hayattaydı ama Buttercup'ın kâbusları giderek kötüleşiyordu. Gördün mü?
I'm still considering the question of what happens to Mr. Molto... But what isn't gonna happen... Is him getting up on the witness stand and making matters worse.
Bay Molto'ya ne olacağını bilmiyorum ama... ne olmayacağını biliyorum... o tanık kürsüsüne çıkıp işleri daha fazla karıştıramayacak.
- Still worse!
- Kesinlikle olmaz!
Even worse than a Highlander's dog. You are still tough!
dağdaki köpekten daha kötüsün sen hala inatçısın!
Still, it could be worse.
Daha da kötüsü olabilirdi.
Or worse, still what if I was the one that was born that way?
Veya ya ben öyle doğmuş olsaydım?
- Still better, and worse.
- Daha keskin, daha beter.
Still, I suppose there are worse jobs.
Sanırım daha kötü işler de vardır.
Yeah, that'd be much worse than being 28 and still working here.
Evet, 28 yaşında olup burda çalışmaktan daha kötü olurdu.
What's worse than what we've done that could still happen?
Yaptıklarımızdan daha kötü ne olabilir, diye mi soruyorsun?
Still no money, but the hours are even worse.
Yine para yok ama çalışma şartları daha kötü.
And you're worse'cause you still live in the same house with her!
Ve sen daha betersin, çünkü onunla aynı evde yaşıyorsun!
It could have been a lot worse, but I still lost them a ton of money.
Daha kötüsü olabilirdi, zaten tonlarca para kaybettirdim.
That's worse still.
Bu hepsinden bile kötüydü.
A worse freak so you could feel superior and still be the big fucking man.
Öyle berbat biri olmalıydı ki bu halinle bile kendini ondan üstün hissedebilmeliydin.
- Still, worse-case scenario,
- Yine de, en kötüsü,
I believe a child can | experience a hundred times worse the abuse than | what Gish went through and still grow up to be | somebody that would never, ever, ever hurt | another living being.
Bence bir çocuk, onun yaşadığı, sexsüel suiistimalden 100 kere daha kötüsünü yaşasa bile fakat yine de sonunda O, büyüyüp hiçbir zaman ama hiçbir zaman başka bir şeyi incitmez.
still 4121
stiller 42
still got it 62
still friends 19
still in bed 17
still nothing 186
still working 28
still alive 122
still here 218
still there 93
stiller 42
still got it 62
still friends 19
still in bed 17
still nothing 186
still working 28
still alive 122
still here 218
still there 93
still me 27
still the same 29
still awake 22
still sleeping 19
still waiting 37
still missing 18
still breathing 27
still hot 20
still no 38
still working on it 47
still the same 29
still awake 22
still sleeping 19
still waiting 37
still missing 18
still breathing 27
still hot 20
still no 38
still working on it 47
still does 23
still going 25
still looking 54
still no pulse 27
still am 36
still asleep 18
still warm 51
still are 18
still do 40
still no answer 37
still going 25
still looking 54
still no pulse 27
still am 36
still asleep 18
still warm 51
still are 18
still do 40
still no answer 37