English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Glory be

Glory be translate Turkish

460 parallel translation
I'm proud to be the first to congratulate you on behalf of this modest, but now famous café, for the glory bestowed upon you today.
Sizi ilk tebrik eden ben olduğum için gururluyum. Bugünün bahşettiği zaferi kutlamak için daha ünlü bir kafe yerine bu mütevazi yeri tercih etmeniz namına sizi tebrik ediyorum.
Glory be.
Kahretsin.
Glory be to God.
Tanrı'nın şânı yücedir.
Glory be!
Yaşasın!
Glory be His name for all eternity!
Tüm ebediyet için ihtişam onun adı olsun!
Glory be.
Vay canına.
Glory be.
Harika.
Glory be to the madness of the brave, of course.
Tabi ki, zafer cesurca delilik ister!
Glory be to God, we're going to bust out again like we used to.
Tanrım şahidimdir, aynı eskisi gibi ortalığı kasıp kavuracağız.
Oh, glory be!
Şuna bakın!
- Well, glory be!
- Yaşasın!
Mike looked down and he said, "Glory be, is it dead he is?"
Mike aşağı bakıp dedi ki : "Vay canına, öldü mü acep?"
Glory be.
Tanrım!
glory be.
Şükürler olsun.
Oh, glory be to God.
Oh, Aman tanrım.
Glory be.
Sevinin millet.
- [Organ] - Glory be to the Father
Övgülerimiz Baba
Glory be to the Bomb and to the holy fallout as it was in the beginning, is now, and ever shall be, world without end.
Bombaya şan ve şeref ver onun ulu radyoaktif serpintileri aynen eskiden olduğu gibi, şimdi ve her zaman, sonsuz dünyayı korusun.
I renounce God and his heavenly legion, and so shall be mine the power and glory of the world.
Ben tanrıyı ve onun kutsal birliğini terkettim. Bu yüzden dünyanın gücü ve haşmeti benim olacak.
And if our young ladies glory in those who wear it, is that anything to be ashamed of?
Ve genç bayanlarımız üniforma giyenlerle gurur duyuyorsa bu utanılacak bir şey midir?
I believe in the work to be done here to save an estate that's near to ruin... to save all those people who've been neglected by my family... because they preferred glory in India, glory in China, glory in Africa.
Harabe olmak üzere olan bir malikaneyi kurtarmak için burada yapılacak işlere inanıyorum. Hindistan, Çin ya da Afrika'da ihtişam elde etmeyi tercih ettikleri için... ailem tarafında ihmal edilen tüm o insanları kurtarmaya inanıyorum.
It will not be long before all Spain rings with his praise... and Sevilla should be proud of its son... whose name will one day cover it with, uh — with undying glory.
İspanya arenaları daha önce böyle bir övgü görmedi... ve Sevilla şehri evlatlarıyla gurur duymalı... | Bir gün ölümsüz zaferleriyle birlikte - efsane olucaktır..
- But there's one thing to be said for glory.
- Şan için söylenecek tek bir şey var.
Believe me, Jane, if it were only for self-glory it would be a different matter.
İnan bana Jane, sadece kendi şöhreti için olsaydı tamamen farklı olurdu.
You may be content to spend your life working for the glory of their almighty Sun God and his pet snake.
Onların her şeye kadir tanrısı ve yılanı için çalışıp hayatını harcamaktan belki memnun olabilirsin.
This cathedral can't be designed for the glory of an individual.
Eminim anlarsınız ki bu katedral bir bireyin şerefi için tasarlanamaz.
Let there be glory!
Her yer ihtişama bürünsün!
The glory that was Rome will never be reached again.
Roma'nın eski ihtişamı bir daha asla mümkün olmayacak Marcus!
We cloak ourselves in the glory of our name as if it were an achievement just to be born.
Adımızı kendimize pelerin yaparız ve doğmuş olmamızın büyük bir mucize olduğuna inanırız.
But there'll be no glory in it for you, Little Dog... because that'll be one against two.
Ama bunun içinde, senin için bir zafer olmayacak Küçük Köpek... Çünkü iki kişiye karşı tek kişi olacak.
Soldiers, you were assembled here on the plains of Axios by my father, Philip, to be led to the greatest glory and riches that any army since the world began has ever yet achieved... the conquest and destruction of the Persian Empire.
Askerler, burada, Axios'un bu düzlüklerinde babam Philip tarafından bir araya getirildiniz. Dünya kurulalı beri hiçbir ordunun daha ulaşamadığı, en büyük şerefe ve zenginliklere nail olmak için topladı sizleri. Pers İmparatorluğu'nu fethedip, yok etmek için.
You will be the glory of Egypt, my son.
Sen, Mısır'ın şanı olacaksın oğlum.
And it shall be the city of Sethi's glory.
Bu şehir, Sethi'nin ihtişamının şehri olacak.
Suppose I were to tell you that the glory of France is about to be restored, and that you may play a very important role in it.
Diyelim ki size Fransa'nın ihtişamının yeniden canlanacağını ve sizin de bunda önemli bir rol oynayacağınızı söylüyorum.
- Through Jesus Christ our Lord - - Yes, all right. To whom with thee and the Holy Ghost be all honor and glory... world without end.
Alemlerin tüm sevgisi sonsuza dek efendimiz Yüce İsa, Senin ve Kutsal Ruh üzerine olsun.
There would be greater glory if I were not shackled by command of my father.
Eğer babam tarafından engellenmeseydim, zaferim daha büyük olacaktı.
And I will build a tabernacle to the glory of thy name, and there shall be no other gods before thee.
Ve senin adına bir tapınak inşa edeceğim,... o tapınakta senden başka hiçbir tanrı olmayacak.
There can be great glory in this voyage.
Bu yolculukta çok büyük bir zafer kazanma şansımız olabilir...
"Lost, before the day be dead..." " The glory of her raiment red,
Güneş ufukta kaybolurken..... Kırmızı elbisesi içinde, zafer edasıyla...
To be with a lady who has attained the heights of glory to be able to enjoy her favour, even for a few moments...
Sizin gibi itibarı yüksek bir bayanla olmak... Bunun tadını çıkarmak istiyorum, kısacık bir an bile olsa...
Our wedding, my dear Bouboulina will be so splendiferous it will blind the world with glory.
Bizim düğünümüz, sevgili Bouboulina öyle ihtişamlı olacak ki bütün dünyanın gözleri kamaşacak.
But if I should beat you, that'd be much more glory than beating Phipps.
Ama seni yenersem, Phipps'i yenmekten daha büyük bir zafer olacak.
And it can be easy, friend if a man knows the way to power and glory.
Eğer kişi, güce ve zafere giden yolu biliyorsa hayat kolay olabilir dostum.
And be ye lifted up and the King of Glory shall come.
Açılın ey eski kapılar... Yüce Kral girsin içeri.
At its end, everything you desire will be yours... power, riches, glory.
Sonunda, arzuladığın her şey senin olacak... güç, zenginlik, zafer.
Everything you desire will be yours... power, riches, glory.
İstediğin her şey senin olacak... güç, zenginlik, zafer.
Blessed be the wounds which bring us the glory of God!
Allah yolunda oluşmuş yaralar kutsal yaralardır!
Be patient, I promise to come. Morning Glory will tell you when.
İlk önce kendimi hazırlamalıyım.
Like all music, the finish and end of the general-bass should be the glory of God and the recreation of the soul.
Tüm müziklerde olduğu gibi kontrpuanın da bitiş ve kapanışı Tanrı'nın görkemini yansıtıp ruhun dinlenmesini sağlamalıdır.
Your Glory doesn't seem to be responding to instruction.
Efendileri, öngörülenleri yerine getirmiyor gibi.
If I touch you again, Your Glory, it'll be to administer an ancient Earth custom called a spanking. A form of punishment administered to spoiled brats.
Dokunursam, bu, pataklama adı verilen eski bir geleneği göstermek için, şımarık veletleri eğitmek için kullanılan ceza şekli.
bebe 93
beyonce 24
bela 54
belle 613
beatrice 271
beni 31
berlin 199
bella 479
because 7201
bene 37
betty 1260
beatles 22
begin 288
beast 176
been 112
better 1689
beer 646
bender 572
becky 891
beauty 248

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]