English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Days and

Days and translate Turkish

16,718 parallel translation
So eke out a few more days and then what?
- Birkaç gün daha dayanacağız da ne olacak?
A couple of days and we're out of here.
Birkaç gün sonra gidiyoruz.
Two days and two rules.
İki gün ve iki kural var.
Take a couple days before you and Tara go out again?
Tara'yla yola çıkmadan önce birkaç gün dinlen istiyorsan.
I spent most of my days reading stupid inspirational e-mails to try and feel good about myself.
Günümün çoğunu, kendimi iyi hissetmek için ilham verici, aptalca e - postalar okuyarak geçirirdim.
Well, you're certainly winning friends and influencing people these days.
Bu aralar arkadaşlarının gönlünü kazanıp çok olumlu etkiler bırakıyorsun!
I've been running the motel by myself the last few days, and my son's out of town, and the girl who usually helps me out... well, she needed some time off.
Birkaç gündür moteli ben yürütüyorum. Oğlum şehir dışında, bize yardım eden kız da... İzin alması gerekti.
Margot, I can't just break it off with her... You can, and you have to because in two days time, we are disappearing.
Evet ayrılabilirsin ve buna mecbursun çünkü iki gün içerisinde ortadan kayboluyoruz.
The last 27 days I have only eaten between dusk and dawn.
Son 27 gündür... yalnızca sabaha doğru yemek yiyorum.
So he called the hotel and found out they got a hotel service car, a red jeep, 2 days ago, and never returned it.
Oteli aramış ve otelden 2 gün önce kırmızı bir cip aldıklarını, ama geri getirmediklerini öğrenmiş.
Owner has seven days to get permits and provide a clean living area and pay for microchips and vaccinations.
Sahibinin izin alıp, temiz bir yaşam alanı sunması ve mikroçip ile aşılara para vermesi için yedi günü var.
I thought with us making up on the Skype and all and Gabi's engagement, what a great Mother's Day surprise, a couple of days early.
Skype'taki o barışmamız, Gabi'nin nişanı falan derken harika bir Anneler Günü sürprizi olur diye düşündük. - Hem de birkaç gün öncesinden.
When our days are done, morals are all that stand between reverence and infamy.
Günlerimiz bittiğinde ahlak, saygı ve haysiyetsizlik arasında kalan şeyler olacak.
Two days from now, you try to steal this and you get arrested, and you spend five years
İki gün sonra bunu çalmaya çalışıp tutuklanacaksın ve...
Indian fans have smacked down this wrestling league... and it's safe to say that this sports franchise... has seen its last days.
Hintli sporseverler güreş liginin sonunu getirdi. Ve bu spor dalının artık son günlerine geldiği yadsınamaz bir gerçek.
The darkness will overcome the Earth. And all our days will come to an end.
Karanlık, dünyayı alt edecek ve günlerimiz son bulacak.
I've got strangers coming up to me in corridors and whispering that my days are numbered.
Koridorlarda yanıma gelip günlerimin sayılı olduğunu fısıldıyorlar.
Today, three years, two months, and three days afterwards... we're ready, after 10 scheduled attempts...
İlk insanımızı yörüngeye yerleştirme çabamızın üzerinden... 20 Şubat 1962 John Glenn'in Fırlatılması... üç yıl, iki ay, üç gün...
You play Geronimo for me for a few days... and in turn, I'll spare your life and get you relocated to another colony.
Benim için birkaç günlüğüne Geronimo'yu oynarsan karşılığında hayatını bağışlarım ve başka bir koloniye yerleştirilmeni sağlarım.
And a couple days after that, Wade and Ledda's daddy got killed on his way home from work.
Birkaç gün sonra Wade ve Ledda'nın babası işten evine dönerken öldürüldü.
Two days runnin', I'm knockin and knocking'and nothing.
İki gündür kapıya vuruyorum, vuruyorum açmıyor.
If we cannot save our son, the darkness will overcome the Earth. And all our days will come to an end.
Oğlumuzu kurtaramazsak karanlık, dünyayı alt edecek ve günlerimiz son bulacak.
Until a few days later when the news accused my son of being a thief... and we knew it was a set-up, it wasn't Daniel.
Fakat birkaç gün sonra gazeteler oğlumun hırsız olduğunu yazınca her şeyin bir tezgâh olduğunu anladık. Bizim Danielımız öyle şey yapmazdı.
The days grow darker in Mystic Falls and my heart darker still.
"Mystic Falls'da günler iyice kararıyor... "... ve kalbim de kararıyor.
So, um, I was wondering, if maybe it was ok if Hope and I stay here for a few days.
Merak ediyordum da... sorun yoksa belki Hope ve ben... birkaç gün burada kalabiliriz.
You know, when Aiden died, there were days when I would sit in Jackson Square just daring myself to take this ring off, to give up, and I think part of me knew that I was never gonna be that happy ever again.
Aiden öldüğü zaman Jackson Meydanı'nda günlerce oturup yüzüğü çıkarmaya cesaret edebilirdim pes edebilirdim sanırım benim bir tarafım bir daha asla öyle mutlu olamayacağımı biliyordu.
She put a Do Not Disturb sign on her door two days ago and she instructed the staff to not go in her room when she's gone.
Iki gün önce kapisina "Rahatsiz Etmeyin" tabelasini koyup ve personele odasina girmeme talimati verip gitmis.
She has one, maybe two days, and if we can save her by killing the man that killed my sister, then how could you even think twice about that?
Bir bilemedin iki günü var ve onu, kız kardeşimi öldüren adamı öldürerek kurtarabiliyoruz. Bunun nesine tereddüt ediyorsun ki?
And your days of speech-making are now behind you.
Artık konuşma yaptığın günler geride kaldı.
And 3 days later, the City leadership were all dead.
- Üç gün sonra bakanların hepsi öldü.
Mom and dad's bodies were found two days after Christmas.
Anne ve babanın cesedi Noel'den iki gün sonra bulunmuş.
In the past few days, I have had to sit and listen to people try and paint the Black Canary as a criminal.
Birkaç gündür insanların Black Canary'i bir suçluymuş gibi göstermeye çalışmasına tanık olmak zorunda kaldım.
One of these days, you're gonna tell me how you get in and out of here.
Günün birinde, bana buraya nasıl girip çıktığını anlatacaksın.
And, well, these days I'm not.
Kendi adıma bu aralar öyle olduğunuzdan şüpheliyim.
Aj foyt and Dan gurney raced against each other at indie just twelve days earlier.
Aj foyt ve Dan gurney birbirlerine karşı yarıştı Sadece on iki gün önce indie'de.
Anything Sumerian these days is surely related to Pandora and the Hidden One, and their plans.
Sümer eserleri bir şekilde Pandora ve Saklı Kalan'ın planlarıyla bağlantılı.
You'll find that most of the rooms are exactly as Revere left them, virtually untouched, and we've actually been getting more visitors these days.
Çoğu oda Revere'in bıraktığı gibi dokunulmadan duruyor. Bu günlerde bir çok ziyaretçimiz var.
No, no, I-I live across the street, and I saw an ambulance here a couple of days ago.
Hayır, hayır, caddenin aşağısında oturuyorum bir kaç gün önce buradan çıkan bir ambulans gördüm.
How? Well, I figured it had to be someone local since it was only a few days between you showing the painting to Christopher and him leaving it for you, so...
Christopher'a resmi göstermenle resmi sana getirmesi arasında birkaç gün olduğu için taklitçi buralardan biridir diye düşündüm.
She's beautiful, obscenely rich, and normally surrounded by security at all times... until two days ago, when her guardian, Qasim Halabi, disappeared... leaving Zara vulnerable to the attentions of a man who will seduce and rob her, same way that he did me.
Güzel, fazlasıyla zengin ve normalde etrafı her zaman güvenlik görevlileriyle çevrili. Ta ki 2 gün önce koruması Qasim Halabi ortadan kaybolana dek. Zara'yı, bana yaptığı gibi, baştan çıkarıp soyacak bir adama karşı korumasız bıraktı.
Days go by, year in and out.
Günler geçiyor, yıllar boyunca.
Just a couple days of fun interviews, then it's off to Chicago for more fun interviews, and then, if I don't blow my brains out, I get to go back to L.A.
Röportajlar için birkaç gün, sonra daha fazla röportaj için Chicago'ya geçeceğim, daha sonra kafama sıkmazsam Los Angeles'a geri döneceğim.
There's no difference between Dharmendra and me, these days.
- Harsh'dan. Bu günlerde onun için Dermandra'dan farkım yok.
2 days... and you?
Sen? 4...
Those six days at Gotō and Kichijiro's renewal of faith made me feel that my life was of value and that I could really be of use to people in this country at the ends of the Earth.
Gotō'da geçirdiğim o altı gün ve Kichijiro'nun inancını yenilemesi.. Bana hayatımın değerli olduğunu hissettirmişti. Ve gerçekten de bu ülkenin insanlarına faydalı olabileceğimi.
And if you think otherwise, then you really don't want to meet the people who spend their days plotting to take my seat.
Eğer aksini düşünüyorsan koltuğumu kapmak için uğraşan adamlar ile tanışmayı hiç istemezsin.
Within days, she'd broken her vows of obedience and chastity.
Günler içinde itaat yeminini ve namusunu bozdu.
You, me and Charlie going on an adventure, just like the old days.
Sen, ben ve Charlie tıpkı eski günlerde olduğu gibi bir macera yaşayabiliriz.
Three years and nineteen days.
Üç yıl, on dokuz gün.
Brothers and sisters, we're only days away from first night and the coronation of our new Bren'in.
Ağabeylerim ablalarım, ilk geceye ve yeni Bren'in'imizin taç giyme törenine yalnızca birkaç gün kaldı.
And never before the Bren'in have her a child spend his days ineeb on their beer, his spirit gone, his powers nil.
Daha önce hiçbir Bren'in'in de tüm gün bira içip ruhunu kaybeden ve gücünü sıfırlayan bir çocuğu olmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]