English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Handshake

Handshake translate Turkish

777 parallel translation
That's the first time any handshake of mine was ever worth a dollar.
Tokalaşmam ilk kez bir dolar ediyor.
No chain of forts or deep-flowing river or mountain range but a line drawn by men upon a map nearly a century ago accepted with a handshake and kept ever since a boundary which divides two nations yet marks their friendly meeting ground
Kale zincirleri, ya da derinden akan nehir, ya da sıra dağlar yok Ama bir çizgi, yüz yıl kadar önce insan tarafından haritaya çizilmiş el sıkışılarak kabul edilmiş ve o günden beri korunmuş iki toplumu bölen bir sınır, dostça yapılan toplantıların zeminini oluşturan,
Should we draw it up, or is a handshake good enough?
İmzalayalım mı yoksa, el sıkışmak yeter mi?
( Old woman ) Well, well, the official handshake!
Başkan hayatından memnun.
It's more graceful than a handshake.
El sıkışmaktan daha zarif.
I always hated a flappy handshake myself.
Ben de yumuşak el sıkışanları hiç sevmem.
There's no hurry. I just don't know how to tear up a handshake.
- Acelem yok. Ben sadece sözümden nasıl döneceğimi bilmiyorum.
Look, the public likes personal contact with the candidate, you know, the old handshake, the baby kissing.
Pomeroy'a bir düelloda meydan okuyacaksın. Hayır. Onu arkadan vurmayı tercih ederim.
That his handshake and his word, they don't mean anything?
El sıkması ve söz vermesinin... anlamı yok mu?
Now, they are queuing for a handshake.
Şimdi Krupp'un elini sıkmak için sıra bekliyorlar.
You realize right away with a handshake if you feel something.
O tokalaşma ile hemen anlarsın eğer bir şey hissetmişsen.
You are an alabaster handshake.
Sen yumuşacık bir el sıkışmasısın.
They came down so I could teach them the handshake.
Onlara bu işlerin raconunu öğretiyorum.
Maybe he didn't like the handshake you taught him.
Belki de ona öğrettiğin raconlardan pek hoşlanmadı.
- You get a golden handshake or a sherry party and you can't find another job.
- Sizinle tokalaşırlar, şarap partisi düzenler, ama başka bir iş bulamazsınız.
My day a man'd stay with you on a handshake.
Benim zamanımda el sıkıştığın adama güvenebilirdin.
You'll to walk straight up to him and take his hand in a firm masculine handshake and say :
Doğruca yanına gidip... erkeksi bir şekilde elini sertçe sıkıp şöyle diyeceksin...
The handshake was invented to show you're unarmed, friendly.
Diyorlar ki, el sıkma işi, tabanca var mı yok mu diye çıkmış.
Mr. Greasy, smile back and give Mr. Travis a firm handshake.
Bay Greasy, siz de Bay Travis'e gülümseyerek sıkıca tokalaşın.
Now niggers got a handshake.
Ζencilerin bir tοkalaşma şekli νardιr.
If you don't learn the handshake, see, niggers change their shit all the time.
Εğer nasιl tοkalaşacağιnι bilmezsen, zenciler bunu hep değiştirirler.
"... it is my privilege to extend to you a laurel and hearty handshake! "
"size çelenk sunma ve hoşgeldiniz deme şerefi bana verildi!"
No, no, dag blame it, gol darn it, the sheriff is a n... As Chairman of the Welcoming Committee it is my privilege to extend a laurel and hearty handshake to our new nigger.
Hayır, hayır, kahretsin, şerif bir zen... karşılama komitesi'nin Başkanı olarak... yeni şerifimize çelenk sunma ve hoşgeldiniz deme şerefi bana verildi... yani yeni zencimize.
That handshake is all I've lived for for as long as I can remember.
Başkan'la el sıkışmak hayatımın tek gayesi.
Look, he gets a handshake and I don't.
Bak sen, onunla el sıkıştın ama benimle değil.
- And that insincere handshake?
Ve bu samimiyetsiz tokalaşmalar.
He has a damp handshake.
Avuçları nemli.
How should I know I have a damp handshake?
Avuçlarım nemliymiş!
The truth is he does have a damp handshake.
Avuçları gerçekten de nemli.
A warm welcome, applause... a handshake and a moment that many... have dreamed of.
Sıcak bir karşılama, alkışlar... bir tokalaşma ve çoğu kişinin... rüyası olan o an.
Will it be a warm handshake or a tender kiss?
Peki, samimi bir şekilde el mi sıkışacağız yoksa yumuşak bir şekilde öpüşecek miyiz?
In this business a handshake doesn't mean dick.
Bu iste el sıkışmak çük demek değildir.
The handshake and the ring, watson, are archaic rituals... Preserved by the 33rd degree members of the secret order of freemasons.
Tokalaşma ve yüzük Watson, Hür Masonlar'ın 33. derecedeki gizli kolunun üyeleri tarafından muhafaza ediliyor.
Golden handshake, innit?
Tazminat.
Feel a cold reluctance in a handshake.
Elimin gönülsüzce sıkıldığını hissediyorum.
Yet, your eyes are so kind, your handshake so soft.
Zira gözleriniz çok sevecen, tokalaşmanız çok yumuşak.
Tell me, why do you have such a limp handshake?
Söyle bana, niçin bu kadar gevşek tokalaşıyorsun?
First I want your handshake you're not gonna pull down on us with your badge and gun.
Önce rozetini ve silahını üzerimize çevirmemen için el sıkışmak istiyorum.
A handshake isn't exactly a binding agreement.
El sıkışmak tam olarak bağlayıcı bir anlaşma değildir.
My take on you is... your handshake is your bond.
Bence el sıkışmak senin senedindir.
Look, is a handshake good enough for you?
Tokalaşmak senin için yeterli mi?
I rejected a handshake and signed my own death warrant
Bana uzanan eli reddettim ve ölüm belgemi imzaladım.
If it picks you up any, I never had a better handshake.
Eğer kendini iyi hissetmeni sağlayacaksa, hayatımda hiç bu kadar güzel tokalaşmadım.
The handshake.
ek sıkışma sahnesi.
At his handshake, bow your head.
El sıkarken başınızı eğin.
What's wrong with coffee and a handshake?
Bir kahve ikram etmek yada el sıkışmanın nesi yanlış.
( IVAN LAUGHING ) IVAN : The old handshake still serves us well, my friend.
Eski anlaşmamız hala işimize yarıyor dostum.
I THINK A HANDSHAKE IS IN ORDER FOR THIS AND I HOPE YOU HAVE A WONDERFUL TIME.
Bence bunun için tokalaşmalıyız... ve umarım harika vakit geçirirsiniz.
Normal, a normal handshake.
Normal. Normal tokalaş.
I trusted a sleazeball like Sam Stone... with our life savings on a handshake deal, and then sat there and watched him take it all away from us.
Bütün tasarruflarımızı bir tokalaşmayla ona verdik ve sonra her şeyimizi alışına seyirci kaldık.
One of those, uh, secret organizations where they give you a secret handshake, and then they
Şu gizli organizasyonlardan biri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]