English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hands up

Hands up translate Turkish

5,368 parallel translation
Come out with your hands up!
Elleriniz havada dışarı çıkın.
Put your hands up on the fence.
Ellerini tel örgünün üzerine koy.
Put your hands up, John.
Ellerini kaldır John.
Come out with your hands up!
Ellerini kaldır ve yukarı çık!
Hands up, hands up, man!
Eller yukarı, eller yukarı, dostum!
Hands up!
Kollar yukarıda!
Put your hands up.
Ellerini havaya kaldır.
Emily Wilson, drop the tablet and put your hands up.
Emily Wilson, tableti bırak ve ellerini kaldır.
- Put your hands up.
- Eller havaya.
Hands up!
Eller yukarı!
With your hands up where I can see them.
Ellerin yukarıda görebileceğim bir yerde olsun.
Step outside the vehicle with your hands up now!
Ellerin havada kamyondan in hemen!
Step outside the vehicle with your hands up!
Eller Yukari arabadan disari cik!
Step outside the vehicle with your hands up!
Ellerin yukarıda araçtan in.
Just come out with your hands up.
Ellerini kaldır ve dışarı çık.
"Throw your hands up in the air!"
# Ellerinizi havaya kaldırın! #
Get those hands up!
Ellerini havaya kaldır!
She's got her hands up high, her feet down low, and that's the way she jig-a-lo... jig-a-lo jig-a-lo!
Vallahi rezalet billahi rezalet Nerede kaldı ezeli rekabet Rek-abet!
Put your hands up.
Ellerini kaldır.
I'm ordering you to throw out your weapon and come out with your hands up, or we start blasting.
Silahlarınızı bırakmanızı ve ellerinizi kaldırarak dışarı çıkmanızı emrediyorum yoksa ateş açarız.
Hands up!
Kaldır!
Keep your hands up.
Ellerin yukarıda kalsın.
Keep your hands up.
Ellerini kaldır.
- AND THEN I PUT MY HANDS UP HERE.
Ben de ellerimi buraya koyayım.
Put your hands up first, use the hand's back.
Önce elini bi kaldır, Ardından arkasını kullan.
Hands up, cop.
Eller yukarı, polis.
Hands up.
Ellerini kaldır.
Get'em up, get your hands up.
Kaldır bakalım, eller havaya.
Hands up.
Eller yukarı.
Thatcher picked up a nail gun and nailed Mr. Arkovich's hands to the slab.
Thatcher eline bir çivi tabancası alıp Bay Arkovich'in ellerini demire çiviledi.
I'm gonna pick you up with my tiny, little arms in my tiny, little hands!
... minicik kollarımla seni minicik ellerime alacağım.
I'm getting pretty fed up with this Shaky Hands bullshit, mothaf...
Bu Titrek Eller zamazingosundan cidden sıkılmaya başladım piç ku...
Well, then how did it end up in that reporter's hands?
Peki nasıl oldu da muhabirin eline geçmesiyle sonuçlandı?
Put your hands up.
- Ellerini kaldır.
Well, when the shit hit the fan at the BBG last week Mr. McNeil he got a bunch of the townsfolk all riled up and together they took the law into their own hands.
Geçen hafta Bellefleur'un Yeri'nde işler boka sardığında Bay McNeil sinirli kasaba halkının bir kısmını topladı ve beraber silahlanıp isyan çıkardılar.
Boy, shaking hands and looking thin really works up an appetite.
El sıkışmak ve zayıf görünmek gerçekten iştahı açıyormuş.
When I clap my hands, you're going to wake up and everything will be back to normal.
Ellerimi çırptığımda uyanacaksın ve her şey normale dönecek.
Okay, so, Hands Across Orson High was not a complete success, but I've gone back to my original concept, which got me in to JP-La- - Mix-It-Up Mondays.
Orson Lisesi El Ele başarılı olmadı. Ama bu sayede JP-La'da aldığım orijinal fikrime geri döndüm. Karışık Pazartesi.
Now, get up and... wash your hands and... burn this couch, and go get your... surprisingly flexible girlfriend back.
Hadi kalk ellerini yıka, bu kanepeyi yak ve gidip şaşırtıcı derecede esnek kız arkadaşını geri kazan!
There was a time when just the thought of being touched by his tiny, clammy hands again made me throw up in my mouth a little.
O küçük, yapışkan ellerinin bana değme düşüncesinin bile beni kusturduğu zamanlar oldu.
"London, Japan, come on, up your hands."
# Londra, Japonya, hadi ellerinizi kaldırın. #
First day you arrived, I asked if anyone was a carpenter, and you eagerly threw up your hands!
Buraya ilk geldiğiniz gün, aranızda marangoz olup olmadığını sorduğumda hevesle elini kaldırmıştın!
They just try to clone me from my corpse, but my DNA gets mixed with the ape's DNA and I end up running around with giant gorilla hands and feet.
Beni cesedimden klonlamak istemişler ama DNA'm goril DNA'sıyla karışmış ve benim de dev goril ellerimle ayaklarım olmuş.
Listen to me. I've managed to cobble together a tiny existence of maybe not happiness, but ok-ness, and you keep trying to pry it out of my hands and blow it up!
Bak, harika olmasa da küçücük idare eder bir hayat kurmayı başardım.
How does Mr. Walker's gun, in Arizona, end up in the hands of a kid shooting up LVPD?
Arizona'daki Bay Walker'ın silahı nasıl oluyor da LVPD'leri vuran çocuğun eline geçiyor? Walker'ı ara.
We fall into enemy hands, we have to spoil the fun and blow her up.
Düşman bölgesine dalıp eğlenceyi bozmalı ve onu havaya uçurmalıyız.
That girl who threw up in her hands, She didn't sit around saying, "Eh, meh, my life sucks."
Barda kendi eline kusan kız etrafta "hayatım berbat" diye söylenmiyor.
Now come on. Hands in. Huddle it up.
Hadi ellerinizi koyun.
♪ So raise up your hands ♪
# Şimdi ellerinizi #
My hands, they got all cut up when they held me down, and they...
Ellerim hep kesilmişti. Beni yere yatırıp da, üzerime...
The guard's corpse is standing up straight. Not only that, his hands are open too.
Bu muhafızın cesedi dimdik ve elleri açık vaziyette duruyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]