English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hang out

Hang out translate Turkish

8,172 parallel translation
Back in high school, every weekend my girlfriends and I would hang out near the Navy base.
Lisedeyken kız arkadaşlarımla donanma üssünün yakınında takılırdık.
- No, hang out.
- Hayır, takılın.
Seriously. - Let's hang out.
Gerçekten.
Well, we'd hang out, like, a couple times a week.
Haftada birkaç kez falan takılırdık.
He likes to hang out sometimes.
Ara sıra takılmayı seviyor.
To choose to just... Hang out and do nothin'.
Öylece oturup hiçbir yapmamayı seçmek.
Nat doesn't hang out here.
Nat buralarda takılmıyor.
The guy with the perfect life needs to hang out with the damaged goods.
Mükemmel bir hayatı olan birinin hasarlı mallarla zaman geçirmeye ihtiyacı olur.
MAYBE WE CAN HANG OUT AGAIN SOON OR SOMETHING
Belki bir ara yine takılırız.
And he's after more. I have every available S.I.S. officer on the streets where these women hang out, but we can't reach them all.
Müsait olan her bir Gizli İstihbarat memuru sokakta, bu kadınların takıldığı yerlerde ama hepsine ulaşamayız.
Finn who lied to me, who used me, who tried to erase me from my own body, and now we're just gonna hang out.
Yani bana yalan söyleyip, beni kullanıp, bedenimden alıkoymaya çalışan Finn. Şimdi de oturup birlikte takılacağız.
This neighborhood isn't a safe place to hang out now.
Şu anda buralarda takılmak pek güvenli değil.
Well, I told her that I had to hang out with my good buddy akio.
Yakın arkadaşım Akio ile takılmam gerektiğini söyledim.
No, we're not gonna hang out.
Hayır, birlikte takılmayacağız.
Feel free to hang out here until your rooms are ready.
Odanız hazır olana kadar burada istediğiniz kadar takılabilirsiniz.
You don't want to hang out with me?
Benimle takılmak istemiyor musun?
Those kids you hang out with suck.
Takıldığın o çocuklar rezil.
He used to hang out with Injun Joe until they had a falling out'cause Injun started cutting the tops of people's heads off.
Eskiden Kızılderili Joe ile takılırdı ta ki araları açılana kadar çünkü Kızılderili insanların kafalarının üst kısmını kesmeye başlamıştı.
I pulled myself up by the straps of my sneakers and I went down to where that man liked to hang out and I scalped him.
Ayakkabılarımın bağcıklarına tutunup kendimi kaldırdım ve o adamın takılmayı sevdiği mekana gittim ve onun kafa derisini yüzdüm.
He lets his kids hang out... 10,000 of them everywhere.
Çocuklarının öylece takılmalarına izin veriyor. Bir dünya çocuk. Her yerdeler.
Come hang out a while and have a few drinks and food, see the rockets'red glare.
Hadi bir süre takıl. Ve biraz yemek ye, içki iç ve havai fişekleri izle.
Hang out with you.
- Seninle takılacağız.
? And then hang out with your owner, Brianna?
Sonra da sahibin Brianna ile takıI.
At first, we tried to ignore the problem and hang out as usual.
Başta bunu sorun etmeyip normal davranmaya çalıştık.
Let it all hang out, man.
Bütün sıkıntın gitsin, dostum.
We can hang out, catch up.
Takılırız, biraz muhabbet ederiz.
So this is where Shawna Baez and Clay Parker used to hang out.
Burası Shawna ve Clay Parker'ın takıldıkları bar demek?
You know, we'll hang out later. I got...
Daha sonra takılırız.
- You know it'll make Joe happy to hang out with his brother a little bit.
Kardeşiyle biraz takılmak Joe'yu mutlu edecek.
She barely wanted to hang out all summer, and then, all of a sudden, she's up my ass.
Yazın benimle pek takılmak istemedi sonra bir anda dibimden ayrılmamaya başladı.
She wants to hang out all the time, - and she cries when I say no. - Mm.
Sürekli birlikte takılmak istiyor hayır dediğimde de ağlıyor.
It's where they hang out.
Orası onların takıldığı yer.
College was the name of a bar that we used to hang out in.
Evet, ben de gitmedim. Üniversite, genelde takıldığımız barın adıydı.
Selina likes to hang out here.
Selina burada takılmayı seviyor.
So it's no use buying me presents or sending me messages or trying to hang out.
Yani bana hediye almanın, mesajlar yollamanın veya benimle takılmaya çalışmanın yararı yok.
People are gonna hang out in banks waiting for handouts from these idiots.
İnsanlar bu aptallardan para kapmak için bankalarda sabahlayacak ha.
She used to hang out here.
Önceden burada takılırdı.
There's an app, Power Seekers, where people tag the spots that Powers hang out.
"Güç arar" diye bir uygulama var. Orada, İnsanlar Güçler'in takıldıkları yerleri etiketliyorlar.
He said that you hang out there.
Senin orada takıldığını söyledi.
You want to hang out just me and you,
Sadece sen ve ben takılalım ister misin,
You know, I'd just hang out with my dad.
Babamla takılırdım.
Now we know howard stark likes to hang out with women.
Şimdi Howard Stark'ın bayanlarla takılmayı sevdiğini biliyoruz.
I mean, we hang out and you live in Silvertown.
Silvertown'da yaşıyorsunuz.
He threatened me that if anybody found out he would hang me on this hook...
Birileri duyarsa beni bu kancaya asacağını söyleyerek tehdit ederdi beni.
Of course, I'm gonna hang onto it until you work out how to get that thing off your arm.
Elbette kolundaki şey nasıl çıkıyor bulana kadar bende duracak.
Three Niner Alpha, QRF is one five Mikes out, you gotta hang in there.
- AMT 5 dakika uzaklıkta.. .. o zamana kadar dayanmanız lazım.
First found out about him, it was a bit of a hang up,
Haberini ilk aldığımda pek mutlu olmadım,
We just... We hang out.
Sadece takılıyoruz.
Hang close, do how I do, and you'll be out of here in no time.
Yaklaş, benim gibi yap, sonra hemen buradan dışarı çık.
You can hang out in my room.
Odamda takılabilirsin.
Dismantle the safety net and hang people out to dry.
Güvenlik ağı yürürlükten kaldırıldı ve bu oyalama taktiği artık kurudu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]