He's like me translate Turkish
2,834 parallel translation
He asked me out to dinner, and before I know it, he's, you know, spearing a fish and cooking it over a campfire like a caveman, and I'm just sitting there in my white taffeta dress and my pearls,
Beni akşam yemeğine çıkarmak istedi, ve ne olup bittiğini anlamadan zıpkınıyla balığı vurmuş, bir mağara adamı gibi kamp ateşinin üzerinde pişirmeye başlamıştı. Ve bense incilerim ve beyaz tafta elbisemle köşede oturuyor çatal bıçak takımımın nerede olduğunu düşünüyordum.
Ryan takes out a Swiss Army knife and he starts starts tape signs to the leg of the bench, okay. Are you kidding me? Yeah, so he's like still standing up or whatever.
Hala orda duruyor gibi
I'm sure Michael's filled your head with lies... but I am not the monster he makes me out to be... and to prove it, I'd like to offer you an olive branch.
Şimdiye Michael'ın aklınızı yalanlarla doldurduğuna şüphem yok ; lakin sandığınız gibi canavarın teki değilim. Bunu kanıtlamak için size barış teklifinde bulunuyorum.
Although it was an idea of? Edward, he did not like the idea of? me and Jacob spending time together.
Fikir Edward'dan çıkmış olsa da, Jacob'la zaman geçireceğim düşüncesinden hoşlanmıyordu.
And now like always, he's sending his friends to spy on me.
Ve her zamanki gibi, beni gözetlemesi için arkadaşlarını gönderiyor.
It's like he's good for me, but he's bad for me.
O benim için hem kötü hem iyi birisi gibi...
Thank you all for your courage on Eric's behalf, he and Cloche are both like family to me.
Eric adına cesaretiniz için hepinize teşekkür ederim. O ve Cloche ailem gibidir.
Now, call me if it looks like he's about to take his first step.
İlk adımını atar gibi olursa beni ara.
It's like He's following me around.
Sanki beni takip ediyor.
- You meet the reanimated body of the guy you beheaded last year, only he's got a new head stitched on with what looks like plastic weed-trimmer line and wears that unique expression of you're-the-man-who-killed-me - last-winter resentment that one so rarely encounters in everyday life.
Tek farkı, vücuduna çim biçme makinesinin plastik çekeceğiyle dikilmiş gibi duran yeni kafası ve suratındaki, insanın hayatı boyunca nadiren karşılaşabileceği o eşsiz "geçen kış beni öldüren herif sensin" ifadesi olması.
He's like, " Hey, that's me, man.
Şöyle diyecektir : " İşte benim adamım.
I mean, it's not like he's saying, "Hey, Mom, it's me, the terrorist."
Sanki, "Anne, benim, terörist olan." falan diyor.
JUST BECAUSE HE'S HERE, YOU'RE GONNA TALK TO ME LIKE THAT?
O burada diye benimle böyle mi konuşacaksın?
Trust me, eventually he's gonna do something to really piss her off, and then all you have to say is something like...
Bana güven, eninde sonunda onu kızdıracak bir şey yapar, ve sonra tek söylemen gereken şey...
He's looking at me like he wants to eat me.
Beni yemek istiyormuş gibi bakıyor.
It's not like he beat the shit out of me every day.
Yani her gün ölesiye, sıçmıyordu ağzıma.
That's why he's talking to me like that.
Bu yüzden öyle konuştu.
He's used to assholes like me coming and making fun of him.
Benim gibilerin gelip, dalga geçmesine alışmış adam.
If this guy's taking you to some sex bunker, he's gonna be freaked out when me and Arnau pull out of this thing like it's a clown car.
Seni bir yere ellemeye falan götürecek olursa araçtan çıktığımız zaman neye uğradığını şaşıracak adam.
The key is to set up a situation where even though the mark knows he's fucking me over, he gets to act like he's doing me a favor, like he's running the grift.
Önemli olan hedef onu siktiğimizi anlasa bile... ona bir iyilik yaptığımızı düşünmesi. Sanki dalavereyi o yönetiyormuş gibi.
My boss's boss is kind of like the wizard of oz, And he has a doctor who's gonna help me.
Patronumun patronu bir çeşit Oz Büyücüsü ve bana yardım edecek bir doktoru var.
No. Ew. I just wanted to hear what his voice sounded like to see if he's the one leaving me dirty messages.
Hayır, sadece arayıp mesaj bırakan şu sapığın o olup olmadığını anlamak için konuşturup sesini duymak istedim.
He's like a father to me.
Benim "peder" gibidir kendisi.
He made it feel like, I dunno... like you and me were the last people left on this planet.
Beni garip hissettirdi. Nasıl diyeyim... Sanki dünyada son ikimiz kalmışız gibi.
It's just like he's looking through me.
Sanki sürekli bana bakıyormuş gibi.
He's a tracker like me.
O da benim gibi bir iz sürücü.
He's like me only awesomer.
Benim gibi ; ama süper biri.
Look, I like the man, he's been good to me.
Ben bu adamı severim. Bana karşı iyidir.
He often told me, "I would like to see Steve McQueen be a little bit more like Coburn and Coburn to be a little bit more like Steve McQueen."
Bana sık sık derdi, "Steve McQueen'i biraz daha Coburn olarak görmek istiyorum." Ve Couborn'u biraz daha Steve gibi görmek istiyorum. "
He didn't look at me like Nicholas and he didn't pretend to look at me like Nicholas and, er, he said good luck to me and he left.
Bana Nicholas'mışım gibi bakmadı ve bana Nicholas'mışım gibi davranmadı. Ve bana iyi şanslar diledi ve gitti.
- When I play this, it feels like he's right here talking to me.
- Ne zaman bunu izlesem sanki babam burada, benimle konuşuyormuş gibi hissediyorum.
He just... stared at me, like he wanted to do something awful.
Aniden önüme çıkıverdi. Sanki zarar verici bir şeyler yapacakmış gibi.
He's, he teaches me, he's like a, like an uncle, like a bartending uncle.
o, bana ogreten, o bir amca gibi, bir barmen amca.
Just saying it out loud sounds crazy, but... It's like I knew that he would never stop loving me, like he would never...
Dışından söyleyince çılgınca geliyor ama sanki beni sevmeyi asla bırakmayacağını biliyor gibiydim.
- Even if he's going to post a photo like this of me if you do?
Eğer çıkarsan böyle bir resmimi yükleyecek olsa bile mi?
Now tell me, what's he like?
- Şimdi söyle bana, nasıl görünüyor?
You know, maybe he's like me.
Belki benim gibidir.
No no, He's supposed to look like just another victim, you know, so it doesn't get traced back to me.
Hayır, yok, onun başka bir kurbanmış gibi görünmesi gerek. Böylece soruşturmanın ucu bana uzanmaz.
He's the one who looks like me!
Ben ona benziyorum.
But it looks like he has blown me off.
Ama görünüşe göre beni fena çarpmış.
I'm not jealous of Phil, I just feel like he's out to get me.
Phil'i kıskanmıyorum. Sadece beni aşağılamak için uğraşıyor.
Now he's looking like an addict to me.
- Şimdi de bağımlı gibi görünüyor bana.
I got the other one under control, but this Marshal seems like he's just gonna keep coming at me.
Diğer adam kontrolüm altında ama bu şerif ayak bağı olacak gibi.
I think he's got, like, a crush on me or something.
Sanırım bana tutulmuş ya da onun gibi bir şey.
I thought he'd be a lot more supportive and it's like... it's like he's trying to hold me back.
Daha destekçi olacağını düşünmüştüm ama o sanki... Sanki beni zaptediyormuş gibi.
He's never looked at me like that. Not even before his accident.
Bana hiçbir zaman öyle bakmamıştı hatta kazadan bile önce.
I like him. Just because you like him doesn't mean he's not a tool. Well, he helps me pass the time away when I drive.
- Herkes sevecek değil ya
It's like a fingerprint of energy. Sort of in a constant cycle. So he's going to continue to scare the hell out of me.
O bir enerjidir ve.. ben de bişeyler yapıcam
I feel absolutely taken apart, as though he's had a whole session of talking to me, you know, holding me like a bird and I'm trying to bite my way out of it.
Parçalarıma ayrılmış gibi hissediyorum. Sanki benimle konuşmak için bir seans ayarlamış da elinde beni kuş gibi tutmuş ve ben de kurtulmak istiyormuşumcasına.
I mean, he's like a father to me.
Benim için baba gibi.
And it's kinda like he gave it up for me.
Benim için işinden vazgeçti.
he's like 287
he's like a brother to me 18
he's like you 27
like me 894
like men 24
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
he's like a brother to me 18
he's like you 27
like me 894
like men 24
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499