English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He's my baby

He's my baby translate Turkish

232 parallel translation
"It's from my Willie, I haven't seen him since he was a baby."
Telgraf Willi'mden. Onu bebekliğinden beri görmedim.
- He's gonna mark my baby.
- Bebeğimi lanetleyecek.
Well, I gave him my baby to kiss and he bit it on the head.
Öpsün diye bebeğimi verdim kafasını ısırdı.
My friend's name is Curt and he wants to talk to you, baby.
Arkadaşım Curt seninle konuşmak istiyor, bebek.
finger raised him as do babies, told her mother afterwards she took hold of his finger the way baby does He told my mother afterwards, that it was a minute before the tender little grip eased
her zaman yaparlar ya. Babam sonradan anlatmış anneme... bir an, kısacık bir an sımsıkı tutmuş parmağını.
He says he's my baby.
Benim bebeğim olduğunu söyledi.
He's fallen asleep, my baby.
Bebeğim uyuyakalmış.
He came to warn me that Damien Thorn is the Antichrist, and he'll murder my baby, like he's killed these others that were born on the same day.
Damien Thorn'un Deccal olduğunu... ve aynı gün doğan diğer bebekleri öldürdüğü gibi benim bebeğimi de öldüreceğini söyledi.
He's doing something to my baby.
O bebeğime bir şey yapıyor.
What's he doing to my baby?
Bebeğime ne yapıyor?
He's after my baby... and if I don't try to do something about it, who will?
O, benim bebeğimin peşinde... Ve ben bir şeyler yapmazsam kim yapacak?
I see my tired baby sitting there, and I know he's got to get up early.
Orada oturan yorgun bebeğimi gördüm. Sabah erken kalkacak.
Come on baby, light my fire What's he doing?
Buna inanamıyorum!
I am not having a baby, and he's not my father.
Baban söyledi. Hamile değilim ve o benim babam değil.
You know, sometimes at night he'll grab my knee, squeeze it and say : " Go on, say it. Who's the king, baby?
Bazı geceler dizimi yakalayıp sıkar ve "Söyle hadi," der... " Kimmiş kral, güzelim?
He's gonna stay with me when I have my baby.
Bebeğimi doğurduğumda yanımda olacak.
He can keep the big TV, but he's not gonna hurt my baby, no he's not.
Büyük televizyon onda kalsın, yeter ki bebeğime zarar vermesin.
My baby's in a coma and he fires me.
Oğlum komadayken kovdu.
- He's got my baby!
- Bebeğimi aldı!
He's not my little baby anymore.
Artık benim küçük oğlum değil.
When my baby's President, will he still have time for me?
Bebeğim başkan olduğunda acaba bana ayıracak vakti olacak mı?
He's trying to keep me from my baby.
Beni bebeğimden uzak tutmak istiyor.
He will- - On my baby's life.
Bebeğimin hayatında olacak.
He's my baby.
- O benim bebeğim.
Carla, I realize there's going to be a baby here and he's gonna be as much my responsibility as yours.
Carla, bir bebek doğuracağının farkındayım... ... ve senin olduğu kadar benim de sorumluluğum olacak.
You tell me I gave the baby life, right, that he's my responsibility.
Bebeğe benim hayat verdiğimi söyledin, değil mi?
He was my... my baby brother, and he's not coming home.
Sağ ol. Bobby, dün yaptığın kepazelikti. Müvekkilim ve görevim var.
He'll always be in my baby's life.
Her zaman bebeğimin hayatında olacak.
He's my baby brother.
O benim küçük kardeşim.
He's my baby!
O benim bebeğim!
He's my baby.
O benim bebeğim.
So, I think my brother's coming around to the idea because he got me a Baby Bjorn.
Tamam. Sanırım ağabeyim bu fikre ısınmaya başladı çünkü bana Bjorn Bebek almış.
Maybe my writing will help Xena's baby figure out who he or she really is.
Belki yazdığım öykülerin, Zeyna'nın bebeğine, kim olduğunu bulması konusunda yardımı olur.
Oh, does my baby feel like he's got a little competition?
Ahh, bebeğim kendini bir rekabet içinde gibi mi hissetmiş?
He's my baby, my precious gift from God.
O benim değerli bebeğim, tanrının armağanı.
And then you're right back to the day it happened. He's still my baby, Peter.
Sonra olayın olduğu güne dönüyorsun O hâlâ benim bebeğim Peter.
- He could be my baby's stepfather.
- Bebeğimin üvey babası olabilir.
Like I said, he took all of our presents, he took my CD collection, he even took Day-Day's baby pictures.
Söylediğim gibi, bütün hediyelerimizi çaldı.. CD koleksiyonumu çaldı.. Hatta Danny'nin bebeklik resimlerini bile çaldı!
He's my brother, baby, yeah!
O benim kardeşim bebek Evet
He's a prototype a blueprint for my family of baby assassins.
O benim....... bebek suiakstçilerim için bir prototip.
Fighting with a dude at the Laundromat because he hit on my baby's mama?
Benim bebeğimin annesine vurduğu için, Laundromat'ta biriye kavga etmek mi?
No, he's my baby.
- Hayır, o benim bebeğim.
No, he's my baby.
Hayır, o benim bebeğim.
For all you know, he's a murderer... and he's out there with my baby.
Tek bildiğiniz, bir katil ve dışarıda bir yerde bebeğimle beraber olduğu.
My baby boy gets shy around new people, but he'll warm up to you, especially the girls.
Benim bebeğim yeni insanların yanında utangaçlaşır, ama sana ısınacaktır, özeellikle kızlara çabuk ısınır.
Paul, my husband, he's dying, and I want to have his baby.
Paul, eşim ölüyor ve bu bebeği ben istiyorum.
He's my baby brother.
O benim bebek erkek kardeşim.
No, he won't let me lift my arm above my head in case it stretches Baby. This stinks.
- Hayır, bebeği zorlarım diye kolumu kafamın yukarısına kaldırmama izin vermiyor.
He's my baby.
O benim biricik bebeğim.
He's a - a lying, cheating, conniving liar... and I won't let you send my precious baby boy away.
O bir yalancı, kalleş, işbirlikçi ve bebeğimi yaban ellere göndermene izin vermeyeceğim.
Where is he? There's my baby.
Bebeğim de buradaymış!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]