He left translate Turkish
18,575 parallel translation
So, after he left you, after he took your money and disappeared, when was the next time that you saw him?
Peki seni bıraktıktan sonra, tüm paranı alıp ortadan kaybolduktan sonra ilk ne zaman gördün?
Um, Dylan's dad found out about it, and he left me, and, um, I married that guy.
Dylan'ın babası öğrenip beni terk etti ve o adamla evlendim.
He left me for dead.
- Ölmeye bıraktı beni.
And then he left.
- Sonrasında gitti. - Gitti mi?
He left? What do you mean, he left?
Ne demek gitti?
He left early for school, Mrs. Bowman.
Erkenden okula gitti bayan Bowman.
When that boy, when he left you... He left you without a word. Right?
O çocuk seni terk ettiğinde tek bir kelime dahi etmedi.
No, his spirit left him when he left us.
Hayır, ruhu bizi terk ettiğinden yok oldu.
Of course he liked Leonor, but he left it for us and for your Aunt Audrey.
Tabii ki Leonor'u seviyordu. Ama burayı bizim için ve Halan Audrey için bıraktı.
Because he left a trail of bodies about 6 miles long, that's why.
Çünkü 9.5 km boyunca cesetlerinin izini bıraktı.
And then when I was released, he still tried to turn her against me, saying that I was unstable, and... he just wanted me out of the way, but thankfully, she knew it, and that is why she left him.
Taburcu edildiğimde onu bana karşı mevkii etmeye çalıştı. Güvenilmez olduğumu söyledi ve... Benim aradan çekilmemi istedi ama neyse ki annem anladı ve bu yüzden onu terk etti.
This house here belonged to Father Thomas Biaggio himself, he left his inheritance for me and Sister Maria Lúcia.
Bu ev Peder Thomas Biaggio'ya aitti. Mirasını bana ve Rahibe Maria Lúcia'ya bıraktı.
Has he left?
Oda boşaltıldı.
I already did, but I wanted you to see his face... the family he left behind.
Çoktan sildim ama yüzünü, ardında bıraktığı aileyi görmeni istedim.
He left.
Çıktı o.
If he left me, I would be ruined.
Beni bıraksa mahvolurdum.
- He left to go meet him.
- Onunla buluşmaya gitti.
Which is why he left you with no choice but to take matters into your own hands.
O yüzden sana kendi göbeğini kendin kesmekten başka çare bırakmadı.
We were. A year ago, before he left.
Bir yıl önce, o gitmeden.
But then he left pro ball and he turned his life around.
Sonra profesyonel basketbolu bıraktı ve hayatını kökten değiştirdi.
I supported him when he left pro ball.
Profesyonel basketbolu bıraktığında ona destek oldum.
When he left, I missed him.
Gittiği zaman ben de onu özledim.
Knox's killer was probably a Lobos associate tying up loose ends, and there was no forced entry, so unless he left the window open, he knew his killer and let him in.
Knox'un katili muhtemelen Lobos'un tetikçilerindendi yarım kalan işleri hallediyordu, zorla giriş yoktu zaten daireye tabii pencereyi açık bırakmadıysa, katilini biliyordu ve onu içeri aldı.
They say he left Kattegat a boy and came back a man.
Kattegat'tan bir çocuk olarak ayrıldığını, bir adam olarak dödüğünü söylüyorlar.
He left soon after his defeat in Paris.
Paris'teki yenilginin ardından ayrıldı.
He left shortly after you did.
Sen ayrıldıktan kısa süre sonra o da ayrıldı.
But he left there, too, after being suspended.
Ama buradan da uzaklaştırma alınca ayrılmış.
He left the place to me.
Burayı bana bıraktı.
He left right after sound check.
Anlaştıktan hemen sonra ayrıldı.
He left with a man in a taxi and said he would return later.
Taksici adamla ayrıldı. Döneceğini söyledi.
He left a message.
- Bir mesaj bıraktı.
Even if, in the end, he's left with nothing but the scars of his failures.
Öyle bile olsa, sonunda o izlerde başarısızlıktan başka bir şey olmayacaktır.
He knows what happens when enemies are left to fester in their hatred.
Düşmanlarını nefret içinde bırakınca neler olacağını biliyordu.
He let me go, so I left.
Gitmeme izin verdi, ben de gittim.
When you left, he was there, and he'll always be there.
Gittiğinde o vardı. Hâlâ da o var.
Now he was with us well and good when we left.
Ayrıldığımızda sağ salim bizimle beraberdi.
You remember if he ever left the party with someone?
Partiyi hiç biriyle bıraktığını hatırlıyor musun?
I haven't left him, and I think it's because... he continues to show me a good time.
Onu terk etmedim, bence bunun sebebi... Beni iyi yaşatıyor, yaptığım her şeyi beğeniyor.
All right, he didn't have a name, but tucked inside his left shoe, he did have something.
Pekala, bir ismi yoktu ama sol ayakkabısının içine tıkıştırılmış bir şey vardı.
- He left?
- Gitti mi?
He could've left Emile with a hot shot.
Emile'i hazır bir iğneyle bırakmış olabilir.
Because he resides in the train yard, as the story goes, because Kevin's dad left on a train.
Çünkü hikâyeye göre Kevin'ın babası bir trene binip gittiği için Canavar tren garında yaşıyor.
What do you think is gonna happen if I arrest the only family he's got left?
Kalan son aile ferdini de tutuklarsam... sence neler olur?
He wanted to know if I would invest the $ 7,500 that he has left over from his hand money.
Onun payına düşen 7.500 dolarla, yatırım yapabilir miyim diye sordu.
But he's left this.
Ama bunu bırakmış.
What do you think's gonna happen if I arrest the only family he's got left?
Ailesinden kalan tek kişiyi de tutuklarsam ne olacak?
Or maybe he would have sent the RHIB to chase down that vessel and left the James in position.
Belki de tekneyi takip etmesi için lastik botu gönderir ve geminin mevkisini korurdu.
He's doing good work, but it's as if something is left out of these reports, something he's hiding.
İyi iş çıkarıyor ama bu raporlarda bir şey eksik gibi gözüküyor sakladığı bir şey.
Tell him that the guy he's looking for has a cobra tattoo on his left arm.
Ona aradığı adamın sol elinde kobra dövmesi olduğunu söyleyin.
Tell Duval the guy he's looking for has a cobra tattoo on his left forearm.
Duval'a aradığı adamın sol elinde kobra dövmesi olduğunu söyle.
When I was inside, motherfucker stuck this Puerto Rican nigga and left a card just like that on top of him while he bled the fuck out.
İçerideyken, bu orospu çocuğu Porto Rikolu zenci kan kaybından geberip giderken, üzerine bu karttan koyardı.
he left me 64
he left us 23
he left her 20
he left you 17
he left a message 22
he left a note 30
he left you his practice 16
left 1878
lefty 72
leftovers 21
he left us 23
he left her 20
he left you 17
he left a message 22
he left a note 30
he left you his practice 16
left 1878
lefty 72
leftovers 21
left side 49
left and right 28
left a message 20
left or right 39
left arm 20
left turn 39
left here 19
left to right 23
left face 22
left foot 46
left and right 28
left a message 20
left or right 39
left arm 20
left turn 39
left here 19
left to right 23
left face 22
left foot 46