English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He left you

He left you translate Turkish

2,634 parallel translation
What, he left you alone for three months?
Ne yani, seni üç aydır yalnız mı bıraktı?
So he left you with nothing?
Öyleyse sana hiç bir şey bırakmadı?
He left you his practice.
Kliniğini sana bıraktı.
- He left you his practice.
Kliniğini sana bıraktı.
- He left you his practice.
- Sana kliniğini bıraktı.
He left you his practice.
Sana kliniğini bıraktı.
But you were also mad that he left you behind.
Ama seni geride bıraktığı için de kızgınsın.
He left you after he has slept with you?
Seninle beraber olduktan sonra seni terk mi etti?
I promised you on your wedding day that I would be here when he left you.
Düğün gününde seni terk ederse yanında olacağıma dair söz vermiştim.
He left you and he left the kid and now he has a whim to be a family again and I'm, frankly, a little shocked.
Seni ve çocuğunu terk etti şimdi yeniden ailesiyle birlikte olmak istiyor şaşırdım açıkçası biraz.
Yeah, we found this note he left you.
Sana bıraktığı mektubu bulduk.
And he left you all that stolen loot to live on?
Ve geçinmek için tüm çaldıklarını sana mı bıraktı?
He left you his brain.
Seni kafasından atmış.
He's lying across you on her left side.
Sol tarafı üzerine sana göre ters yatmış durumda. Orada.
I just told Leo about my affair, and he left me, so I am going to India, and by the way, you're dead to me.
- Leo'ya az önce ilişkimi söyledim ve beni terk etti. - Bu yüzden, Hindistan'a gidiyorum. Bu arada, benim için öldün.
No, are you kidding me? I mean, this piano is practically all I have left of my brother. Except for, you know, all the DNA he left on the couch.
Bu piyano, abimden bana yadigar kalan tek şey tabii kanepeye yerlere duvarlara ve merdivenlere bıraktığı DNA kalıntıları hariç ama onu klonlamayı düşünmediğimden, piyano ondan kalan tek şey oluyor.
Well, he called me after he heard your message that you left last night.
Dün gece bıraktığın mesajı dinleyince beni aradı.
Well, so, you're saying he's targeting left-handed soccer players?
Solak futbol oyuncularını mı hedef alıyor diyorsun yani?
Was he happy when you left him yesterday?
Dün ayrıldığınızda mutlu muydu?
Because, Sindy, we found Cliff in that motel room not long after you left, and he was dead.
Çünkü, Sindy, sen ayrıldıktan az sonra Cliff'i motel odasında ölü bulduk.
You see, we had an argument, and he packed some things and left.
Anlarsınız, biraz tartıştık, Bazı eşyalarını toplayıp ayrıldı.
You see, we had an argument, and he packed some things and left.
Anlarsınız, biraz tartıştık, Bazı eşyalarını toplayıp ayrıldı. eşyalarını toplayıp ayrıldı.
How do you know he can't use his left hand for sure?
Sol elini kullanamadığını tam olarak nasıl biliyorsun?
Mr. Zurn, did Bethel tell you that he had severe arthritis in his left hand, making it impossible for him to have strangled Sheila Hanson?
Bay Zurn, Bethel size sol elinde şiddetli bir artrit olduğunu ve bunun Sheila Hanson'ı öldürmesini imkânsız hale getirdiğini söylemiş miydi?
But I left it on so you could see what he did to me.
Ama yine de bana ne yaptığını görebilesiniz diye yerinde bıraktım.
Has he spoken to you since he left?
Ayrılmadan önce seninle konuştu mu?
'Cause, as he puts it You can't torture someone who has nothing left for you to take away.
"Çünkü" onun dediği gibi Sen birine işkence edemezsin seni ortadan kaldırmak için hiçbir şeyi olmayan birine.
He's a dirty public servant, and I think it's why you left.
O ahlaksız bir kamu görevlisi. Senin de bu yüzden ayrıldığını düşünüyorum.
What, are you worried he left an open bar tab?
E, barda hesabını açık unuttuğundan mı endişelisin?
I hope Caleb comes back soon'cause ever since he left, you've been a total crank.
Umarım Caleb çabuk döner çünkü o gittiğinden beri çok huysuzsun.
Well, maybe if you had dressed like a slut, he wouldn't have left!
Belki de şırfıntı gibi giyinmeseydin için seni terk etmezdi.
If he goes down, what are you left with?
Eğer giderse sana ne olacak?
He froze to death, and you left him.
Ölümüne donacaktı ve siz onu terk ettiniz.
If you're a woman and a guy's ever said anything romantic to you, he just left off the second part that would have made you sick if you could have heard it.
Eğer kadınsanız ve bir erkek size romantik bir şey söylediyse ikinci kısmı atmış demektir. Duyduğunuz zaman midenizi bulandıracak olan kısmı.
He must have left you something!
Size bir şeyler bırakmış olmalı.
No, you are the reason he left, aren't you?
Buradan gitmesinin sebebi sensin değil mi?
When we left you, he - - when I left you...
Seni terk ettiğimizde - - Seni terk ettiğimde..
You sat on the right, he sat on the left.
Sen sağda, o solda oturdu.
You should have seen the look in her eyes when he left me there all alone.
Andrew'un beni orada yapayalnız bıraktığındaki yüz ifadesini görmeliydin.
He left when you were little, too?
Sen de mi küçükken terk edildin?
He knows you left, and he's flipping out.
Ayrıldığını biliyor. Kafayı yemiş durumda.
Nah just busy... what? The day i was born he left you probably think that even global warming is happening'cause of you... right? !
Küresel ısınmayı da senden kaynaklandığını düşünüyorsun?
All I wanted was one night with my guy, some Halloween fun, some crafting in a house that I love and have bled for, and you ruined it, and he left. And now he's out at the bars.
Tek isteğim, erkeğimle bir gece geçirmek, Cadılar Bayramı eğlencesi düzenlemek, sevdiğim ve uğruna kan döktüğüm ev için elişi yapmaktı, ama işleri mahvettin, o da gitti.
= Although the name of that person is not the same as what you said, = = he left the hospital a few days ago. =
Söylediğin isimle aynı olmasa da birkaç gün önce hastaneden ayrıldı.
He's left you to take the rap.
- Seni sırtından bıçakladı.
You need to know when his flight arrives, what vehicle he's driving... every detail down to where he's gonna make a left turn.
Uçağının ne zaman ineceğini nasıl bir araç kullandığını nerede sola döneceğine kadar uzanan ayrıntılar silsilesini bilmeniz gerekmektedir.
He came by the apartment right after you left.
Hemen senin ardından o geldi.
You know, if he can't see what he left behind then maybe you shouldn't be together.
Arkasında neyi bıraktığının farkında değilse belki de birlikte olmamalısınız.
This woman that he left with- - do you know her?
Beraber çıktığı kadını tanıyor musun?
And you're bold enough to meet a complete stranger in the park just because he left a note in your wallet.
Cüzdanına bir not bıraktı diye sana tamamen yabancı biriyle bir parkta buluşacak kadar cesursun.
He believed that the biggest stars left the biggest impression and it was bigger than just their art, you know.
En büyük yıldızların en büyük etkiyi yarattığına, etkinin sanattan daha büyük olduğuna inanırdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]