He left us translate Turkish
748 parallel translation
Because he left us for that old World's Fair.
Çünkü bizi Dünya Fuarı yüzünden bıraktı.
He left us with a smile on his lips, and his last words were :
Bizden ayrılırken gülümsüyordu, son sözleri ise...
Don't you see he left us alone on purpose?
Bizi neden yalnız bıraktığını anlamıyor musun?
But he left us to die.
Bizi ölüme terketti.
He was a boy when he left us, now he's a man.
Gittiğinde bir çocuktu, şimdi bir adam.
I said we'd tell him, we'd tell him all about Meadows, the whole lot, if he left us out of it.
Cummings'e telefon eder etmez geldim. Meadows'la ilgili her şeyi anlatacağız dedim. - Bizi bu işten kurtarabilir.
He left us and took the rifle with him, that coward!
Bizi terkedip onunla birlikte oldu, korkağın birisi o.
Because he left us all!
- Çünkü o hepimizi terk etti!
- He left us for a few moments.
- Bizden bir süreliğine ayrıldı. - Bizden ayrıldı!
Before he left us.
Aramızdan ayrılmadan önce.
But he left us a wonderful legacy in his music.
Ama bu müzikle bize harika bir miras bıraktı.
He'll be leaving us soon, and we shall be left alone.
Yakında yanımızdan ayrılacak, yalnız kalacağız.
Can you tell us when he left this nice peaceful world?
Dünyadan ne zaman ayrıldığını söyleyebilir misin?
How much we got left of that $ 10 he gave us, Dobbsie?
Verdiği 10 dolardan geriye ne kaldı?
When he left just then he warned us not to expect him.
Giderken onu beklemememizi söyledi. Çok yorgundu!
He was so nice to us when he left the hospital...
Hastaneden ayrıldığında bize karşı çok kibardı...
He's with his father, but he left his word with us and taught us how to use it.
O Babasının yanında ama sözü bizimle. Onu kullanmayı öğretti.
Ηe had a drink with us, and then he left with Jo.
Bizimle birşeyler içti, sonra da Jo ile gitti.
Now he can't. We certainly left him with something to remember us by.
Bizi gerçekten unutmayacağı bir anıyla terkettik onu.
He would have left a garrison here, taken back the spoils to Macedonia in what little fleet we have left, forced Athens into supporting us, then invaded with an army five times as strong.
Burada bir garnizon bırakırdı elimizde kalan ufak filoyla ganimeti Makedonya'ya götürürdü Atinalıları bizi desteklemeye zorlardı, sonra da 5 kat güçlü bir orduyla istila ederdi.
You can't expect us to nab the man instantly when he left no clues at all.
Hiçbir ipucu bırakmamışken adamı hemen enseleyeceğimizi bekleyemezsiniz.
If he has one spark of decency left, he's got to listen to us.
Birazcık insafı kalmışsa, bizi dinlemesi gerekir.
Marching us until we're ready to drop and he's the only one left.
Ölelim diye yürütüyor bizi.
He turned around and left us there.
Arkasını döndü ve bizi öylece bıraktı. - Ya sonra?
He was really disappointed you left us that night
Dün gece bizi bırakıp gittiğin için hayal kırıklığına uğradı.
And now, since he's left, tell us some story.
Artıkbizi eğlendirebilirsiniz. - Evet!
He's left us no choice.
Başka seçenek bırakmadı bize.
Fortunately Master Lu has instructed us before he left.
Long Usta'nın gitmeden önce dedikleri aklımıza geldi.
He led us right into your hands and left me with a gang of cut-throats.
Bizi dibinize kadar soktu ve beni de bir grup katilin arasında terk etti.
He sure left us bare, ain't that right?
Bizi çıplak bırakıp gitti, öyle değil mi?
Well, he could have left us nothing.
o bizden asla ayrılamazdı.
He abandoned us completely and left me as if I were worthless.
Bizi tamamen yüz üstü bıraktı ve beni de değersiz bir şey gibi ortada bıraktı.
At least he's left us enough meat to get to the river.
En azından bizden ayrıldı için nehirden gelecek et bize yeter.
Suppose he went off and left us?
Farz et ki bizi bırakıp gitti?
Let's make the most of the night he's left us
Bize sağladığı geceden faydalanmaya bakalım.
He took everything he wanted and the rest of us got what was left.
İstediği her şeyi alırdı bizler de ne kalmışsa onu alırdık.
Pa left Plum Creek at daybreak, and worked all day in Hanson's mill earning lumber he needed to build us a house.
Babam şafakta Plum Creek'ten gidip bütün gün Hanson'ın mil atölyesinde çalıştı. bize bir ev inşa etmek için gerekli ahşabı almak için.
He would hate us if we left him behind.
Eğer onu bırakırsak bizden nefret edecektir.
Maybe he took our key and left us the duplicate.
Belki anahtarımızı alıp bize yedeğini bırakmıştır.
At this moment, he's on the Queen Mary... which left a day and a half ahead of us.
Şu anda kendisi Queen Mary gemisinde ki bizden birbuçuk gün önce yola çıktılar.
He's been helping us a little... but not with money, just words... so it's been left for us to manage somehow.
Bize biraz yardım etti.. .. ama para yerine öğüt verdi. Başımızın çaresine bakmak zorunda kaldık.
He's left us, hasn't he?
Bizi terkedip gitti, öyle mi?
He left without us!
Bizi bırakıp gitmiş.
We'd left the camp... after we had inoculated the children for polio, and this old man came running after us, and he was crying.
Çocuk felcine karşı... aşı yaptıktan sonra kamptan ayrıldık, ve yaşlı bir adam koşarak arkamızdan geldi, ağlıyordu.
He heard us out politely, Reminded us how late it was, And then he suggested that it would be better if we left.
Bizi nazikçe dinledi saatin geç olduğunu hatırlattı ve ardından gitmemizin iyi olacağını önerdi.
Mr. Simon, the broker who was recommended to us is an active fellow, and says he has left no stone unturned to help you.
- İzninizle. Bize önerdikleri Noter Simon sizin için elinden geleni yaptığını söylüyor.
Before you left he already has checkmated us ;
Biliyorsun ki bizim başka....... gelir kaynağımız yok
As long as there's one of us left, he will kill you all for revenge.
Ama ne olursa olsun mutlaka... intikamımız alınacaktır!
He's left us.
Onu unut bundan böyle, unut.
I'm afraid he's quite literally left us in the dust.
Korkarım bizi kelimenin tam anlamıyla toz içerisinde bırakıp gitti.
A man whom none of us have seen since he left town.
Kentten ayrıldığından beri hiçbirimizin görmediği biri.
he left 363
he left me 64
he left her 20
he left you 17
he left a message 22
he left a note 30
he left you his practice 16
used 73
usagi 51
usher 82
he left me 64
he left her 20
he left you 17
he left a message 22
he left a note 30
he left you his practice 16
used 73
usagi 51
usher 82
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use this one 17
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use this one 17