Headed your way translate Turkish
217 parallel translation
They're probably headed your way, too.
Muhtemelen size doğru da gelecekler.
Headed your way, Tom.
Senin o tarafa geliyor, Tom.
The suspect's headed your way, north on Highway 12.
Şüpheli sizin yolunuzda ilerliyor, 12. karayolundan kuzeye doğru.
He's headed your way, guys.
Size doğru geliyor çocuklar.
Suspect headed your way! Intercept him!
Şüpheli size doğru geliyor, hemen yakalayın!
I thought you ought to know there's a whole lot of cops headed your way.
Düşündüm ki, sana doğru bir sürü polisin geldiğini bilmen gerekebilir.
But pudding', Batman has headed your way!
Ama tatlım, Batman size doğru geliyor!
Captain, we just detected a large force of Dominion ships headed your way.
Kaptan, çok sayıda Dominion gemisinin size yaklaştığını tespit ettik.
He must be headed your way.
- Sana doğru gelmiş olmalı.
He must be headed your way.
- Karşına çıkmış olmalıydı.
He's headed your way. He's headed your way.
Yolunuzun üzerinde.
Sheriff, right now there's an air campaign headed your way with instructions to bomb and gas that mine in exactly 62 minutes and counting.
Şerif, şu anda size doğru gelen bir hava filosu var. O maden ocağını tam 62 dakika sonra bombalayıp, gaz vermeleri emredilmiştir.
He's headed your way.
Senin tarafına geliyor.
Position One she's not headed your way.
Bir Nolu Mevki, sana yönelmedi.
We're headed your way.
Size doğru geliyoruz.
There's a giant tarantula headed your way.
Size doğru gelen dev bir tarantula var.
There's a large party headed your way.
Size doğru gelen büyük bir grup var.
Eight units headed your way.
8 devriye size doğru geliyor.
Trinity, I got some serious activity headed your way.
Trinity, sana yaklaşan birileri var.
You got some black ass karma headed your way, superfreak,
Senin önünü kesen kötü bir kaderin varmış süperkaçık.
He's headed your way... and probably right for you.
Sana doğru geliyor... ve muhtemelen senin için geliyor.
It's headed your way.
YoIunuzun üzerinde.
Colonel, two hostiles are headed your way.
Yarbay, iki saldırgan senin oraya geliyor.
- I knew they were headed your way.
- Kinsey ve ekibin senin tarafına geldiklerini biliyordum.
She's headed your way.
Oraya geliyor.
Electrical storm headed your way!
Elektrik fırtınası o tarafa geliyor!
Northwest corridor. We're headed your way.
Kuzeybatı koridorundan sana doğru geliyorlar.
Tango headed your way.
Güvenlik sana doğru geliyor.
Phoenix, you've got company. Tango headed your way. ETA 20 seconds.
Anka Kuşu, nöbetçiler sana doğru geliyor. 20 saniyen var.
- Sidewinder, we're headed your way.
Yan Yumruk, sana doğru geliyoruz.
He's headed your way.
Güvenlik, geri dönün! Size doğru gidiyor.
She's headed your way!
Sana doğru geldi!
I'm headed your way.
Seni yolda bulurum.
We've got reason to believe that Grodd's headed your way.
Grodd'un senin tarafta olduğuna inanıyoruz.
We're headed your way.
Geliyoruz.
Their fighters will already be headed your way.
Savaşçıları çoktan sana doğru yöneldiler.
Gideon, he may be headed your way.
Gideon, senin geldiğin yoldan kaçıyor olabilir.
I repeat, they're headed your way.
Tekrarlıyorum, size doğru geliyorlar.
headed your way.
Size doğru yöneldi.
He's headed your way. Get out now.
O tarafa geliyor.
tall, dark, and "drinky" headed your way.
İşte uzun, esmer ve sarhoş..
I'm headed your way.
Sana doğru geliyorum.
There is a herd of killer rabbits headed this way, and we desperately need your help.
Katil tavşan sürüsü bu tarafa geliyor. Sizin yardımınıza ihtiyacımız var.
COULD BE HEADED UP YOUR WAY.
- Söylemesi zor.
Tell your people there's danger headed this way.
İnsanlarına bu tarafa doğru gelen bir tehlikenin olduğunu söyle.
That kid might be headed up your way. I'll come up from behind. Over.
Çocuk senin tarafına geliyor olabilir, ben de arkadan geliyorum.
If I hadn't been so bull-headed and taken you up on your offer Martha and I'd probably be on our way to dinner.
Eğer o kadar dik kafalı davranmayıp teklifini kabul etseydim Martha ve ben şu anda yemek yiyor olurduk.
Colonel, three bandits headed your way.
Albay, üç haydut size doğru geliyor.
Because Bunny, despite knowing nothing of your scheme, was, in her muddle-headed way, revealing it all.
İncilerini çıkar. Charlotte Blacklock, seni cinayet suçuyla tutukluyorum.
And in'47 Branch Rickey signed Jackie Robinson so your league was on the way out and you were headed for a bankruptcy.
Ve 1947 yılında, Branch Rickey Jackie Robinson'ı aldı ve senin ligin, yolun dışında kaldı, sen de batmaya başladın.
Your experience with the Ori could go a long way towards convincing him of the dangers headed our way.
Önümüze çıkabilecek tehlikeleri anlatmak açısından Ori'yle yaşadıkların ikna edici olabilir.
your way 36
wayne 745
ways 66
wayland 30
waylon 24
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
wayne 745
ways 66
wayland 30
waylon 24
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
wayward pines 19
way tie 16
way out 21
way better 36
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
wayward pines 19
way tie 16
way out 21