English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Way too long

Way too long translate Turkish

402 parallel translation
You've had things your own way too long, and now you're not gonna have them any longer.
Kendi tarzınız da çok fazla şey yaptınız. Artık onlara sahip olamayacaksınız.
I've been living one way too long.
Her zaman tek taraflı yaşadım.
Hell, I've been here way too long as it...
Uzun zaman kaldim burada.
You've been working the wrong side of the law way too long.
Uzun zamandır yasaların yanlış tarafında çalışıyorsun.
Way too long.
Bayağı çok.
And whenever you do that, you end up with a problem of having a film at times that is way too long and a film that doesn't have a really strong narrative line in it that you can keep the audience hooked in.
Ve öyle yaptığınızda, bazen, bitmek bilmeyen bir filme sahip olma problemiyle karşılaşırsınız. Ve filmin izleyiciyi kavrayacak çok güçlü bir hikaye çizgisi olmaz.
I haven't had one of those in way too long.
- Uzun zamandır bunlardan yememiştim.
Both of us have been hung up on people for way too long.
ikimiz de uzunca bir suredir tek bir kisiye kafayi takmistik.
That light's on yellow way too long.
Bu ışık sarıda çok fazla kalıyor.
This is taking way too long.
Fazla uzun sürdü.
And you've stood in my way too long, big brother!
Sen de yoluma çok fazla çikiyorsun agabey!
- I know. I been listenin'to the same four life stories for way too long now.
Çok uzun zamandır sadece 4 kişinin hayat hikayesini dinledim.
It's been way too long.
Çok uzun zaman oldu sahiden.
I've been doing this way too long.
Çok uzun zamandır bu işi yapıyorum.
Your story was way too long.
Hikayen çok uzundu ne yapiim.
Guys like Warren have been getting away with this for way too long.
Warren gibi çocuklar bunu uzun zamanda atlatırlar.
You've been in the ER way too long.
Acil serviste fazla kalmışsın sen.
It's been way too long not to win a big one.
Büyük bir zafer kazanmayalı çok uzun zaman oldu.
That we have been locked at a stalemate for way too long.
Çok uzun zamandır bir çıkmazın içindeydik.
Yeah, we've been friends way too long.
Evet, Çok uzun zamandır arkadaşız normaldir.
That go on for way too long and then just in time to save the franchise all of a sudden there's this amazing college just right around the corner, where all the principal characters are accepted.
Hani, uzun süre devam eden ve tam zamanında hakkını korumak için birdenbire bütün ana karakterlerin kabul edildiği muhteşem kolejin hemen yakında olduğu dizi.
My past coming back way too fast. And my future taking way too long to come home.
Geçmişim çok hızlı geri geliyordu. ve geleceğimin eve dönmesi çok uzun sürmüştü.
It's just a dream I held on to for way too long.
Hayır, bence uzun zamandır hayal ettiğim bir şey.
- Way too long.
- Çok uzun gerçekten.
You ever think we've been on this boat way too long?
Hiç bu teknede çok uzun kaldığımızı aklına getirdin mi?
- It's been way too long now.
- Şimdi bu çok uzun iş.
I CAN TELL YOU'VE BEEN DENYING YOURSELF FOR WAY TOO LONG.
Kendini çok fazla geriye atıyorsun.
THAT'S BECAUSE YOU LEAVE THEM IN THE DRYER WAY TOO LONG.
Çünkü onları kurutucuda fazla bekletiyorsun.
They've been gone way too long.
Çok uzun süredir yoklar.
You too wish to be part of this splendid occasion, you poorest of the poor, who'd long ago have perished in the sewers of Turnbridge if I hadn't spent sleepless nights devising a way to wring a few pence out of your poverty.
Bu eşsiz törenin bir parçası olmak için siz de gideceksiniz. Siz, fakirlerin en fakirleri uzun zaman önce Turngridge'in lağımlarında yok olacaklar eğer ben uykusuz geceler boyu sizin fakirliğinizden bir Peni çıkaracak yolu akıl etmeseydim.
I've let you have your way for far too long.
İleri gitmene izin verdim.
That's a long way, too.
Orası da uzak.
There were too many Green Police on the streets. We took the long way around. Did you introduce yourself?
Kendinizi tanıttınız mı?
The captain of the Valiant probably felt the same way. And he waited too long to make his decision.
Valiant'ın kaptanı da büyük ihtimal böyle hissetti, ve karar vermek için fazla bekledi.
It takes too long this way. The hell with your heart.
Böyle uzadıkça uzuyor, Boş ver kalbi malbi.
I, too, started my vocation long ago in much the same way as you.
Sevgili çocuklarım, bana hem büyük sevinç, hem de hüzün getirdiniz.
So while we were anxious to drive forward and were not too concerned about the casualties as long as we could get our objectives, it was natural, I think, that the British and Canadian forces did it in a more orderly, pacing way.
Bu nedenle biz ilerlemek konusunda daha istekliyken ve kayıpları gözardı edebilir durumdayken tabii hedeflerimize ulaştığımız takdirde doğal olarak Britanya ve Kanada kuvvetleri daha düzenli ve ihtiyatlı hareket etti.
Yes, but a long way from being able to fly a real mission. it's too risky.
Evet, ama gerçek bir görevde uçabilmeleri için uzun zaman gerekli. Bu çok riskli.
We don't die in the way you understand... but it would take too long to explain.
Sizin anladığınız şekilde ölmüyoruz. Ama size açıklaması biraz uzun sürer.
It's been going on too long. It's a full-time job, looking the other way.
Aslına bakarsan, bu Tam günlük iş.
It's takin'too long to finish and it's way over budget.
Çok uzun sürüyor ve bütçeyi aşıyorsunuz.
Partner, these people have come a long way, too, so I know you won't mind them going ahead.
Dostum, bu insanlar da uzun bir yolculuk geçirdiler. O yüzden onlara kibarca yol vereceğini biliyorum.
By the way, let's hurry up. I don't want to stay in this place for too long.
bu arada, acele edin. burada daha fazla kalmak istemiyorum.
If I leave it on the stock too long, it rots on the way to market.
Stokta çok fazla bırakırsam, pazara ulaşana kadar çürür.
You've brought us such a long way and we're grateful, but maybe we've gone too far. Maybe all men aren't the enemy.
Bizi buraya kadar sen getirdin, sana minnettarız, ama belki de fazla ileri gittik, belki de tüm erkekler düşman değildir.
She walked that way not too long ago.
O tarafa gitti. Çok olmadı.
We've come too long a way just to get shot down.
Sevindim. Onca yolu vurulmak için tepmedik.
We have worked too hard and too long to let a little snow get in the way of 42 percent global market share. lt'll be fun!
Kar yağınca küresel marketteki yüzde 42 hisseye bir şey olmasın diye çok çalıştık. Bu, eğlenceli olacak!
A long way, too.
Benimki de uzak.
If I don't hit the ball a real long way, I'll be back in Kansas City soon too.
Topu çok uzağa vuramazsam eğer, ben de yakında Kansas'a dönmüş olacağım.
The thing is I've been with this nutty lot way too long to sell them down the river, so not interested. Yeah.
Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]