Hear him out translate Turkish
347 parallel translation
If you will hear him out, and if you would try to understand his side of it, Catherine.
Onu sonuna dek dinleyip, onun açısından bakmaya çalışırsan, Catherine.
Let's hear him out.
Onu dinleyelim.
Bill... let's hear him out.
Bill... artık onu konuşmayalım.
You hear him out there on the wire, man?
Duyuyor musun, hatta?
I think we should at least hear him out, Zoe.
Sanırım onu sonuna kadar dinlesek iyi olur, Zoe.
- Warren, hear him out.
- Warren, onu duydum. - Hayır.
- Hear him out, Marge.
- Dinlesene, Marge.
Just hear him out.
Sadece onu dinle.
Hear him out.
Duydun onu işte.
Maybe we should hear him out.
Belki de onu dinlemeliyiz.
If you just hear him out and look at the work they've been able to accomplish in Dahkur in just two months you'll see how important this is to them.
Eğer onu dinleyip sadece iki ayda Dahkur'da neler başarabildiklerini görseydin,... bunun onlar için ne kadar önemli olduğunu anlardın.
I think we should hear him out.
Sanırım dinlemek zorundayız.
If he is, we need to hear him out.
Söylüyorsa, dinlemeliyiz.
- Hear him out, Jack.
- Dinle, Jack.
But can't you hear him out?
En azından onu bir dinleyemez misin?
If Chandler had kissed Rachel, would you hear him out?
Rachel'la birlikte olduğunuz zaman Chandler onu öpse, dinler miydin?
Mac, hear him out!
Mac, dinle onu! Mac!
Hear him out.
Dinleyelim.
I could have kept him out of it... only when he didn't hear from his sweetheart, he didn't care what happened to him.
Onu ancak, sevgilisini dinlemediği zaman uzak tutabiliyordum, şimdi ona ne olacağı umrunda bile değil.
I can still see and hear that wild hour... with poor Heathcliff trying to tear away the veil between death and life... crying out to Cathy's soul... to haunt him and torment him... till he died.
Cathy'nin ruhunu çağırmasını... ölünceye kadar kendisine görünmesi, acı çektirmesi için.
Sheriff, did you ever hear about the fix a man was in... when he was comin'down the road with a pitchfork on his shoulder... and a farmer's dog ran out and bit him on the leg?
Şerif, bir adamın düştüğü güç durumu anlatan hikayeyi hiç duydunuz mu? Hikaye'de adamın biri omzunda yaba ile yürürken çiftçinin köpeği adamın bacağını ısırıyor.
I hear him say he find out.
Onun bunu öğreneceğini söylediğini işittim.
Let him out, you hear?
Onu dışarı çıkar, duyuyor musun?
- Hear him out. - What are your demands?
Bu işin şakası kalmadı.
Darling, I might point this out that you were the one who wouldn't hear of sending him to a public school.
Sevgilim, kusura bakma ama oğlumuzu devlet okuluna göndermek istemeyen sendin.
I don't know if you can hear him over that music, but I'll get him out.
Beni müziğe rağmen duyuyormusunuz, bilmiyorum ama onu çıkartacağım.
I hear they're really gonna make an idiot out of him.
Duyduğuma göre, onu adamakıllı salak yerine koyacaklarmış.
I don't hear any happy sounds bubbling out of him.
Ondan mutlu bir ses çıkmıyor.
- Did you hear him, kicking me out?
Duydunuz mu? Beyefendi beni dışarı atmak istiyor.
Why, I almost believe that if I stood here and called out to him, he would hear my invitation to come and visit with us for a little while longer.
Sanki burada dursam ve ona seslensem, davetimi duyup bizi bir süre daha ziyarete gelecekmiş gibi.
You can hear the killer approach the body and hesitate, probably to check if it was dead, and you can just make out him leaving through the back door.
Sanırım sen... Pekala. Sessiz kalma hakkına sahipsin.
If Your Honor will hear my client out and ask questions afterwards, it will help him to present his defense.
Sayın Yargıç, müvekkilimin ifadesi dinler ve akabinde sorular yöneltirseniz bu durum savunmasını sunmada kendisine kolaylık sağlayacaktır.
I came to find out about my father's disappearance, not to hear judgement passed on him.
Buraya babamın ortadan kayboluş nedenini araştırmaya geldim olur olmaz yargılarınızı dinlemeye değil.
Wouldn't Simmons just love to hear how one little has-been movie queen... managed to fix the books and out-swindle him?
Simmons bir zamanların film kraliçesinin bilanço defterlerinde tahrifat yapmayı ve onu dolandırmayı nasıl becerdiğini işitmekten hoşlanmaz mı?
He had sent us out of the room, but we could still hear him.
Bizi odadan attı. Ama onu yine de duyabiliyorduk.
Wouldn't Simmons just love to hear how one little has-been movie queen... managed to fix the books and out-swindle him?
Simmons, bundan hoşlanmayacaktır küçük kraliçesinin ondan para sızdırmanın kitabını yazdığını...
I can just hear him saying, " Get out and slap that bunch of no-goods.
Şöyle dediğini, duyar gibiyim : " Çıkın ve şu işe yaramazlar takımını vurun.
I can hear him saying, " Get out the guns
Şimdi şöyle diyordur : " Silahları alın
Let us be off. I can hear him calling out.
- Kaçalım, bağırdığını duyuyorum.
His brother's about to be murdered at a Florida prison, and we're gonna get him out. You gotta hear this kid's story, Hannibal.
Bu çocuğun hikâyesini dinlemelisin Hannibal.
We can hear him screaming, but he has to stay with those corpses until we dig him out.
Çığlıklarını duyabiliyorduk ama biz onu çıkarana dek orada cesetlerle kalmak zorunda kaldı.
Yeah, I hear you go out with him.
Evet, onunla çıktığınızı duydum.
With George, when I'd hear a noise, I'd wake him up, and then he'd take out his gun.
George'layken bir gürültü duyduğumda onu uyandırırdım, o da tabancasını çıkarırdı.
Madam, it so fell out that certain players we o'er-raught on the wat of these we told him, and there did seem in him a kind of joy to hear of it.
Buraya gelirken yolda oyunculara rastlamıştık. Ona bundan söz ettik. Bunu duyunca birden sevinç duyar gibi oldu.
If I don't hear from General Stuart by this evening, I'm gonna send word out to him.
If I don't hear from General Stuart by this evening, l'm gonna send word out to him.
You heard some suspicious noises upstairs... and you hear this guy coming down the stairs... you look out, and you spoke to him?
Üst kattan gelen şüpheli bazı sesler duydunuz. Merdivenlerden inen bir Adam olduğunu duydunuz. Dışarı baktınız.
When all the lights went out... And she knew that he was trapped underneath the bleachers, She could hear him screaming, but she wouldn't make it stop.
Bütün ışıklar söndüğünde onun sıkışıp kaldığını biliyor,... çığlıklarını duyuyordu ama durdurmak için hiçbir şey yapmadı.
I hear Stacy went out with him
Burada çeklerin toplamı 3000 dolar ediyor.
Hear that? Just get him the hell out of here.
Onu buradan çıkar çabuk.
They ain't gonna let him out... for three months at least. And then I hear rumors he's getting transferred upstate.
Onu en az..... üç ay tutup belki de kuzeye transfer edecekler.
Do you hear me? I want him out of the house now!
Evden gitmesini istiyorum!
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299