His watch translate Turkish
1,998 parallel translation
Two guys shot my dad for his watch.
İki adam sadece saati için babamı vurdular.
He keeps looking at his watch.
Saatine bakıp duruyor.
We can track him using his watch.
Saatini kullanarak onu izleyebiliriz.
Are you sure you can change his watch?
Kol saatini değiştirebileceğine emin misin?
He's checking his watch.
Saatine bakıyor. Uzun süre sıkkın kalmayacak.
Honey, he probably feels bad about the president getting shot on his watch.
Tatlım, herhalde Başkan'ın o görevdeyken vurulmasına üzülüyordur. Gazete okumayı bırak artık.
That's where he got the compound on him, then he transferred it to Frank when he took his watch and wallet.
Sıvıyı da oradan kaptı o zaman. Sonra da onu, saati ve cüzdanı alırken Frank'e bulaştırdı.
Then to Frank Anderson when Jason Cosway swipes his watch and wallet.
Sonra Jason Cosway saat ve cüzdanı araklarken de Frank Anderson'a.
Are you sure about the time of death? His watch broke when he fell.
Düşünce saati kırılmış.
He looked at his watch for the second time.
İşte. İkinci kez saatine baktı.
Found carl's wallet in there and his watch.
Orada Carl'ın cüzdanı ve saatini bulduk.
That you had everything you needed- - his watch,
İhtiyacınız olabilir dedim.
I found his watch and bloodstains.
Kan lekeleri ve saatini buldum.
Think of his wife. You watch
Konuşmanıza dikkat edin memur bey.
And I used to watch Jimmy holding his son like he was the most precious thing in the world.
Ve sürekli oğlunu tutarken Jimmy'i izlerdim sanki dünyadaki en değerli şeymiş gibi.
He ties them up, gags them and forces them to watch videos of his previous victims.
Onları bağlıyor, ağızlarını tıkıyor ve önceki kurbanlarının videolarını izlettiriyor.
Jason's not drinking and Hoyt says his mama wants him to watch his weight.
Hayır. Jason içmiyor. Hoyt'un da annesi kilosuna dikkat etmesini söylemiş.
I'm guessing Mitchell's dad and his cronies at the Neighbourhood Watch put you up to this.
Tahmin ediyorum Mitchell'in babası ve komşu devriyesi kafadarları bunu aklınıza soktu.
I used to watch him on TV, then I saw him at a bar and the next thing you know, I'm sucking his dick on a desk.
Eskiden onu TV'de görürdüm, onu barda gördüm ve ondan sonra hatırladığım, masada onun aletini emiyordum.
Watch has him in his room.
Saat odasında olduğunu gösteriyor.
I'm gonna watch the game with Brad and his gay pals.
Maçı Brad ve onun eşcinsel arkadaşlarıyla seyredeceğim.
Jeff tells you to watch The Godfather, and you rent it like you're his bitch?
Jeff senden "Baba" yı seyretmeni istiyor. Sen de onun fahişesiymişsin gibi gidip hemen filmi kiralıyorsun.
It's fascinating to watch the blood drain from his face.
Kanın yüzünden çekildiğini izlemek olağanüstü bir şey.
When the sun comes up, the congregation gets to watch from the bleachers as a vampire ignites, sent to his fiery grave once and for all.
Güneş doğduğunda vampirin yanışını ve son olarak da yanan mezarını görmek için cemaat açık tribüne geçer.
Steven Dorn can write his own book. He said you better watch your back.
Arkanı kollaman gerektiğini söyledi.
Here are the rest of his effects : A belt, wrist band, a watch.
Geride kalan kişisel eşyaları, kemer, bileklik, saat...
He would vacation every year for two weeks... but during that vacation, he would go to work... and watch, not one man, but two men do his job.
Yılda iki hafta izin kullanırdı ancak bu izin sırasında, işine gider ve bir de bakardı ki, işini bir değil, iki adam yapıyor.
They rewired his brain or something. I don't watch movies.
Beynini tekrar programlamışlardı ya öyle bir şey yapmışlardı.
I'll cut his head, and you must watch me offering prayers to Lord Kalabhairava with his blood.
kafasını kesip kanıyla törene devam edeceğim.
What's the matter, poko? Grandpa gene is gonna watch his program now.
Büyükbaba Gene şimdi kendi programını izleyecek.
I think it's safe to say that if we never watch a man with a bag on his head have sex with two women with plastic boobs, it'll be too soon.
Hadi Cole. Bence en güvenlisi, izlemediğini söylemek. Plastik göğüslü iki kadın ile sex yaptım.
And then stuff his face and watch movies like nothing happened.
Yüzüne sıçrayan kanlarla hiçbir şey olmamış gibi film izleyecek.
You need 10 Jews to watch him lose his dick head or it's not official.
Sikinin başının kesildiğinden emin olmak için en az on yahudinin izlemesi gerekiyormuş.
So shark expert and photographer Doug perrine was hired to watch his back.
Onu koruması için köpekbalığı uzmanı ve fotoğrafçı Doug Perrine işe alındı.
Watch him put on his deodorant.
Onu bir de deodorant sıkarken gör.
Watch his head.
Kafasını izle.
I don't want to go either. Have to watch Don Draper accept an award for his humanity?
Don Draper'ın insanlığı için ödül almasını izlemek zorunda kalacağım.
You know, and if they do finally make it back, they come back, they realize the local drug dealer is wearing a watch on his wrist that's worth more than their house.
En sonunda geri dönebilirlerse döndüklerinde uyuşturucu satıcılarının kollarındaki saatleri görüyorlar evlerinden daha değerli olan saatleri.
He has searched too long for his wife to watch her served to me for dinner.
Karısını uzun zamandır, bana yemek servisi yapmasını seyretmek için aramıyor.
I intend to have him revoke his right to attorney and then watch him confess.
Onu avukat hakkından feragat ettirmeye, niyetliyim, Ve sonra itirafını izlemeye niyetliyim.
Hades assembles a gang of enforcers to watch over his dead souls.
Hades ölü ruhlara göz kulak olmaları için bir infaz ekibi kurar.
And as much as I'd rather watch his ser-secret surgery From the gallery, I can handle it myself if you want to, you know,
Her ne kadar balkondan onun çok çok gizli ameliyatını izlemek istesem de eğer istiyorsan şu Izzie işlerinle uğraşmana göz yumabilirim.
But if Hotch lives but doesn't get to watch his son grow up,
Ölmez ama oğlunun büyüdüğünü de göremezse...
Watch him live his life.
Hayatını gözlemledin.
Watch his right hand.
Sağ eline bak.
But first, I'm going to make Marshall watch as I wedge Ulysses S. Grant between his wife's tatas.
Ama önce Marshall'ın karısının göğüslerine Ulysses S. Grant sıkıştırırken onun bizi izlemesini sağlayacağım.
On watch by the restaurant. Marceau's on his way and has 2 guys watching Verkauteren now.
Marceau yola çıktı ve şu anda orada Verkauteren'i takip eden iki adam var.
Yeah. He can sit on his porch at night and watch the drive-bys.
Evet, geceleri verandasında oturup gelip geçenleri izleyebilir.
And he goes, "Tell Salih to watch his step."
- "Adam olsun bundan sonra" dedi. Bak şimdi, el de böyle.
- Jack slipped me his watch.
Jack bana yüzüğünü verdi.
Yet one male stays behind to watch over, not just his own, but everyone else's offspring.
Fakat tek bir erkek, sadece kendisinin değil, diğer erkeklerin gelecek nesillerine de gözü gibi bakıyor.
watch 1138
watching 230
watched 17
watches 61
watch out 2503
watch your mouth 281
watch tv 56
watching tv 59
watch your tone 44
watch it 1500
watching 230
watched 17
watches 61
watch out 2503
watch your mouth 281
watch tv 56
watching tv 59
watch your tone 44
watch it 1500
watch your step 464
watch your eyes 17
watch your back 240
watch your language 95
watch your six 28
watch me 376
watch yourself 314
watch this 999
watch and learn 230
watching you 46
watch your eyes 17
watch your back 240
watch your language 95
watch your six 28
watch me 376
watch yourself 314
watch this 999
watch and learn 230
watching you 46