English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Watch her

Watch her translate Turkish

3,717 parallel translation
♪ Watch her as she's lighting up the night ♪
* İzleyin onu aydınlatırken geceyi *
We need to follow her. Send someone to watch her house and follow her around the clock.
Birileri ona göz-kulak olsun, gece-gündüz.
He asked me to watch her house And make sure she didn't go anywhere.
Kızın evini gözletmemi ve hiçbir yere gitmediğinden emin olmamı istedi.
To watch her.
Onu izlemeni.
Go upstairs, watch her sleeping, make out with her, prove you're not the loser she thinks you are.
Yukarı çıkıp, uyumasını seyrediyorsun,... onunla sevişip senin onun düşündüğü gibi bir ezik olmadığını kanıtlıyorsun.
Only there's another woman there, so you watch her.
Yalnız bu sefer orada başka bir kadın var, sen de onu izliyorsun.
- How closely do I have to watch her?
Onu ne kadar yakından izlemem gerekiyor?
You were supposed to watch her every move.
Her hareketini takip etmen gerekiyordu.
Did you like to watch her clean?
Onun temizlik yapmasını izler miydiniz?
I can't just sit by and watch her lose everything, Trick!
Burada oturup da onun her şeyi kaybedişini izleyemem, Trick!
Someone whose sole job it is to watch her, make sure she stays in line.
Tek görevi onu izlemek ve yoldan çıkmadığına emin olmak.
I had Eddie and Lisa watch her and they called me about 20 minutes ago.
Eddie ve Lisa onu izliyordu. 20 dakika önce beni aradılar.
Just... " And as I watch her kiss Curt, my heart fills with hurt.
"İzlerken Curt'ü öpüşünü, bir acı çöktü kalbime."
I couldn't stand by and watch her ruin you and St Agnes with it.
Sizi ve St. Agnes'ı mahvedişini izlemeye dayanamadım.
But I can't just sit and watch her.
Ama öylece durup Vogel'ı gözetleyemem.
Well, I thought I could kip on your sofa, watch her through the night, while you get some proper rest.
Senin bir kanepe de uzanacağını düşünerek gece boyunca rahat uyku çekmen için. bunu getirdim.
You get to watch her have sex all the time.
Seks yaparken izleme fırsatın da var.
From right now, every soldier in this fort is on watch.
Şu andan itibaren her kalenin nöbet tutan bir askeri olacak
Corey Pascoe's sister Suzie said that her brother had a watch, an expensive watch, given to him over a year ago.
Corey Pascoe'nun kardeşi Suzie kardeşinin saati olduğunu söyledi. Pahalı bir saat. Yaklaşık bir sene önce ona verilmiş.
You keep no watch over her?
Bakım altında tutmuyor musunuz?
Every year, I make you watch this video, because, well, you're dumb.
Her sene size bu videoyu izletiyorum, çünkü aptalsınız.
Because you have a tendency to choke under pressure, and so I'm going to be there... with Barbra and her husband, James Brolin... to watch you blow your first big Broadway audition.
Çünkü sen baskı altında boğulmaya eğilimlisin, ve ben orada olacağım... Barbra ve kocası James Brolin ile... Broadway Dinletisi'ndeki çuvallamanı izlemek için.
It's not physically possible for me to watch every conversation, but... yes.
Her konuşmayı izlemek benim için fiziksel olarak mümkün değil ama doğru.
Watch her.
Gözün üzerinde olsun.
I'll watch over her so that she doesn't get hurt.
Onu yakından takip edeceğim böylece başına bir şey gelmez.
It's her job to watch you eat.
Seni izlemek onların işi.
We watch them for a few hours every day.
Her gün birkaç saat göz kulak oluruz.
That's always been your job to watch over her!
Senin işin her zaman onu gözlemekti!
Whatever they'll let us watch.
İzlemek istediğimiz her neyse.
Bad. Ana will not tolerate having us watch over her, and Harry understands the teenage mind.
Ana, onu izlememize katlanamıyor ve Harry'de gençleri gayet iyi anlıyor.
Whoever killed him wanted to watch him die. 1x07 Out of the Past
Her kim onun ölmesini izlemek istediyse. Motive 01x07 Geçmişle Birlikte Seyreden Olaylar Çeviri :
Why would your watch be in her purse, Tom?
Neden senin saatin onun çantasında olsun Tom?
♪ Well, he gave her a dime-store watch ♪
# Adam ona ucuz bir saat vermiş #
They ganged her and Jacs forced me to watch.
Ona çaktılar ve Jacs bana zorla izletti.
She is my gaoler, dispatching her ladies to watch over me like hawks.
Nedimelerini üzerime yollayıp beni gözetliyor.
You just go do everything by yourself, and we'll just follow you around and watch you.
Git ve her şeyi tek başına yap biz de peşinde dolaşıp seni izleyelim.
Well, you'd have to watch my friends destroy everything you love.
- Arkadaşlarımın değer verdiğin her şeyi yerle bir etmelerini izlemek zorunda kalırsın.
I remember she would record every show that she did and she would watch it and critique herself.
Yaptığı her gösteriyi kaydettiğini hatırlıyorum. Sonra izler ve kendini eleştirirdi.
They have a night watch trainer every night.
Her gece nöbetçi bir eğitmen olur.
It broke your heart to watch Jasmine grow weak while her mother did nothing.
Annesi hiçbir şey yapmazken Jasmine'in erimesini izlemek kalbini kırdı.
Did your uncle watch while you raped her?
Sen tecavüz ederken amcan izledi mi?
Whatever's on these videos is likely to be the vilest and most startling material that Mrs. Purcell gathered, so you might not want to watch this.
Bu videolarda her ne varsa Bayan Purcell'in çektiği görüntüler arasındaki en iğrenç ve korkuncu olmalı. Seyretmek istemeyebilirsin. Tamam.
Okay, then I'll watch him, but he shouldn't be with her.
Tamam, o zaman ben bakarım. Hannah'yla olmamalı, çocuğa haksızlık bu.
I mean, we climb into sweats and watch Netflix every night.
Her akşam işten gelip Netflix izliyoruz.
You know, this could actually be our big break, only we may not have gotten to it if I hadn't recognized Margo's building in that photo, which is why I think each of you should watch some "Wives Of Wall Street" episodes tonight- -
Aslında bu büyük bir ipucu olabilir fakat eğer ben o fotoğraftan Margo'nun apartmanını tanıyamasaydım bu noktaya gelemezdik. İşte bu yüzden bu gece her birinizin Wall Street'in Eşleri programını izlemeniz gerektiğini düşünüyorum.
You always let me watch TV.
Bana her zaman televizyon izletiyorsunuz.
And I'll watch you give Jess her money back.
Jess'e parasını gözümün önünde vereceksin.
While Paul chases moths and Jeanette messes around with her lizards I head out for the islands to watch the seals play.
Paul kelebekleri kovalarken ve Jeanette sürüngenleriyle vakit geçirirken ben deniz aslanlarının oyunlarını izlemek için adalara gidiyorum.
Crazier still, he invites me to stay and watch him assist in the interrogation of this lunatic who'd been planting car bombs all over the city.
hala öyle, Şehrin her yerine içinde bomba bulunan araçlar yerleştiren bir manyağın sorgulamasında onu izlemem ve yardımcı olmam için beni davet etmişti.
We used to watch news every night, listen for the word of Russian princess who miraculously came back to life.
Her gece haberleri izlerdik. Mucizevi şekilde hayata dönen Rus prensesinin hikâyesi.
GPS on Melinda Perkins'watch places her not in the slaughterhouse at time of death, but approximately 100 meters east.
Melinda Perkins'ın saatindeki GPS ölüm anında mezbahada olmadığını gösteriyor....... fakat yaklaşık olarak 100 metre doğu tarafındaymış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]